14 Şubat 2013 Perşembe

Hastanelere Tamam Da, Ya Sanayi Kirliliği Ne Olacak…

Samsun Çevre ve Şehircilik ll Müdürlüğü'nün dün Samsun'daki 3'ü özel 6 hastaneye 'tıbbi atık' nedeniyle kestiği para cezası; hastanelerin dudaklarını uçuklattı.. Buradan hastanelere 'niye bu kadar astronomik ceza kestiniz' filan diyecek değilim.. Bunu hastanelerin yöneticileri yapacaklarını söyledi.. Cezaların çok ağır olduğunu vurguladı..  Çevre kanunuyla ilgili mevzuatta, 'hangi kirliliğe ne kadar ceza kesileceği' belli olduğuna göre, sanırım 'olay mahkemelik' olacak gibi..

Hastane yönetimlerini şok eden cezalar dün Samsun'da bayağı tartışıldı.. Ama aslına bakarsanız ben bu olaydaki 'baş rolde olan Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nün kentte 'dikkat çeken' bir çalışma ile 'varlığı hissettirmesi' üzerinde duruyorum.. Bazen düşünmüyor değilim.. Mesela Tekkeköy Türkiye'nin en kirli ikinci noktası olarak ilan edildikten sonra, bölgede 'kirliliğe neden olan hangi işletmelere' ceza kesildi acaba.. Ve bu cezaların miktarı ne kadar.. Ayrıca, hangi işletmelere uyarı verildi ve baca, filtre vs. değiştirilmesi ya da bakıma alınması 'uyarı verildi'.. Kirleten işletmelerin kaçının, çevreye verdiği zararlarla ilgili bir çalışma yapıldı..  

Ben aslında Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nün bu kentte varlığını daha çok hissetmek isterim.. Yaz ayları gelince 'gürültü kirliliğini' ölçmek için sahaya çıkan görevlilerin, kış aylarında da 'soluduğumuz havayı sorgulamasını' beklerim.. Çevremizde çoğalan ve artacağı da görülen termik santraller için 'ne gibi çalışmalar yaptıklarını da' bilmek isterim..

Avusturyalı OMV'nin deneme üretimine geçtiğinde 'gazetemizde yayınladığımız bacasından duman çıkan fotoğrafa' foto montajdır diyebilecek kadar ileri giden görevliler, 'acaba bir ara Samsun'u kirleten işletmelere kesilen cezalarla ilgili de kamuoyunu bilgilendirebilirler mi acaba diyorum'.. Terme'de 4 bine yakın kişi içme suyunda olduğu öne sürülen bir salgınla hastaneye koşarken, 'kimlere ceza uygulandı' onu da bilmek isterim.. İl Sağlık Müdürlüğü'nün konusu diyecekler belki ama 'içme suyunun çevresel faktörlerden' kirlenip kirlenmediğini 'bizler yani vatandaş kimden öğrenebilir..

Sağlık kenti olma iddiasında bulunan Samsun'da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 'hastanelerin tıbbi atıklarını' denetim altında tutması iyidir.. Halkın salığı içindir.. Ama soluduğumuz havada 'ne kadar sanayi atığını' olduğunu da 'rakamlarla görmek ister bu kamuoyu'.. Hayata geçirilmek için 'yoğun çaba' harcanan enerji santrallerinin geleceğimizi nasıl etkileyeceğini, 'bölgesel kirliliğin ne durumda olduğunun ön görüsünün de kendileriyle paylaşılmasını' talep eder..

Amaç halkın sağlığıysa, işletmelerin çevresel etki değerlerinin en asgariye indirilmesi ise 'Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nü sağlık, turizm, tarım kenti olmak için çaba veren bu ilin 'her noktasında' kendini hissettirmesini de beklemek gerekir.. Çünkü çevre bizim çevremiz. Şehir bizim şehrimiz..

Oradaki tüm görevliler de 'bizim için çaba harcadıklarını iddia ediyorlarsa ki; öyle olmalı, "o denetimlerini kirleten en küçük işletmeye kadar görmek' isteriz.. Dev santrallere karşı direnen vatandaşın 'yanında olmalarını' bilgilendirmelerini hatta gerekirse, kamuoyunu 'Bakın buraya santral, işletme ya da fabrika kuruluyor, diye uyarması gerektiğini de düşünürüz..

Ama ÇED sürecinde basit bir prosedür olan 'Halkı bilgilendirme adına panoya asılan küçük bir kağıt parçasıyla değil' elbette.. Gerektiğinde yetkililerin 'sesini de duymak isteriz'.. Yoksa ne mi oluyor..
İş işten geçiyor.. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor.. Çevrenize bakın 'ne demek istediğimi anlarsınız'...

14.02.2013
/A.YENER CABBAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder