Hani Samsun’da bir kampanya başlatılmıştı: Samsun’da
var, Samsun için al. Ne oldu, bilemiyorum. Tuttuğunu sanmıyorum. Zira biz
bizden olanın kazanmasını, büyümesini pek sevmeyiz. Hele hele birazcık
zülfüyare dokunuyorsa ipini çekeriz. Böyleyiz işte. Değiştiremiyoruz kendimizi.
Söylediklerimizle uygulamalarımız farklıdır. Güzel söyleriz, kötü bitirmek için
çırpınırız.
Durum böyle olunca da Samsun’da üretilenin
Samsun’da alındığına ender rastlarız. 55 ülkeye ihracat yapan Borsan nedendir
bilinmez Büyükşehir Belediyesi tarafından kara listeye alınmış. İhaleye bile
sokulmadığı duyumları aldım. Olayı önceleri kişisel ilişkilere bağlamıştım. Dünkü,
Haber Gazetesi’nde İş Dünyası röportajını okuyana dek. Röportaj Fahri Eldemir
ile yapılmış. Sevgili Eldemir ‘Destek de yok, birliktelik de’ diyerek yakınmış.
Türkiye’nin birçok belediyesine mal verdiklerini belirten Sevgili Eldemir,
Samsun belediyelerinin ihtiyacını başka illerden karşıladıklarını söylemiş. Güler
misin, ağlar mısın?
Hani, Samsun’da vardı, Samsun için alınacaktı. Konuştuklarında
mangalda kül bırakmayanların izlediği yola bakın. Ele verir talkımı, kendi
yutar salkımı. Sevgili Eldemir de Borsan gibi pazar sorunu olmayanlardan biri. Ama,
ürettikleri memleketlerinde kendi ürünlerini görmek istiyorlardır. Doğal bir
şey. Samsun’da üretilene ‘tu kaka’ demek, onun varlığını Samsun’da engellemeye
çalışmak kabullenilir şey değil.
Hele hele destek verir görünüp, köstek olmak
ihanettir. Samsun kinle, öfkeyle yönetilemez. Yönetmeye çalışmak, Samsun’u
geriye götürür. Günümüzde olduğu gibi. Biz Samsunluların bence en büyük
hatalarından biri; her söylenene inanmamız. Ders almada çok geç kalışımız. Hataları
sürekli yinelememiz. İyi niyetli biz Samsunlular bu zaaflarımız nedeniyle hep
kaybederken, kötü niyetlilerin, aldatma becerileri olanların kazançlı çıkmalarına
zemin hazırlıyoruz. Ne oluyor bize yahu?
Ürettiğimize sahip çıkmayız. Esnaf ve sanatkarımızı
yok edebilmek için büyük alış-veriş merkezlerine kolaylık sağlarız. İşadamımıza
darbe vurmanın gayreti içinde oluruz. Köylümüzü de kente sokmayıp üretmesine
engel oluruz. Böylesi yöneticilerimiz varken, düşmana ne hacet? Ne dersiniz?
20.02.2013
/Avni DEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder