2 Nisan 2013 Salı

Şehir Hastaneleri Öyküleri -2

Sağlık  Bakanımız  dün  Edirne’de  açıkladı: ‘’2014'te ne harcayacağız, 2017'de ne harcayacağız, 2023'te ne harcayacağız ve bu büyümeyi nasıl yöneteceğiz diye bir çalışma yaptık. Biz ayaklarımızın yere basarak gitmesini istiyoruz. Bugün 78 milyar olan harcamamız, 2023'te yaklaşık 200 milyar olacak. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu hesabı yapabilmesi bile mümkün değil…’’ 200  milyar  TL yıllık  Sağlık  Harcaması.. 2003  te   5  milyar  TL  olan  sağlık  Harcaması 2023’te  200  milyar  TL  olacak. Ama  halkın  sağlığında  iyileşme yok/olmayacak. Bu  para  aktarımı,  sadece  sermaye  birikimine  kaydırılacak. Bu  açıklamalar  bile  ‘’Şehir  Hastaneleri’’  kavramı  ile  nasıl  bir  özel  sermaye  aktarımı yapılacağını  bize  anlatıyor.

Biz  dün  kaldığımız  yerden  devam  edelim.  İngiliz  Tabipler  Birliği (BMA) yöneticileri  ile yapılan Sağlık  alanında  Kamu-Özel (PPI  veya  PFI)  ortaklığı  ile  ilgili  söyleşiye  dönelim:

TTB: BMA’nın bu konuda tutumunu ortaya koyan açıklamaları var mı?
BMA: Evet elbette var, bunları size vereceğim. (Söz konusu temel açıklamaya http://lookafterournhs.co.uk/wp-content/uploads/private-finance-initiative-no-links-01066.pdf bağlantısından erişilebilir). BMA yeni hastaneler için alternatif bir kaynak olarak bu yöntemin kaçınılmazlığını görmekle birlikte en başından beri PFI uygulamalarına karşı olduğunu açıklamıştır. BMA sağlık alanındaki PFI uygulamalarının Ulusal Sağlık Sistemi (National Health System, NHS) için kötü haber olduğunu, bu sistemin kamunun daha fazla sağlık harcaması yapmasına yol açacağını, PFI uygulamalarının geleceğinin parlak olmadığını ve bu yöntemden kaçınmak gerektiğini açıklamaktadır.

TTB: Parlamento’nun hazırladığı PFI (kamu-özel  ortaklığı) hastaneleri ile ilgili raporu nasıl değerlendiriyorsunuz?
BMA: Evet 2011’de ve 2012’de yayınlanan raporlar epeyce ilgi çekici açıklamalar içeriyor. Bu raporlara bakıldığında özellikle kredi krizleri yüzünden finansman maliyetinin yüksekliği ve paranın değeri açısından özel sektör finansmanının çok da avantajlı olmadığı ve uygulamalarda bazı sorunların ortaya çıktığı göze çarpıyor. Ancak bu raporlarda Parlamento’nun komisyonları tarafından hazırlanmış olmaları nedeniyle siyasi değerlendirmeler ağırlıktadır. Rapor iktidar ilişkilerini de incelemektedir.

 TTB: Peki hekimler dışındaki PPP/PFI hastanelerinde çalışan sağlık çalışanlarının istihdam, ücretler ve çalışma koşulları açısından durumları ne oldu?
BMA: Hemşireler ve diğer çalışanlar da henüz çok fazla etkilenmediler.  Ancak hemşirelerin hekimlere göre daha fazla etkilendiklerini söylemek mümkün. Etkilenme olup olmadığını tartışabileceğimiz bir düzeyde her hangi bir araştırma ya da veri yok.  Bu konuda BMA’nın sağlık alanındaki diğer örgütlerle konuya ilişkin bir görüşmesi olmadı.

TTB: Yayınlanan raporlara göre İngiltere’de PPP/PFI hastanelerinde %30’a yakın hasta yataklarında bir azalma gerçekleştiği görülüyor. Başlangıçta yeni ve modern hastanelerde hizmet sunulacağı iddiasıyla gündeme getirilen böyle bir yöntemin hasta yataklarında azalmaya yönelmesi şaşırtıcı değil mi? BMA bu süreci nasıl yorumluyor?

BMA: PPP/PFI hastanelerinde hasta yataklarında azalmaya gidildiği doğrudur. Bunun şaşırtıcı olmadığını söylemeliyim. Bu hastaneler karlarını artırmak için değişik yollara başvuruyorlar. Bunların içinde hasta yataklarının azaltılması; bununla birlikte yatış süresinin kısaltılması ve hasta sirkülasyonunun arttırılması da var.

TTB: PPP/PFI hastanelerinde hastaya ayrılan süre, günde bakılan hasta sayısı, tıbbi rapor ve kayıtlar için ayrılan süre ve yapılan operasyon sayısı gibi klinik uygulamalarda bir değişiklik oldu mu?
BMA: Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, İngiltere hastanelerinde PFI hastaneleri ve diğerleri gibi herhangi bir ayrım söz konusu değildir.  Ancak sorunuza dönersek, hasta bakma süresi tüm hastanelerde bir miktar azaldı. Sağlık sistemi bu azalmayı zorunlu kıldı. Onun dışında klinik uygulamalarda ciddi bir değişiklik şimdilik söz konusu değil. Ameliyatlarda tüm hastanelerde olmak üzere az bir yükselme var ancak bunun PPP/PFI yöntemi ile ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bu yöntemin hastaların sağlık hizmetine erişme açısından bekleme sürelerine olumlu bir katkısının olduğunu da söyleyemeyiz.

TTB : Sağlık alanındaki PPP/PFI uygulamalarıyla birlikte hekimler için ödeme yöntemlerinde değişiklik oldu mu?
BMA: Bu uygulamadan kaynaklanan bir ödeme yöntemi değişikliği henüz olmadı. Ancak bugünlerde hekimlere yönelik ödeme yöntemlerinde yapılabilecek değişiklikler konuşuluyor. Birleşik Krallık’ta henüz hizmet başı ödeme (fee for service) ya da performansa dayalı ödeme (pay for performance) gibi yöntemler söz konusu değil. Ancak gelecekte gündeme getirilebilir. BMA bu ödeme yöntemlerini desteklemiyor. Aile hekimlerinde pilot olarak uygulamaya konulan reçete başına yapılan ödeme başarısız oldu. Şimdilerde “kalite primi” adı altında bir uygulama konuşuluyor. Ancak kalite kavramının sağlık sistemlerinde hasta memnuniyeti ile eşdeğer tutulmasından kaçınmak gerekir.  Kalite ancak klinik sonuçlar üzerinden tartışılabilir. Örneğin aynı hastalık için sağlık kuruluşuna yeniden başvuru oranı (readmission) tedavinin etkinliğini göstermek için iyi bir klinik sonuç göstergesi olarak kullanılabilir.

Şimdi  anlıyor  musunuz? 2023  te  neden Sağlık  harcamalarımız  200  milyar  TL  olacak? Efsaneye  devam  edeceğiz…

/Cem ŞAHAN
02 Nisan 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder