29 Nisan 2013 Pazartesi

Samsun'da Sıkıntı Var...

Bugünlerde bu söz dilime çok takıldı.. Çünkü kiminle sohbet etsem, kendi ilgi ya da iş alanına göre bir sıkıntıdan söz ediyor..  Hatta espri konusu oldu.. ‘Sıkıntı var’, ‘Sıkıntı yok’ gibi..  Düşününce, gerçekten de nereye baksan, bir sıkıntı, bir organize olamama ve koordinasyon sıkıntısı var.. İş başındakilerin işin ehli olmamasından mı, işleri ciddiye almamasından mı, yoksa organize olamamalarından mı kestirmek zor.. Hiçbir şey mi doğru dürüst, yolunda gitmez.  Ne zaman bir etkinlik olsa hatalar zinciri üst üste geliyor.. Ne zaman bu kentle ilgili önemli beklentiler oluşsa, bir yerden bir şeyler 'eksiklik' gösteriyor..

EMİTT 2013'e katılıyoruz, Samsun'u anlatan afişlerde sorun  yaşıyoruz.. Halen hangi afişle temsil edildik, bilmiyorum inan.. Geldi geçti.. 23 Nisan Bayramı etkinlikleri yapılıyor, sadece Samsun'da 'minicik öğrencilere kına gecesi' senaryolu skeç oynatılıyor sahnede.. Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri yapılıyor, türlü türlü iddialar var ortada.. Hatta bırakın onu savcılık, polis, kamera kayıtları giriyor devreye.. Samsun'da sel oluyor; sanki yeni yerleşim yeri gibi 14 kişi canından oluyor. Boğuluyor suların içinde.. Yürekleri yakıyor..

Salıpazarı'nda evinden çıkıp okula giden öğrenciler, 5 gün sonra ancak evine ulaşıyor, 'sorumlular hakkında ne gibi işlem yapıldı' kimse bilmiyor.. Samsun Valiliği ile Salıpazarı arasında yaşanan 'iletişimsizlik' sonrası İHA Bölge Müdürü devreye girmese ve Vali Hüseyin Aksoy'u uyarmasaydı ne olacaktı; bu sorunun yanıtı yok.. 16 öğrenci de evine sağ salim ulaştırıldığından belki herkes rahat nefes aldı ama Samsun'daki selde Bedirhan, kardeşi ve babası onlar kadar şanslı değil.. Samsun'daki selde de kimse hayatını kaybetmeseydi, çoktan unutmuştuk ama 14 kişi yaşamını yitirince; sorguluyoruz sorumlu kim diye?..

Samsun'un üreten yıldızlarına ödül töreni düzenleniyor; TOBB'un adı yanlış yazılıyor.. Hadi onu da geçelim desek, Samsun'un Valisi kentin ekonomisini ve beklentilerini anlatmak için kürsüye çağrılmıyor..  Organize olabilme yerlerde sürünüyor adeta..  Etkili iletişimden eser yok ortada.. Hatta bir salonda bir törende 'iletişim' yerine kaos yaşanıyor.. Samsun uluslararası festivale hazırlanıyor aa bilet kaosu yaşanıyor.  Okuyucularımız, bırakın bilet bulmayı yetkili ya da muhatap bulamadıklarından 'gazeteleri arıyor çözüm için'..

Oysa organize komitesinde kimi arasan var.. Samsun Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Kültür müdürlüğü, hatta Devlet Opera ve Balesi.. Neyi organize ediyorlar anlamak mümkün değil.  Samsun'da bu kadar görsel ve yazılı basın var, biletler nereden bulunacak, festivalin seyri nasıl olacak, vatandaşlar festivali izlemek isterse nereye başvuracak, kiminle irtibata geçecek, tam bir muamma..

Samsun enerji üretim cehennemine dönmek üzere ama Çevre Müdürlüğü işini yapacağına, gazeteci İsmail Başaran'ın Danıştay kararına rağmen Terme'deki OMV Santrali'nin bacasından duman çıkarken çektiği fotoğraf 'fotomontaj mı' diye sorguluyor.. Yalancı tavuk vebası nedeniyle binlerce tavuk telef olmuş ama Tarım ve Gıda Müdürlüğü, olayı gazeteci arkadaşlarımız sorana kadar kamuoyuyla paylaşmıyor bile.. 45 günde kesilmesi gereken çiftlik tavuklarının 35 günlükken, daha antibiyotiği vücudundan atmadan kesildiğiyle ilgili aldığımız ihbar sonrası ne yapıldı, tüm çiftliklerde denetim yapıldı mı onu da bilmiyoruz.. Sıkıntılarla ilgili sağlıktan, eğitime, turizmden, tarıma örnekleri çoğaltabiliriz ama daha sıcak bir örnek var..

/A.Yener CABBAR
29 Nisan 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder