16 Nisan 2013 Salı

Kent Suçu

Belediyelerimiz yaklaşan yerel seçimler öncesinde, kent içinde yoğunluklara neden olabilecek yeni düzenleme projeleri ile gündem oluşturmaya başlamışlardır. Büyükşehir Belediyesi,  mimari düzensizlikler ve çarpıklıklar örneği veren Çiftlik Caddesinin İstanbul İstiklal veya Nişantaşı modeli esas alınarak yenilenmesi, ve modern mimari ile yeniden düzenlenmesi yönünde kamuoyu gündemine sunduğu “Çiftlik AVM Projesi” uygulanabilirliği anlamında tartışmaları da beraberinde getirmiştir.

Kentin modernleşmesi ve yaşanabilir bir yapıya kavuşturulabilmesi için uygulanması planlanan her tür projenin kentte yaratacağı katma değeri hiç kimse inkar edemez. Ancak böylesine geniş çaplı bir projenin uygulanabilmesi için, Çiftlik Caddesinde mevcut binaların tamamının yıkılarak veya güçlendirilerek projeye uygun hale getirilmesi gerekir. Çünkü Çiftlik Caddesinin alt ve üst sokaklarında bulunan binalar deprem yönetmeliğinin uygulamaya konmadan önce yapılan binalardır. Bilindiği üzere 1 Ocak 2011 tarihi itibariyle Enerji tasarrufuna yönelik tedbirler çerçevesinde binaların yalıtımı zorunluluğu getirilmiştir. Enerji Kimlik Belgesi olmayan yeni binalara ruhsat verilmemekte ve eski binaların da 2017 yılına kadar binaların yalıtımlarının yapılması gerekmektedir.

Deprem yönetmeliğine uygun olmayan binaların yalıtımlarının yapılmasının hiçbir mantığı olmayacağı için, Çiftlik Caddesinde tüm binaların tek tek gerekli testlere ve teknik kontrollere tabi tutulmalıdır.  Cadde ancak bu tür teknik çalışmalarının akabinde yeni projelere açık olabilir. Büyükşehir Belediyesi bu konuda elbette ilgili meslek kurum ve kuruluşları ile gerekli istişareleri yapmıştır. Çünkü kentin geleceğine ilişkin üretilen bu tür önemli projeler kesinlikle “ben yaptım oldu” mantığı çerçevesine sığdırılamaz. Mimarlar ve Mühendisler Odaları, Kent Planlamacıları başta olmak üzere, Caddede gerek işyeri ve gerekse evleri bulunan kişi ve kuruluşları bir masa etrafına toplayarak ortak akıl üretilemediği taktirde, söz konusu projenin başarıya ulaşma şansı kesinlikle mümkün değildir.

Japonya’da bir araba satın almak istediğinizde gerekli satın alma belgelerinin içinde en önemli evrak, arabanın park edilebileceği alanı gösteren yerin krokisi ve kiralama kontratıdır. Eğer evinizin veya ikamet ettiniz apartmanın araçları park edebilecek bir garajı mevcut değilse, bir otopark ile kontrat yapılması zorunluluğu vardır. Aksi taktirde galerilerin veya kişilerin size araç satma şansı yoktur. Aslında tüm apartmanlarda belediyeler tarafından otopark yapılması zorunluluğu getirilmiştir. Ancak bina sahipleri belirli miktarda harç yatırıldığında bu zorunluluk ortadan kalkar. Güya tahsil edilen harçlar ile belediyeler tarafından otoparklar yaptırılacaktır. Bu konu elbette suistimallere her zaman açık olmuştur. Harç yatırmak da aslında binayı inşa eden müteahhitlerin işine gelmektedir. Çünkü otopark olarak tahsis edilecek alan daire olarak satılır.

Belediyelerin binalardan otopark harcı olarak topladıkları paraların amacına uygun kullanılmadığı bir gerçektir. Bu nedenle Çiftlik Caddesi veya kentin diğer semtleri için üretilen projelerde öncelikle otopark sorunlarının çözümlenmesi gerekir. Öncelikle yeni yapılan binalar için otopark sisteminden kesinlikle taviz verilmemelidir. Samsun’da ne yazık ki hesap sorma kriterleri pek gündemde tutulmadığından, vatandaş sadece bir yaptırım ile karşı karşıya kaldığında sesini yükseltmeyi tercih etmektedir.

Belediyeler tarafından binalardan otopark harcı olarak bir bedel tahsil ediliyor ise, belediyeler ve valilikler o bölgedeki otopark sorununun çözümü için alternatifler üretmelidir.

Çünkü Belediyelerin binalardan otopark harcı almasının gerekçesi, parselinde otopark ihtiyacının karşılanamaması halinde, bu ihtiyacın belediyeler ve valilikçe karşılanması amacını taşımaktadır. Dolaysıyla Çiftlik Caddesinde yaşayanlar malum proje ile ilgili en önemli problem olan otoparklar konusunu hukuki platformlara taşıyabilirler. Kentlerin geleceği kesinlikle siyasi rant sağlama amacına yönelik  kent suçu kapsamına giren uygulamalara kurban edilmemelidir. Kentle ilgili önemli projeler gündeme geldiğinde konunun uzmanları başta olmak üzere tüm ilgili ve bilgili kurumlar ile paylaşılmalı ve ortak akıl üretilerek kentin geleceği şekillendirilmelidir

/Süleyman SALUR
16 Nisan 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder