Karadeniz’in incisi, bölgenin turizm , kültür ve
tarih birikimi anlamında ülkenin en önde gelen kentlerinden biri, kara, hava,
deniz ulaşımı problemi yok, liman ise öncelikle foseptik çukuru modundan
bugünkü işlevine bürünmüş ve rantabl, kimlik çeşitliliği yönünden avantajlı bir
kent olması nedeniyle tarım mı, sağlık mı, enerji mi, sanayi mi kısaca hangi
kartvizite sahip olacağı konusunda bir türlü karar verilememekte.
Saydığımız tüm özelliklere sahip kent elbette
Samsun’dur. O halde kentimiz Türkiye’de
önemli sanayi şehirlerimizin önlerinde yer almakta iken, bugün neden
kalkınmışlık sıralamalarında 30. Veya daha üst basamaklarda yer almaktadır.
Samsun TSO ve bünyesindeki İl Kadın Girişimciler Kurulu üyelerinin çabaları ve
koordinasyonları sonucunda ortaya çıkan “Samsun’da var Samsun için al”
kampanyasının başarıya ulaşamamasının nedenleri nelerdir? Kamu kurumları
ve belediyeler kırtasiyeler başta olmak
üzere tüm matbuat işlerini neden
Samsun’da bu sektörlerle ilgili firmalardan değil de , Ankara ve İstanbul gibi
kentlerden temin etmeye çalışırlar.
Kent olarak her dönemde iktidar partilerine en çok
oy veren iller sıralamasında ilk sıralarda yer almakta iken, yatırımlar neden
üretime değil de tüketime yönelik planlanır. Karadeniz’in karşı kıyısında
Türkiye nüfusundan iki kat fazla nüfusa sahip bir ticari potansiyeli bulunan
ülke’ye vize zorunluluğu kaldırılmış, ancak bu avantaj ne yazık ki ticarete dayalı bir sistemi geliştirmek
yönünde değil, o ülkenin zevk ve eğlence
sektörü sisteminin gelişmesine yönelik kullanılmıştır. Samsun’da doğup büyüyen
ve tahsil hayatlarını büyük metropollerde sürdüren gençler neden Samsun’a geri
dönmek yerine, üniversite tahsillerini yaptıkları kentlerde kalmayı tercih
ederler.
Beyin göçünün yanı sıra, ticari platformda
başarılara imza atmış, istisnalar dışındaki firmalar Samsun’a yatırım yapmaktan
neden imtina ederler. Sanayiciler, orta ve büyük ölçekte işletmeler, ihracata
ve ithalata dayalı ticari faaliyetlerini sürdürenlere önemli oldukları neden
hissettirilmez. Sorunlarına çözüm üretmek yerine, adeta başka illere yatırım
yapmaları için teşvik edilirler.
Yeşilyurt’lar, Ulusoy Un Sanayii, Özyılmaz Fındık
Tic.San. Karaçuha Tarım Ürünleri, Samsun Makine Sanayii, gibi üretimleri ile
birlikte tüm ticari kayıtları Samsun’da olan firmaların Türkiye’deki en büyük
500 firma arasında yer alması elbette sevindiricidir. Ancak Samsun’da
ürettikleri halde merkezleri başka şehirde bulunduğu için Samsun’a direkt
olarak katkıları bulunmayan şirketlerin bu tercihlerinin nedenlerinin
sorgulanması gerekir. Samsun’da eksik olan tek faktör yıllardır köşe
yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi kolektif çalışma ruhunun eksikliğidir. İş
dünyası başta olmak üzere kente hizmet eden tüm birimlerde anlaşılmaz bir
rekabet vardır. Bu rekabet daha iyiyi ve mükemmeli yaratmak adına değildir.
Kurumlar birbirleri ile istişare etmeden kentin
geleceğine yönelik projeler üretip uygularlar ve ardından doğal olarak çatışmalar
yaşanır. Birinci sınıf tarım arazilerinin yok edilmesine göz yummak bir yana,
siyasi iradeyi de arkasına alan uluslar arası firma veya firmalar, bulundukları
ülkenin kanunlarını hiçe sayarak Samsun’daki faaliyetlerini sürdürmesine de ses
çıkarılmaz. Markalaşma’dan dem vurulur.
Kentin sportif anlamda en önemli markası yerlerde sürünür, daha doğrusu
süründürülür. Nedenleri şöyledir veya böyledir. Haklarında iddiada bulunanlar
“bu iddialar asılsızdır, kişilik haklarımıza saldırıdır” şeklinde hukuki platformlara
müracaat ederler veya duymazlıktan gelerek sineye çekerler. Bu konular tamamen
Samsunspor’un dışında yani kulübün yapısının içine çekilmeden takımı menfi
etkilemeden çözümlenmesi gerekir. Bu noktada da birlik ve beraberlik sözcükleri
sadece deyimlerden ibaret kalmıştır. Ancak bu perspektifte taraftarları
kesinlikle ayırmak gerekir. Çünkü onlar gerektiği şekilde ve hatta daha
fazlasını yaparak takımlarının yanında olduğunu tüm ülkeye göstermektedirler.
Özetleyecek olur isek; Samsun’da birlik ve
beraberlik, kolektif çalışma ruhu gibi faktörler hiçbir şekilde gündemde
olmadığından, kentin gelişmesine yönelik iradenin de ortaya çıkması mümkün
olamamaktadır. Ortak akıl ve irade ortaya konmadığı sürece de bu zafiyet ne
yazık ki giderilemeyecektir.
/Süleyman
SALUR
05 Nisan 2013
http://www.hedefhalk.com/eksikler-523615yy.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder