17 Nisan 2013 Çarşamba

Samsun’da Katılımcılık Sağlanmalı

1970’li yılların başına kadar Samsun’da en yüksek bina şu an bulvar yolunun geçtiği, kilisenin üst tarafında yer alan Celal Şişik’e ait yaklaşık 7-8 katlı bina idi. Samsun’un her noktasından rahatlıkla görülebiliyordu.

Bugün ise gelişen teknoloji ve modern mimarilerin eseri olarak 50 ve hatta 60 kata kadar olan binalar inşa edilmekte ve dolaysıyla kentlerin silüetleri hızla değişmektedir. Kentlerin yapılanmasında çağın gereksinimlerine uyabilmek için, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, gerek Büyükşehir ve gerekse belde belediyelerimize örnek teşkil edebilecek çok önemli bir projeye start vermiştir. Söz konusu proje kapsamında dünyanın en yüksek binaların yer aldığı Japonya başta almak üzere ABD, İngiltere, Londra ve  İspanya gibi ülkelerde bir araştırma ve inceleme ekibi oluşturmuştur.

Şehir plancıları, mimarlar, , inşaat elektronik ve makine mühendisleri, imar hukukçularının yer alacağı heyet,  gerekli inceleme ve araştırmaları sonucunda İstanbul için “Yüksek Yapılar ve Çevre Yasası” oluşturulacak ve dolaysıyla tüm çarpık yapılaşmalara davetiye çıkaran uygulamalar ortadan kaldırılacaktır. Şimdi Samsun’u yönetenlere sormak gerekir. Kentin gelişimine yönelik uygulanacak projelere ilişkin ilgili meslek odaları ve kuruluşlar ile bugüne kadar bir koordinasyon sağlanarak kentin yapılaşmasına ilişkin istişareler yapılmış mıdır  veya yapılmakta mıdır?. Örneğin, yeni imara açılan yerler hangi kriterlere göre tespit edilmektedir. Ayrıca kentimizin şöyle bir handikabı bulunmaktadır. Fiziki anlamda gelişmiş bulunan dünyanın çeşitli kentlerinde inceleme yapmak üzere  İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan komisyon benzeri bir yapılanma modelinin gerçekleşmesi, kentimiz için uzak bir ihtimaldir. Çünkü Samsun’da müşterek karar vermek gibi bir misyon oluşmamıştır.

Çünkü belediyelerimiz genellikle özellikle mimari konularda ilgili odalar ile kontakt kurmak ve ortak akılda birleşmek yerine çatışma ortamı yaratacak uygulamaların altına imza atmayı tercih etmektedirler. Çünkü odalar kendi siyasi görüşlerini benimsemeyen insanlar topluluğundan oluşmuştur. Dolaysıyla bu tür kuruluşlar ile işbirliği yapmanın muhalefet ile işbirliği yapmaktan farkı yoktur. Oysa ortak amaç, Samsun’un daha müreffeh ve yaşanabilir kentler arasında yerini almasıdır. Sosyo ekonomik yapısının güçlendirilmesidir. Geleceğin Samsun’un temellerini atmaktır. Marka bir şehir modeli oluşturmaktır.  Bu tür hasletler de her tür siyasi yapılanmanın üstündedir. Kente çakılacak her çivi kutsaldır. Gelecek nesillerin refahı ve mutluluğudur. Siyasi rantların hesap metodolojisinde yer almayacağı tek faktör olan Samsun’un gelişmesine yönelik hamleler her kim tarafından gündeme getirilirse getirilsin kesinlikle desteklenmelidir.

İmar Master Planlarının hazırlanması aşamasında katılımcılık sağlanamaz ise, tartışmaların ve problemlerin yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Nitekim Samsun’da tesis edilen Hafif Raylı Sistem Projesi, otogar, yabancılar pazarı, Saathane Meydanı, alt ve üst geçit projeleri benzeri projelerde yaşanan tartışmaların odağında, katılımcılığa açık bir politikanın uygulanmaması yatmaktadır. Söz konusu katılımcılık tesis edilirken, tıpkı OMV’nin ÇED raporunun gerekliliklerinden olan “Halkı Bilgilendirme Toplantısı” prosedürünü geçiştirmek için ilgisiz kişiler ile yaptığı toplantılar modunda yani “dostlar alışverişte görsün” misali bir iki yandaş mimar veya mühendisler ile gerçekleştirilmemelidir.

Hükümetin belediyelerin uhdesinde bulunan imar yetkilerinin kısıtlanması ile ilgili başlattığı İmar Yasa Taslağı, belediyelerin encümen toplantılarında en çok tartışmalara neden olan imara açılacak yerler konusunun gündemden kalkmasını sağlayacak önemli bir adımdır. Dolaysıyla rant kapıları kısmen de olsa kapatılmış olacaktır. Özellikle seçim arefelerinde belediyelerin insiyatiflerini kullanarak kentlerde mimari çarpıklıklara yol açan uygulamaları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kontrolüne tabi tutulacağı için imar konusundaki problemler ortadan kaldırılacaktır. Encümen toplantılarında zaman içinde yaşanan tartışmaların odağını genellikle imar konusundaki görüş ayrılıklarının bulunduğu düşünüldüğünde, hükümetin belediyelerin imar konusunda  yetkileri konusundaki kısıtlama kararının olumlu olduğunu düşünmekteyiz.

/Süleyman SALUR
17 Nisan 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder