24 Ekim 2013 Perşembe

Köşenin Namusu 4

“Köşenin Namusu” başlıklı seri yazımızın dünkü ve üçüncü bölümünde merhum Hamdullah Suphi Tanrıöver’in TBMM’de görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmadan bahsetmiş ve Osmanlı Hanedanına mensup hanım sultanların gurbette çektiği sıkıntıları anlatan bir bölüm alıntılamıştım. Ama konuşmada sadece hüzün tabloları yoktu, Hanedan ve Türklük adına gurur tabloları da vardı ve ben onları bugüne bırakmıştım.

Dürrüşehvar Hanım Sultan son Halife Abdülmecit Efendi’nin kızı ve Haydarabat Nizamı’nın gelinidir. Hamdullah Suphi Tanrıöver TBMM’de anlatıyor:  Bir gazete muhabiri “Çocuklarınız Türkçe konuşabiliyorlar mı?” sorar. Dürrüşehvar Hanım Sultan, Hamdullah Suphi’nin ifadesiyle “epeyce düşündükten sonra mahzun ve münfail bir sesle” şu cevabı verir: “Benim bir Türk kadını olduğumu unutabilir misiniz?”

Bir başka hanım sultan da Dürrüşehvar Hanım Sultan'ın yakın akrabası Neylüfer Hanım Sultan'dır. Ona da bir yabancı muhabir, İllustration muhabiri “Hanedanınızı Atatürk memleketten çıkardı, hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sorar. “Evet” der Neylüfer Hanım Sultan “Aile olarak müteessirim, vatan topraklarından uzaktayız. Fakat bir şeyi unutmamanızı rica ederim, ben bir Türk kadınıyım, vatanımı kurtarana karşı ölünceye kadar minnettarlık hissi taşırım.”

Ve o görüşmelerde TBMM kürsüsünden anlatılan son bir hikaye daha ama uydurma değil, yalan değil, yaşanmış gerçek hikaye daha: Newyork’a giden bir hanım sultan orada evlenir., çocukları askerlik çağına gelince gitmezler, “Biz Türk evladıyız, bir gün memleketimize bizi kabul edecekler, askerliğimizi memleketimizde yapacağız” derler.

Osmanlı budur; Türktür, bunun bilincindedir ve her şart altında gururla haykırmaktan asla geri durmaz. Günümüzün neredeyse Türklüğünden utanan çakma ve sahte Osmanlılarının yanında gerçek Osmanlıların “Türklüklerini vurgulamasındaki” asalete hangi vicdan saygı duymaz, hangi haysiyet bu asaletin karşısında tazimle eğilmez? Sürgünün acısını bütün çıplaklığıyla yaşayan ama aynı derece büyük bir asaletle göğüsleyen gerçek Osmanlı’nın “vatanımı kurtaran” dediği insana “minnettarlığındaki kadirbilirlikle” çakma Osmanlıların inkarcılığındaki sefaleti hangi akıl algılayamaz.

/Osman KARA
24.10.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder