Sağlık
Bakanımız dün Edirne’de
açıkladı: ‘’2014'te ne harcayacağız, 2017'de ne harcayacağız,
2023'te ne harcayacağız ve bu büyümeyi nasıl yöneteceğiz diye bir çalışma
yaptık. Biz ayaklarımızın yere basarak gitmesini istiyoruz. Bugün 78 milyar
olan harcamamız, 2023'te yaklaşık 200 milyar olacak. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu
hesabı yapabilmesi bile mümkün değil…’’ 200
milyar TL yıllık Sağlık
Harcaması.. 2003 te 5
milyar TL olan
sağlık Harcaması 2023’te 200
milyar TL olacak. Ama
halkın sağlığında iyileşme yok/olmayacak. Bu para
aktarımı, sadece sermaye
birikimine kaydırılacak. Bu açıklamalar
bile ‘’Şehir Hastaneleri’’
kavramı ile nasıl
bir özel sermaye
aktarımı yapılacağını bize anlatıyor.
Biz dün kaldığımız
yerden devam edelim.
İngiliz Tabipler Birliği (BMA) yöneticileri ile yapılan Sağlık alanında
Kamu-Özel (PPI veya PFI) ortaklığı
ile ilgili söyleşiye
dönelim:
TTB: BMA’nın
bu konuda tutumunu ortaya koyan açıklamaları var mı?
BMA: Evet elbette var, bunları size vereceğim. (Söz
konusu temel açıklamaya
http://lookafterournhs.co.uk/wp-content/uploads/private-finance-initiative-no-links-01066.pdf
bağlantısından erişilebilir). BMA yeni hastaneler için alternatif bir kaynak
olarak bu yöntemin kaçınılmazlığını görmekle birlikte en başından beri PFI
uygulamalarına karşı olduğunu açıklamıştır. BMA sağlık alanındaki PFI uygulamalarının
Ulusal Sağlık Sistemi (National Health System, NHS) için kötü haber olduğunu,
bu sistemin kamunun daha fazla sağlık harcaması yapmasına yol açacağını, PFI
uygulamalarının geleceğinin parlak olmadığını ve bu yöntemden kaçınmak
gerektiğini açıklamaktadır.
TTB:
Parlamento’nun hazırladığı PFI (kamu-özel
ortaklığı) hastaneleri ile ilgili raporu nasıl değerlendiriyorsunuz?
BMA: Evet 2011’de ve 2012’de yayınlanan raporlar
epeyce ilgi çekici açıklamalar içeriyor. Bu raporlara bakıldığında özellikle
kredi krizleri yüzünden finansman maliyetinin yüksekliği ve paranın değeri
açısından özel sektör finansmanının çok da avantajlı olmadığı ve uygulamalarda
bazı sorunların ortaya çıktığı göze çarpıyor. Ancak bu raporlarda
Parlamento’nun komisyonları tarafından hazırlanmış olmaları nedeniyle siyasi
değerlendirmeler ağırlıktadır. Rapor iktidar ilişkilerini de incelemektedir.
TTB: Peki hekimler dışındaki PPP/PFI
hastanelerinde çalışan sağlık çalışanlarının istihdam, ücretler ve çalışma
koşulları açısından durumları ne oldu?
BMA: Hemşireler ve diğer çalışanlar da henüz çok
fazla etkilenmediler. Ancak hemşirelerin
hekimlere göre daha fazla etkilendiklerini söylemek mümkün. Etkilenme olup
olmadığını tartışabileceğimiz bir düzeyde her hangi bir araştırma ya da veri
yok. Bu konuda BMA’nın sağlık alanındaki
diğer örgütlerle konuya ilişkin bir görüşmesi olmadı.
TTB:
Yayınlanan raporlara göre İngiltere’de PPP/PFI hastanelerinde %30’a yakın hasta
yataklarında bir azalma gerçekleştiği görülüyor. Başlangıçta yeni ve modern hastanelerde
hizmet sunulacağı iddiasıyla gündeme getirilen böyle bir yöntemin hasta
yataklarında azalmaya yönelmesi şaşırtıcı değil mi? BMA bu süreci nasıl
yorumluyor?
BMA: PPP/PFI hastanelerinde hasta yataklarında
azalmaya gidildiği doğrudur. Bunun şaşırtıcı olmadığını söylemeliyim. Bu
hastaneler karlarını artırmak için değişik yollara başvuruyorlar. Bunların
içinde hasta yataklarının azaltılması; bununla birlikte yatış süresinin
kısaltılması ve hasta sirkülasyonunun arttırılması da var.
TTB: PPP/PFI
hastanelerinde hastaya ayrılan süre, günde bakılan hasta sayısı, tıbbi rapor ve
kayıtlar için ayrılan süre ve yapılan operasyon sayısı gibi klinik
uygulamalarda bir değişiklik oldu mu?
BMA: Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, İngiltere
hastanelerinde PFI hastaneleri ve diğerleri gibi herhangi bir ayrım söz konusu
değildir. Ancak sorunuza dönersek, hasta
bakma süresi tüm hastanelerde bir miktar azaldı. Sağlık sistemi bu azalmayı
zorunlu kıldı. Onun dışında klinik uygulamalarda ciddi bir değişiklik şimdilik
söz konusu değil. Ameliyatlarda tüm hastanelerde olmak üzere az bir yükselme
var ancak bunun PPP/PFI yöntemi ile ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bu yöntemin
hastaların sağlık hizmetine erişme açısından bekleme sürelerine olumlu bir
katkısının olduğunu da söyleyemeyiz.
TTB : Sağlık
alanındaki PPP/PFI uygulamalarıyla birlikte hekimler için ödeme yöntemlerinde
değişiklik oldu mu?
BMA: Bu uygulamadan kaynaklanan bir ödeme yöntemi
değişikliği henüz olmadı. Ancak bugünlerde hekimlere yönelik ödeme
yöntemlerinde yapılabilecek değişiklikler konuşuluyor. Birleşik Krallık’ta
henüz hizmet başı ödeme (fee for service) ya da performansa dayalı ödeme (pay
for performance) gibi yöntemler söz konusu değil. Ancak gelecekte gündeme
getirilebilir. BMA bu ödeme yöntemlerini desteklemiyor. Aile hekimlerinde pilot
olarak uygulamaya konulan reçete başına yapılan ödeme başarısız oldu.
Şimdilerde “kalite primi” adı altında bir uygulama konuşuluyor. Ancak kalite
kavramının sağlık sistemlerinde hasta memnuniyeti ile eşdeğer tutulmasından kaçınmak
gerekir. Kalite ancak klinik sonuçlar
üzerinden tartışılabilir. Örneğin aynı hastalık için sağlık kuruluşuna yeniden
başvuru oranı (readmission) tedavinin etkinliğini göstermek için iyi bir klinik
sonuç göstergesi olarak kullanılabilir.
Şimdi anlıyor musunuz? 2023
te neden Sağlık harcamalarımız 200
milyar TL olacak? Efsaneye devam
edeceğiz…
/Cem ŞAHAN
02 Nisan 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder