5 Nisan 2013 Cuma

Eksikler

Karadeniz’in incisi, bölgenin turizm , kültür ve tarih birikimi anlamında ülkenin en önde gelen kentlerinden biri, kara, hava, deniz ulaşımı problemi yok, liman ise öncelikle foseptik çukuru modundan bugünkü işlevine bürünmüş ve rantabl, kimlik çeşitliliği yönünden avantajlı bir kent olması nedeniyle tarım mı, sağlık mı, enerji mi, sanayi mi kısaca hangi kartvizite sahip olacağı konusunda bir türlü karar verilememekte.

Saydığımız tüm özelliklere sahip kent elbette Samsun’dur. O halde kentimiz Türkiye’de  önemli sanayi şehirlerimizin önlerinde yer almakta iken, bugün neden kalkınmışlık sıralamalarında 30. Veya daha üst basamaklarda yer almaktadır. Samsun TSO ve bünyesindeki İl Kadın Girişimciler Kurulu üyelerinin çabaları ve koordinasyonları sonucunda ortaya çıkan “Samsun’da var Samsun için al” kampanyasının başarıya ulaşamamasının nedenleri nelerdir? Kamu kurumları ve  belediyeler kırtasiyeler başta olmak üzere  tüm matbuat işlerini neden Samsun’da bu sektörlerle ilgili firmalardan değil de , Ankara ve İstanbul gibi kentlerden temin etmeye çalışırlar.

Kent olarak her dönemde iktidar partilerine en çok oy veren iller sıralamasında ilk sıralarda yer almakta iken, yatırımlar neden üretime değil de tüketime yönelik planlanır. Karadeniz’in karşı kıyısında Türkiye nüfusundan iki kat fazla nüfusa sahip bir ticari potansiyeli bulunan ülke’ye vize zorunluluğu kaldırılmış, ancak bu avantaj ne yazık ki  ticarete dayalı bir sistemi geliştirmek yönünde değil,  o ülkenin zevk ve eğlence sektörü sisteminin gelişmesine yönelik kullanılmıştır. Samsun’da doğup büyüyen ve tahsil hayatlarını büyük metropollerde sürdüren gençler neden Samsun’a geri dönmek yerine, üniversite tahsillerini yaptıkları kentlerde kalmayı tercih ederler.

Beyin göçünün yanı sıra, ticari platformda başarılara imza atmış, istisnalar dışındaki firmalar Samsun’a yatırım yapmaktan neden imtina ederler. Sanayiciler, orta ve büyük ölçekte işletmeler, ihracata ve ithalata dayalı ticari faaliyetlerini sürdürenlere önemli oldukları neden hissettirilmez. Sorunlarına çözüm üretmek yerine, adeta başka illere yatırım yapmaları için teşvik edilirler.

Yeşilyurt’lar, Ulusoy Un Sanayii, Özyılmaz Fındık Tic.San. Karaçuha Tarım Ürünleri, Samsun Makine Sanayii, gibi üretimleri ile birlikte tüm ticari kayıtları Samsun’da olan firmaların Türkiye’deki en büyük 500 firma arasında yer alması elbette sevindiricidir. Ancak Samsun’da ürettikleri halde merkezleri başka şehirde bulunduğu için Samsun’a direkt olarak katkıları bulunmayan şirketlerin bu tercihlerinin nedenlerinin sorgulanması gerekir. Samsun’da eksik olan tek faktör yıllardır köşe yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi kolektif çalışma ruhunun eksikliğidir. İş dünyası başta olmak üzere kente hizmet eden tüm birimlerde anlaşılmaz bir rekabet vardır. Bu rekabet daha iyiyi ve mükemmeli yaratmak adına değildir.

Kurumlar birbirleri ile istişare etmeden kentin geleceğine yönelik projeler üretip uygularlar ve ardından doğal olarak çatışmalar yaşanır. Birinci sınıf tarım arazilerinin yok edilmesine göz yummak bir yana, siyasi iradeyi de arkasına alan uluslar arası firma veya firmalar, bulundukları ülkenin kanunlarını hiçe sayarak Samsun’daki faaliyetlerini sürdürmesine de ses çıkarılmaz.  Markalaşma’dan dem vurulur. Kentin sportif anlamda en önemli markası yerlerde sürünür, daha doğrusu süründürülür. Nedenleri şöyledir veya böyledir. Haklarında iddiada bulunanlar “bu iddialar asılsızdır, kişilik haklarımıza saldırıdır” şeklinde hukuki platformlara müracaat ederler veya duymazlıktan gelerek sineye çekerler. Bu konular tamamen Samsunspor’un dışında yani kulübün yapısının içine çekilmeden takımı menfi etkilemeden çözümlenmesi gerekir. Bu noktada da birlik ve beraberlik sözcükleri sadece deyimlerden ibaret kalmıştır. Ancak bu perspektifte taraftarları kesinlikle ayırmak gerekir. Çünkü onlar gerektiği şekilde ve hatta daha fazlasını yaparak takımlarının yanında olduğunu tüm ülkeye göstermektedirler.

Özetleyecek olur isek; Samsun’da birlik ve beraberlik, kolektif çalışma ruhu gibi faktörler hiçbir şekilde gündemde olmadığından, kentin gelişmesine yönelik iradenin de ortaya çıkması mümkün olamamaktadır. Ortak akıl ve irade ortaya konmadığı sürece de bu zafiyet ne yazık ki giderilemeyecektir.

/Süleyman SALUR
05 Nisan 2013
http://www.hedefhalk.com/eksikler-523615yy.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder