Belediyelerimiz yaklaşan yerel seçimler öncesinde,
kent içinde yoğunluklara neden olabilecek yeni düzenleme projeleri ile gündem
oluşturmaya başlamışlardır. Büyükşehir Belediyesi, mimari düzensizlikler ve çarpıklıklar örneği
veren Çiftlik Caddesinin İstanbul İstiklal veya Nişantaşı modeli esas alınarak
yenilenmesi, ve modern mimari ile yeniden düzenlenmesi yönünde kamuoyu
gündemine sunduğu “Çiftlik AVM Projesi” uygulanabilirliği anlamında
tartışmaları da beraberinde getirmiştir.
Kentin modernleşmesi ve yaşanabilir bir yapıya
kavuşturulabilmesi için uygulanması planlanan her tür projenin kentte
yaratacağı katma değeri hiç kimse inkar edemez. Ancak böylesine geniş çaplı bir
projenin uygulanabilmesi için, Çiftlik Caddesinde mevcut binaların tamamının
yıkılarak veya güçlendirilerek projeye uygun hale getirilmesi gerekir. Çünkü
Çiftlik Caddesinin alt ve üst sokaklarında bulunan binalar deprem
yönetmeliğinin uygulamaya konmadan önce yapılan binalardır. Bilindiği üzere 1
Ocak 2011 tarihi itibariyle Enerji tasarrufuna yönelik tedbirler çerçevesinde
binaların yalıtımı zorunluluğu getirilmiştir. Enerji Kimlik Belgesi olmayan
yeni binalara ruhsat verilmemekte ve eski binaların da 2017 yılına kadar
binaların yalıtımlarının yapılması gerekmektedir.
Deprem yönetmeliğine uygun olmayan binaların
yalıtımlarının yapılmasının hiçbir mantığı olmayacağı için, Çiftlik Caddesinde
tüm binaların tek tek gerekli testlere ve teknik kontrollere tabi
tutulmalıdır. Cadde ancak bu tür teknik
çalışmalarının akabinde yeni projelere açık olabilir. Büyükşehir Belediyesi bu
konuda elbette ilgili meslek kurum ve kuruluşları ile gerekli istişareleri
yapmıştır. Çünkü kentin geleceğine ilişkin üretilen bu tür önemli projeler
kesinlikle “ben yaptım oldu” mantığı çerçevesine sığdırılamaz. Mimarlar ve
Mühendisler Odaları, Kent Planlamacıları başta olmak üzere, Caddede gerek
işyeri ve gerekse evleri bulunan kişi ve kuruluşları bir masa etrafına
toplayarak ortak akıl üretilemediği taktirde, söz konusu projenin başarıya
ulaşma şansı kesinlikle mümkün değildir.
Japonya’da bir araba satın almak istediğinizde
gerekli satın alma belgelerinin içinde en önemli evrak, arabanın park
edilebileceği alanı gösteren yerin krokisi ve kiralama kontratıdır. Eğer
evinizin veya ikamet ettiniz apartmanın araçları park edebilecek bir garajı
mevcut değilse, bir otopark ile kontrat yapılması zorunluluğu vardır. Aksi
taktirde galerilerin veya kişilerin size araç satma şansı yoktur. Aslında tüm
apartmanlarda belediyeler tarafından otopark yapılması zorunluluğu
getirilmiştir. Ancak bina sahipleri belirli miktarda harç yatırıldığında bu
zorunluluk ortadan kalkar. Güya tahsil edilen harçlar ile belediyeler
tarafından otoparklar yaptırılacaktır. Bu konu elbette suistimallere her zaman
açık olmuştur. Harç yatırmak da aslında binayı inşa eden müteahhitlerin işine
gelmektedir. Çünkü otopark olarak tahsis edilecek alan daire olarak satılır.
Belediyelerin binalardan otopark harcı olarak
topladıkları paraların amacına uygun kullanılmadığı bir gerçektir. Bu nedenle
Çiftlik Caddesi veya kentin diğer semtleri için üretilen projelerde öncelikle
otopark sorunlarının çözümlenmesi gerekir. Öncelikle yeni yapılan binalar için
otopark sisteminden kesinlikle taviz verilmemelidir. Samsun’da ne yazık ki
hesap sorma kriterleri pek gündemde tutulmadığından, vatandaş sadece bir yaptırım
ile karşı karşıya kaldığında sesini yükseltmeyi tercih etmektedir.
Belediyeler tarafından binalardan otopark harcı
olarak bir bedel tahsil ediliyor ise, belediyeler ve valilikler o bölgedeki
otopark sorununun çözümü için alternatifler üretmelidir.
Çünkü Belediyelerin binalardan otopark harcı
almasının gerekçesi, parselinde otopark ihtiyacının karşılanamaması halinde, bu
ihtiyacın belediyeler ve valilikçe karşılanması amacını taşımaktadır.
Dolaysıyla Çiftlik Caddesinde yaşayanlar malum proje ile ilgili en önemli
problem olan otoparklar konusunu hukuki platformlara taşıyabilirler. Kentlerin
geleceği kesinlikle siyasi rant sağlama amacına yönelik kent suçu kapsamına giren uygulamalara kurban
edilmemelidir. Kentle ilgili önemli projeler gündeme geldiğinde konunun
uzmanları başta olmak üzere tüm ilgili ve bilgili kurumlar ile paylaşılmalı ve
ortak akıl üretilerek kentin geleceği şekillendirilmelidir
/Süleyman
SALUR
16 Nisan 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder