14 Haziran 2014 Cumartesi

Kültür Ve Sanat Çalıştayı-3

Prof. Dr. Metin EKER’ in basına dağıtılan konuşma metnini TRT’ den değerli dostum Mehmet GENÇALİ elime verdi. Okumaya başlayınca; çiçeği burnunda gazetecilik yaptığım yıllarda Yazı İşleri Müdürüm İrfan YANKUTAN’ ın sözü aklıma geldi. “Yazılan yazı, okuru yormayacak!” derdi. Nur içinde yatsın. 19 Mayıs Üniversitesi’nin kurulması için çalışmış bir milletvekili idi. Kendisini Çetin Altan’a benzetirdim. Sigarası hep kalın etli dudağına yapışık dururdu. Ufacık daktiloda söylediğini yazardım. Rahmetlinin bu söylediği sözün, daha sonraları İlhan SELÇUK’ a ait olduğunu “Gölge Adam” gazetesinde çalışırken Ertuğrul AKBAY’ dan öğrenecektim. Basınımızın duayen gazetecileri ile hep arkadaştı. Onlarla ilgili çok anılarını dinlemiştim…  İrfan YANKUTAN’ ı saygı ile anıyorum…

Şimdi durduk yerde neden aklıma geldi ki bu? Sanırım Prof. Dr. Metin EKER ‘ in konuşma metnini okurken, bazı cümlelerinin anlaşılmasında kendimi zorladığımdan olsa gerek! Zira ilk cümlesi müthiş dikkatimi çekti! “Kültür bir ruhtur sanat ise onun bedenidir.”  Hay Allah! Kültür Sanat Çalıştayı- 1 başlıklı yazımda: “Kültür boşluk sanat ise onun bedenidir.” demişim! Yani “ruhtur” kelimesi yerine “boşluk” yazmışım. Hay aksi! Yazılı basından elimize gelen bu sehven yanlışlığı düzeltir, özür dilerim. Doğrusu: “Kültür bir ruhtur sanat ise onun bedenidir.”
          
Prof. Dr. Metin EKER’e ait olan bu sözden,  ‘insani cismaniliği” kastettiğini anlıyorum. Konuşma metninin ikinci cümlesi ise: “Kültür bir ittifaklar alanıdır sanat ise bunu başarandır.” Farkındaysanız Prof. Dr. Metin EKER “ kolektif bilinci” vurguluyor. Hocamızın üçüncü cümlesi ise oldukça anlamlı.  “Birçok varlığın olduğu gibi kültürün de bir genetiği vardır ve sanat bunun mühendisliğidir.” Doğrusu bu cümle bendenizi etkiledi. Şüphesiz geçmişten bugüne ve geleceğe taşınan tüm nitelikleri belirtmenin vurgusunu yapmış… Zaten, çağdaş sanatta, niteliğe önem vermek gereklidir. Hem de her daim…

Pof. Dr. Metin EKER’in basına dağıtılan konuşma metninde başka ne demiş şimdi birlikte okuyalım mı? Okuyalım:
“Mevcudiyetinin ve akabinde hayatiyetinin sorgulandığı bir çağda kültür indirgenebilir niteliklere taşınmaktadır. Söz konusu kaos aynı zamanda kendi kuyusunu kazan bir sanat yaratmaktadır.”
“Kendi ideolojilerini ve gelecek tasavvurlarını meşrulaştırma alanı olarak yeniden konumlandıran kültür aynı zamanda meşhurlaştırmanın motivasyonlarını zenginleştirmektedir.”
“Çağımız kültür çağıdır. Hatta kültür savaşları çağıdır. Savaşın aktörleri ve teçhizatları yeni kültürel cephelerin ve çatışmaların uzaylarını biçimlendirmektedirler. Söz konusu aktörler çok merkezli bir yapılanmadan merkezsiz bir yapılanmaya yönlendirilen kültürün seçkinciliğini, normatifliğini ve konformizmini  aşındırmaktadır. Kültür savaşları; toplumsal, kültürel, sanatsal, ekonomik, politik ve ekolojik kalıp ideolojileri biçiminde yeni bir endüstrinin genetiğini icat ettiklerini savunmaktadır. Ama, icatları altında ezilen mucitler, “önce kültür” demeden geri duramamışlardır. Gerçeklerine hapsolmuş bir kültür ve dolayısıyla sanat, yeniden itibar ve nüfuz kazanımı mücadelesi için stratejik hamleler ve pozisyonlar arayışındadır.”

“Kendini imha etme mahiyeti keskinleştirilen sanat, postmodern kimliği ile aslında bir tür dönüşümün izlerini sergilemiştir. ‘Eser, tesir ve müessir’ üçlüsünün dinamik etkileşim tezahürü erozyona uğramıştır. Sanatçı tasfiye edilme yoluna gidilmiş izleyici ile eser baş başa bırakılmış ve sanatsal yeniden – üretim mekanizması aktif kılınmıştır. İzleyicinin itibarlaştırılmasının karşısında sanatçının etkisizleştirilmesi, belli oranda izleyiciyi stratejik bir konuma taşımıştır. Sanatçı ile izleyici arasındaki karşılıksız sözleşme, tek taraflı olarak feshedilmiştir. İletişimin ve etkileşimin görkemli doruğu olan sanat gerçekliğini ve geçerliliğini sağlamlaştırma savaşından galip çıkmak için görsel kültür içinde mevzilenmektedir.”

“Samsun özelinde şehir ile kent arasındaki farkın farkındalığına ait süreç halen aktiftir. Şehrin gelenekselliği, dağınıklığı ve sistematik olamayan planlama ve yaşam güncelliği ile bu olumsuzlukların daha katı ama programlı bir armonik pratikler toplamını ifade eden kent yapısına terfi etmesi uzun ve meşakkatli olacaktır. Kent kültürü, kentlilik bilinci, kent dokusu, kent bakışı, kent rutinleri, kent estetiği,  kent gündemi gibi başlıkların içi doldurulduğunda daha akademik, daha senfonik, daha izole ve daha sistematik kalıplarla baş başa kalabiliriz. Kent geleceği açısından Samsun’un önceliği kültürel ve sanatsal bilinç geliştirmenin tüm pratiklerini önemsemek, desteklemek ve yönlendirmek olmalıdır. Kitlesel ya da kurumsal tüm eğilimlerin karakterize olması adına süreçler tasarımlanmalıdır.”

“Samsun Kültür ve Sanat Platformu Derneği, yukarıda çizilen profil içinde tanımlanmaya çalışılan problemlere reçete olabilecek tasarımların kaynağı, yönlendiricisi, uygulayıcısı ve paylaşımcısı olacaktır. Hüviyeti ve ehliyeti ile orantılı bakış açılarının güçlü ve tesirli teşviklerine destek olunmalıdır.”

Kültür ve Sanat Çalıştayı’nda konuşan Prof. Dr. Metin Eker’e;  içeriği ile zengin olan bu konuşma metnine teşekkür ediyorum. Problemlere reçete olacak çalışmaların desteğine devam edelim diyorum. Haftaya görüşmek üzere.  Sağlıkla kalın…

/Ersin ERGE
14.06.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder