Türk Ocağı Samsun şubesinin geçen haftaki konuğu
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi
Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, (“İlk Çağdan Osmanlılara Samsun” konulu
konferansında) Samsun halkının bir süredir kafasını karıştıran birçok tarihi
söylentiyi bilimsel verilerle çürüterek, şehrimiz hakkındaki gerçekleri
öğrenmemize yardımcı oldu. Bunların bir kısmını sizlerle paylaşacağım:
-Samsun yöresinde ilk yerleşimin 10 bin yıl
öncesine dayandığını, Tekkeköy Mağaraları’ndaki belgelerden ve Bafra İkiztepe’deki
kazılardan anlıyoruz.
-Samsun’la ilgili tarihi belgelere yansıyan ilk
şehir adı ENETE olup, bu bilgi Amasyalı coğrafyacı ve tarihçi olan Strabon
tarafından kayıtlara geçirilmiştir. Bu isim bir Kemmer kabilesi olan Enetoi’den
gelmektedir.
-Şehrin sonraları taşıdığı diğer isimlerden Amisos
ise Miletoslu kolonicilerin şehre verdiği isim olup, Samsun’un ilk kuruluşunu
bu kolonicilere bağlamak bir safsatadan ibarettir.
-Tarih içinde yaşayan diğer isimler ise Pereira,
Simisso, Canik olmuştur.
-Osmanlılardan önce kente sırasıyla Gaskolar,
Kemmerler, İskitler, Koloniciler, Makedonyalılar, Romalılar, Selçuklular, Canik
Beylikleri hakim oldular.
“Samsun’un tarihi kökenine sahip çıkılmadı” diyen
Tellioğlu, Osmanlı ve öncesi yapılardan çok azının günümüze ulaşabildiğini;
ulaşanların ise ilgisizlik ve bilgisizlikten harap halde zamana karşı
direnmekte olduğunu söyledi. Müslüman Samsun’un merkezi olan kaleden günümüze
Büyük Cami önündeki sur parçalarından başka bir şey kalmamıştır. Bu
kalıntılara, ilgililer maalesef tam sahip çıkmadılar. Hatta bir takım sur
kalıntıları üzerine imarlı binalar dikilmiş ve sur kalıntıları binaların
bodrumlarında korunmaya çalışılmıştır.
Salı Pazarı’nda bulunan kaya resimleri Türklerin
ilk çağdan itibaren bölgeye ulaştıklarını belgelese de köklü yerleşimler
Malazgirt Zaferi’nden sonra oluşan büyük göçlerle tesis edilmiştir. Öncü
yerleşimler Samsun’un güney yörelerinde oluşmuş, 1186’da Selçukluların Samsun
Kalesi’ni inşa etmesiyle sahil kesimi de Türk hakimiyetine girmiştir. Bu
tarihten sonra Samsun iki merkezli bir şehir haline gelmiş; bunlardan Kalkancı
yöresi Cenevizlilerin elindeki bir ticaret kolonisi olurken, bugünkü Saathane
ve çevresinde ortaya çıkan yerleşim ise Müslüman Samsun’un merkezi olmuş ve
ticaretle hızla gelişmiştir. Bu ticaretin günümüze yansıyan çarşı yapısı halen
mevcuttur ve korunmayı beklemektir.
Konferansın kapanış konuşmasını yapan Türk Ocağı
Şube Başkanı Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan “Bugün Samsun’a, Milli Mücadele
kimliğinin yerine yeni kimlikler giydirilmesi gayreti var. Amisos, Amazon gibi
söylemlerin öne çıkarılması, şehre bin yıldan beri damgasını vuran Türk
hakimiyetine karşı en azından saygısızlıktır” dedi.
Yaklaşık iki yıldır Büyükşehir Belediyesi’nin
Saathane bölgesindeki bu tarihi mirası yok etme çabasına karşı yürütülen
çalışmalara “Saathane’de tarih yok” diye cevap veren Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’ın
da bu konferansı dinlemesini çok arzu ederdik.
/Yücel TÜRE
01 Nisan 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder