20 Şubat 2013 Çarşamba

Samsun’da Var, Samsun İçin Alma!

Hani Samsun’da bir kampanya başlatılmıştı: Samsun’da var, Samsun için al. Ne oldu, bilemiyorum. Tuttuğunu sanmıyorum. Zira biz bizden olanın kazanmasını, büyümesini pek sevmeyiz. Hele hele birazcık zülfüyare dokunuyorsa ipini çekeriz. Böyleyiz işte. Değiştiremiyoruz kendimizi. Söylediklerimizle uygulamalarımız farklıdır. Güzel söyleriz, kötü bitirmek için çırpınırız.

Durum böyle olunca da Samsun’da üretilenin Samsun’da alındığına ender rastlarız. 55 ülkeye ihracat yapan Borsan nedendir bilinmez Büyükşehir Belediyesi tarafından kara listeye alınmış. İhaleye bile sokulmadığı duyumları aldım. Olayı önceleri kişisel ilişkilere bağlamıştım. Dünkü, Haber Gazetesi’nde İş Dünyası röportajını okuyana dek. Röportaj Fahri Eldemir ile yapılmış. Sevgili Eldemir ‘Destek de yok, birliktelik de’ diyerek yakınmış. Türkiye’nin birçok belediyesine mal verdiklerini belirten Sevgili Eldemir, Samsun belediyelerinin ihtiyacını başka illerden karşıladıklarını söylemiş. Güler misin, ağlar mısın?

Hani, Samsun’da vardı, Samsun için alınacaktı. Konuştuklarında mangalda kül bırakmayanların izlediği yola bakın. Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı. Sevgili Eldemir de Borsan gibi pazar sorunu olmayanlardan biri. Ama, ürettikleri memleketlerinde kendi ürünlerini görmek istiyorlardır. Doğal bir şey. Samsun’da üretilene ‘tu kaka’ demek, onun varlığını Samsun’da engellemeye çalışmak kabullenilir şey değil.

Hele hele destek verir görünüp, köstek olmak ihanettir. Samsun kinle, öfkeyle yönetilemez. Yönetmeye çalışmak, Samsun’u geriye götürür. Günümüzde olduğu gibi. Biz Samsunluların bence en büyük hatalarından biri; her söylenene inanmamız. Ders almada çok geç kalışımız. Hataları sürekli yinelememiz. İyi niyetli biz Samsunlular bu zaaflarımız nedeniyle hep kaybederken, kötü niyetlilerin, aldatma becerileri olanların kazançlı çıkmalarına zemin hazırlıyoruz. Ne oluyor bize yahu?

Ürettiğimize sahip çıkmayız. Esnaf ve sanatkarımızı yok edebilmek için büyük alış-veriş merkezlerine kolaylık sağlarız. İşadamımıza darbe vurmanın gayreti içinde oluruz. Köylümüzü de kente sokmayıp üretmesine engel oluruz. Böylesi yöneticilerimiz varken, düşmana ne hacet? Ne dersiniz?

20.02.2013
/Avni DEMİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder