Bilindiği üzere son günlerde hükümet tarafından
belirlenen 63 akil adam listesi üzerinde yapılan spekülasyonlar ülke gündemini
işgal etmektedir. Bu isimler arasında yer aldığı için gerek muhalefet partileri
ve gerekse Samsun’da yoğun eleştiriler ile karşı karşıya kalan hemşerimiz ve
benim de çok yakın dostum olan Orhan Gencebay ile ilk etapta yurt dışında
olduğum için telefonlar ile istişarelerde bulundum.
Bu hafta sonu yurt dışından döner dönmez ise
kendisi ile ofisinde buluşarak, akil
adamlar listesine ne şekilde ve neden girdiği konusu ile ilgili karşılıklı
sohbet ettik. Yurt dışında iken yaptığımız telefon görüşmesinde, Karadeniz
toplantılarının ne zaman yapılacağı konusundaki soruma, kendisinin akil
adamların yapmış olduğu toplantılara iştirak etmeyeceğini ifade etmiş idi.
Bende telefon ile yaptığımız bu görüşmeyi facebook’da dostlarım ile paylaştım.
İki dost arasında geçen bu sohbetin haber niteliği
taşımadığı düşüncesi ile gazetemize de haber olarak geçmedim. Ancak benimde
yazarlığını yaptığım bir internet gazetemiz facebook’daki yazımı kaynak alarak
konuyu haber olarak sitesinde Samsun kamuoyuna duyurmuştur. Cuma günü yaklaşık
3 saat boyunca Gencebay’ın akil adamlar arasında yer almasına neden olan süreci
konuştuk. Kendisinin akil adam olduğunu teklifinin başbakanın talimatı ile,
Bakan Beşir Atalay’dan geldiğini belirterek,
Başbakan ile gençlik çağlarından itibaren tanıştığını, ve kendisinin
hiçbir siyasi görüş ve düşünceye sahip olmadığını, amacının sadece ülkede
insanların birbirlerini sevmesini ve ülkeye barışın gelmesine katkıda
bulunmaktan öte hiçbir amacının olamayacağını ifade etti.
Bu sözlerinin ardından başbakan tarafından kendilerine görev bölgelerindeki vatandaşlara
anlatılacak konuların içeriği hakkında herhangi bir bilgi verilip verilmediğini
sordum. Ankara’da başbakan ile yapılan ilk toplantıda, başbakanın kendilerine
herhangi bir telkinde bulunmadığını, yani şu veya bu şekilde konuşun tarzında
ifadeler kullanmadığını belirterek, heyetlerin görev alanları içinde sadece
vatandaşların görüşlerinin alınmasını ve bir rapor halinde hükümete sunulması
isteği olduğunu belirtti.
Bu arada kendi doğup büyüdüğü kent olan
Samsun’da kendisine yapılan eleştirilere
karşı çok üzüldüğünü, ve bu tarzda
eleştiri yönetenlerin kendisinin vatanına, milletine ve bayrağına ne derece
bağlı olduğunu anlayabilmeleri için
yapmış olduğu bestelerin bir kaz daha dinlemeleri gerektiği şeklinde
düşüncelerini iletti. Bende kendisine iktidarın Türk ve milliyetçilik
kavramları ile ilgili Türk milletinin en hassas değerleri üzerinde
spekülasyonlara açık uygulamalara yöneldiğini, Sağlık Bakanlığı, Ziraat Bankası
ve bazı kurumlarda T.C ifadelerinin kaldırılmasına yönelik eylemler
sergilendiğini, dolaysıyla ortaya çıkan kaosun bir faturasının olması
gerektiğini ifade ederek, özellikle yine listede yer alan bazı isimlerin
birinci derecede akrabalarının PKK kadrosu içinde yer alarak dağlarda
Mehmetçiğe kurşun sıktıklarını, bu insanların hükümet tarafından oluşturulan
akil adamlar tablosunun içinde yer almalarının eleştirilerin dozunu artırdığını
ve daha da artıracağını belirttim.
Sonuç olarak geldiğimiz noktada, kendisinin
devletin vermiş olduğu göreve barış ve insanların birbirini sevmesi adına
iştirak ettiğini, ne hükümetin ve nede başka bir siyasi görüşün temsilcisi
olmadığını ve olmayacağını, ancak sağlık
sorunları nedeniyle daha önce telefon ile yaptığımız görüşmede ifade ettiği
gibi görevlendirildiği Karadeniz Bölgesindeki toplantılara iştirak etmeyeceğini
ve bu mazeretini de başbakan Tayyip Erdoğan’a ilettiğini ifade etmiştir. Dolaysıyla
kendisinin Karadeniz bölgesindeki toplantılara iştirak etmeyeceği, ancak hükümetin vermiş olduğu bu görevin
içinde isim olarak da olsa yer almayı sürdüreceği yapmış olduğumuz sohbet ile
netleşmiştir.
/Süleyman
SALUR
14 Nisan 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder