Kentsel
dönüşüm yazılarımdan sonra
çok telefon alıyorum. Belli ki ortada
mağdur ve acı
çekenler var. Özellikle roman
vatandaşlar bu konuda
çok dertli. Kandırıldıklarını ve
mutsuz olduklarını dile
getiriyorlar. Aileleri
parçalanan bile var. Bir
okurda sağlıkçı olarak
neden kentsel dönüşüm
ile ilgilendiğimi soruyor. Romanlar üzerinde
yapılmış bir çalışmanın
sonucu ile ilgili
bir kaç notu yazarsam herhalde sorunun
cevabı olur diye
düşünüyorum:
‘’Analiz edilen veriler, standartların altında
konutlarda yaşayan Romanların, zayıf genel sağlık durumu ve akıl hastalığı ile
ile ilgili riskin yüksek olduğunu belirttiklerini göstermektedir. Standart altı
konutlardaki Romanlar ayrıca daha yüksek oranda ev kazaları ve ilaç sorunları
riski yaşamaktadır.Elverişli bir konuta sahip olmamak sağlığı da etkileyebilir,
çünkü bu durum sağlık hizmetlerinde ayrımcılık için bir bahane olarak
kullanılabilir. Örneğin, Birleşik Krallık’taki Traveller (göçebe) gruplar
genellikle tıbbi danışmanlığa kısıtlı erişime sahiptir; çünkü hekimler bazen
kalıcı bir adres beyan etmeyen hastaların kaydını yapmayı reddetmektedir.’’
Bu nedenle
Kentsel Dönüşüm ve
sağlık ilişkisi de bilimsel
olarak analiz edilmelidir. TMMOB’un Kentsel
Dönüşüm ilkeleri bize
çok yardımcı olacak
ipuçları veriyor. Devam edelim:
1. Sağlıklı ve yaşanabilir bir kentsel çevre
oluşturulabilmesi için, kent planlama disiplini içinde geliştirilmiş olan tüm
planlama ilkeleri ve kuralları ile mühendislik ve mimarlığın bilimsel ve teknik
gereklilikleri planlama disiplininin bir parçası olan kentsel dönüşüm
uygulamaları açısından da vazgeçilmezdir. Bu nedenle, geliştirilen tüm
projelerde, kamu yararı ilkesine ve mühendislik, mimarlık ve planlama
ilkelerine ayrımsız biçimde uyulmalıdır.
2. Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme ve
sağlıklaştırma çalışmaları için, mühendislik, mimarlık ve şehir planlama
disiplinlerinin teknik, bilimsel ve yasal gereklilikleri ile teknik ilkelerini
esas alan, genel ilkeler belirlenmelidir. "Kentsel dönüşüm alanı"
ilan edilmeden önce, "kentsel yenileme", "kentsel
sağlıklaştırma" gibi hangi müdahale biçiminin uygulanacağının
belirlenebilmesi için; öncelikle, deprem, yapı niteliği, taşkın, heyelan vb
risk altındaki alanlar; yapı güvensizliği olan ve eskimiş (kentsel mekânın
niteliksizliği) kent bölgeleri; doğal, tarihi, arkeolojik, kültürel niteliğe
sahip alanlar; kent kimliği açısından önemli alanlar belirlenmelidir.
3. Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla fiziksel, sosyal
ve ekonomik açıdan sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre oluşturulabilmesi
amaçlarının bütünsel olarak gerçekleştirilebilmesi için öncelikle sürece
katılacak tüm aktörlerin yer aldığı örgütlenme biçimi oluşturulmalı ve finans
kaynakları tarif edilmelidir.
4. Geliştirilen projelerde toplumsal, fiziksel,
doğal, çevresel ve ekonomik koşullar birlikte ele alınmalı, proje alanlarına
yönelik planlama kararları kent bütününe yönelik kararlardan koparılmamalı,
ayrıştırılmamalı, üst ölçekli plan kararlarına aykırı uygulamalardan
kaçınılmalı, projeler başta ulaşım kararları olmak üzere, olası çevresel
etkileri analiz edilerek, kent planı ile bütünleşik olarak ele alınmalıdır.
5. Dönüşüm, sağlıklaştırma ve/veya yenileme
öngörülen alanlar, kentin gelecekteki niteliğini belirleyen planlarıyla uyumlu,
plan ana kararlarını gözeten bütüncül bir bakış açısına sahip olmalı ve
planlama, programlama, projelendirme ve parasal konulara dair süreç, çözüm ve uygulama
araçları ile bir bütün olarak ele alınmalıdır.
6.Sağlıklı ve güvenilir bir çevre oluşturulmasında
kritik öneme sahip yapı denetim sisteminde kamu denetimini etkinleştirmek için,
kentsel dönüşüm alanlarının belirlenmesinde ve uygulamanın her aşamasında
TMMOB‘ye bağlı meslek odalarının görüşü ve önerileri alınmalı ve meslek odaları
denetim sürecinde etkin olarak yer almalıdır.
7.Projeler temelde rant artışının değil, can
güvenliğinin sağlanmasını ve yaşam düzeyinin yükseltilmesini amaçlamalı, kentsel
dönüşüm projeleri ayrıcalıklı imar hakkı sağlama aracı olarak
kullanılmamalıdır. Bu kapsamda tüm yapılaşmalara yönelik güçlü, kamusal yapı
denetim sistemi yaşama geçirilmeli, uygulama sonucu oluşan rant artışları
doğrudan kamuya kazandırılmalıdır.
8.Dönüşüm projesine konu olan alanların yeniden
yapılanmasında; konut alanlarının sağlıklı bir yaşam alanı niteliğine kavuşması
için, sosyal ve teknik altyapı tesisleri ile çalışma alanlarına yönelik
kararlar birlikte ele alınmalı, kentsel sosyal donatılar insanca yaşama
şartlarını sağlayacak standartlara uygun olarak geliştirilmeli, teknik
altyapının ve sosyal donatı tesislerinin konutlarla eş zamanlı biçimde
kullanıma geçmesi sağlanmalıdır.
9.Afet tehlikesi karşısında alınabilecek tek
önlemin "yapı düzeyinde" güçlendirme ve yenileme olduğu düşüncesinden
vazgeçilmelidir. Yapılar, kentsel ve/veya bölgesel düzeyde ele alınarak, afete
duyarlı planlanma yaklaşımı esas alınmalıdır. İmar planları risk azaltma
önlemlerini kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Kentsel dönüşüm
projelerinde kent bütününe ilişkin risk faktörleri belirlenmeli ve bu verilere
göre risk azaltma planları hazırlanmalıdır.
10.Kentsel dönüşüme konu edilen alanlar ve yapılar
açısından, tüm tarihsel birikimi ve kültürel zenginliği ortadan kaldıracak
yıkım ve yeniden yapma dışındaki seçeneklerin; koruma, yenileme, iyileştirme,
güçlendirme ve canlandırma seçeneklerinin öncelikle araştırılması ve
tartışılması sağlanmalıdır.
/Cem ŞAHAN
15 Şubat 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder