Kızılırmak ve Kuş Cenneti ile dünyanın sayılı
değerlerinden biri haline gelen deltası ile, tarihi dokusu ve sosyal yapısıyla
farklılık gösteren Karadeniz'in nadide ilçesi olan şirin Bafra'yı sanatsal
yöntemlerle tanıtmak, fotoğraf sanatını Bafra halkına sevdirmek, fotoğraf
bilinci oluşturmak ve bu alana yöneltmek, bu etkinlik aracılığıyla da Bafra
Belediyesi'ne kaliteli ve zengin fotoğraf arşivi oluşturmak, fotoğraf sanatının
gelişmesine Bafralıların da katkısını sağlamak gibi anlamlı ve önemli bir amaç
taşıyan Bafra foto maratonu sona erdi.
Her biri kendi kapsamında önem teşkil eden birçok
değeri bünyesinde barındıran bu organizasyonun kısaca Bafra sevdası olarak
özetlenmesi mümkün. Yürekleri fotoğraf sevgisi ile dolu olan genç yaşlı tüm
katılımcıların bakış açılarına ve belki de kısmetlerine takılan yüzlerce kare
arasında deneyimli jüri üyelerince seçilen toplam 55 eser, gerçek anlamda
büyüledi. Söz konusu fotoğraflar Türkiye Fotoğraf Sanatçıları Federasyonu
almanağında da yayınlanacak.
İlçenin çok yönlü tanıtımında gerçek anlamda biz
hizmet bu girişim. Düşünsenize yaklaşık 150 fotoğraf sanatçısı; Bafra
merkez, Boğazkaya Köyü, Balık çiftlikleri, Kız Oğlan Kayası, Yeni Köy, Akalan
Köyü, Gün Batımında Fener Köyü, Sürmeli Köyü ve Kızılırmak Deltası'nı yüzlerce
kez kayıt etti benliklerine… Ödül alan fotoğrafların çoğunluğunun Kızılırmak
Deltası ve Kuş Cenneti'ne ait olması ise beklenen bir durumdu.
Öyle olması gerekiyordu ve delta gerçek anlamda bir
cennet çünkü… Değerinin daha fazla bilinmesi, el üstünde tutulması gereken bir
cennet… Doğal özellikleri büyük ölçüde korunabilmiş, ülkemizin Karadeniz
kıyısındaki tek sulak alan olmasının yanında, deniz, ırmak, göl, sazlık,
bataklık, çayır, mera, orman, kumul ve tarım alanları gibi farklı ekolojik
karakterlerdeki habitatların bir arada bulunması, besin maddelerince zenginlik
ve uygun iklim koşulları deltanın eşine az rastlanır ölçüde biyolojik
çeşitliliğe sahip olmasını sağlıyor.
Kızılırmak deltası, Karadeniz Bölgesi'ndeki
doğallığını koruyabilmiş en önemli sulak alanı toplam 56.000 hektar
genişliğinde bir alanı kapsamakta. Doğal özelliklerinin korunması amacı ile
doğal sit ilke kararlarına göre; 1994 yılında; deltanın doğu bölümünde yer alan
sulak alanların tamamı Kültür Bakanlığı'nca ‘’Doğal Sit Alanı’’ ilan edilerek
koruma altına alınmış. Alanın yaklaşık olarak
�’i
1.dereceden sit alanı kapsamında. Yani korunma öncelikli.
Foto safariye katılan tüm fotoğraf sanatçılarının
üstüne basa basa ifade ettikleri de tam olarak bu.
“Ne olur
koruyun” !.. Elbette bu güdünün içinde korumak adına çıkılan yolda, zararların
en büyüğünü de verme ihtimali var. Birçok kez ifade edilen ulaşım ve yol
beklentisinde olduğu gibi. Güzergahın yol çalışması evet bir ihtiyaç, fakat
deltanın içinin doğal haliyle bırakılması doğru olan. Öyle ki doğa tutkunları o
tozu toprağı ya da o çamuru, bataklığı doğal haliyle görmek ve yaşamak istiyor.
Hakları da…
25.04.2013
/Birol BİRCAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder