10 günlüğüne
İspanya’daydım. Çeşitli
toplantılara katılma fırsatım
oldu. 1995 yılından beri
Barselona’da çok önemli
kentsel değişimler olmuş. Tarihi
doku aynen 18
yıl öncesi gibi. Benim
bildiğim. Özellikle 1970 lerde
belirginleşen gecekondu yapılanması da insani
bir kentsel dönüşüm ile
yok edilmiş. Ama insanlar
mağdur edilmemiş. İnsanlar bu
bağlamda mutlu.
Kentsel
dönüşüm biz de çok
kirletilen bir kavram.
Bugünlerde
Samsun’un her yerinde
KENTSEL DÖNÜŞÜM reklamları
var. Sel gerçeğini birlikte
yaşadık. Nehir yatağına yapılan
TOKİ evlerini sahiplenmek
isteyen yöneticileri gördük. Yaşam
alanları yok edilen
Romanları.. Kentsel
dönüşümün ilkeleri konusunda
TMMOB çok güzel bir
etik ilke klavuzu yayınlandı.
Bu
temel ilkeler çok
önemlidir:
Türkiye‘de 1940‘lı yıllardan beri planlama ve
yapılaşma politikalarında sürdürülen ikiyüzlü yaklaşım sonucunda yasadışı,
hiçbir kurala bağlı olmadan yapılaşmış, çarpık, sağlıksız, güvenilir olmayan
yapı stoğuna ve yerleşim alanlarına sahip kentler ortaya çıkmıştır. Bu
sağlıksız kentleşmenin acı sonuçları, son olarak 1999 Düzce ve Gölcük, 2012 Van
depremlerinde en ağır şekilde yaşanmıştır. Bir deprem ülkesi olma gerçeğinden
hareketle, Devletin anayasal görevlerinden birisi olan sağlıklı, güvenli ve
yaşanabilir kentler kurabilmek ve yaşanabilir çevre oluşturabilmek için
sağlıklı yapı üretiminin zorunluluğu herkesin üzerinde ortaklaştığı bir
konudur.
İktidarda bulundukları onca yılda Türkiye‘de çarpık
yapılaşmaya, plansız kentleşmeye karşı hiçbir somut adım atmayan AKP Hükümeti,
Van depremi sonrası hızla, afet ve risk maskesiyle tüm ülke topraklarını hiçbir
kurala ve koşula bağlı olmaksızın ranta açan "Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkında Kanun"u çıkarmış, kentsel dönüşüm uygulamalarına,
Kanunun gerekçesi olarak gösterilen riskin büyük olduğu bilinen kısımlarda
değil, rantın yüksek olduğu yerlerde ya da kamuya ait lojman alanlarında
başlamıştır.
Bunun yanında "Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Değişikliği Tasarısı"nda olduğu
gibi, her fırsatta, kaçak yapılmış ve
salt bu nedenle dahi "riskli yapı" niteliğine sahip olan yapılara af
getirilmek istenmesi ise, AKP Hükümeti‘nin samimiyetsizliğini bir kez daha
göstermiştir.
Üretimden vazgeçerek, ekonomi politikalarını
kentsel rantlar üzerinde temellendiren AKP iktidarının tamamen ranta odaklı
"kentsel dönüşüm" anlayışının, "sağlıklı yaşanabilir bir kentsel
çevre"yi oluşturmayı amaçlayan, planlama, imar, kentleşme, yapı ve afet
alanlarında bilimsel, sosyal ve bütünlükçü bir yaklaşımı gerektiren
"kentsel yenileme" ve "kentsel sağlıklaştırma" olmadığı çok
açıktır.
Mühendislik, mimarlık ve şehir planlama
disiplinlerinin teknik, bilimsel ve yasal gereklilikleri ile teknik ilkelerini
görmezden gelerek; ormanları, kıyıları, doğal kaynakları hiçe sayan; kent
tarihini, kültürünü yok eden; hak arama hürriyetini gasp eden; toplumu
ayrıştıran, toplumsal dayanışma anlayışını zedeleyen, toplumu ve kentleri
kimliksizleştiren bir "kentsel dönüşüm" anlayışının bizce kabul
edilmesi mümkün değil.
Devletin anayasal görevlerinden birisi olan
sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler kurmak için; doğal varlıkları,
ekolojik, tarihi, kültürel, toplumsal değerleri koruyan, yaşatan, geliştiren
bir arazi kullanımı ve yerleşim politikası temelinde bütüncül planlama
yaklaşımı ile çevreyi gözeten, dönüşüm alanlarında yaşayanların ihtiyaçlarını
göz önüne alan, "insanı ve insanca yaşamı" temel hedefine koyan bir
planlama süreci acil olarak başlatılmalıdır.
Bu nedenle kamuoyunu doğrudan ilgilendiren,
mekânsal dönüşümle birlikte toplumsal dönüşümüne de yol açan "kentsel
dönüşüm" konusunda, mühendis, mimar
ve şehir plancılarının örgütü Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olarak
"Kentsel dönüşüm olmalı, ama nasıl olmalı?" sorusuna verdiğimiz
yanıtları kamuoyuyla paylaşma gereği duyuyoruz.
*Sağlıklı ve yaşanabilir bir kentsel çevre
oluşturulabilmesi için, kent planlama disiplini içinde geliştirilmiş olan tüm
planlama ilkeleri ve kuralları ile mühendislik ve mimarlığın bilimsel ve teknik
gereklilikleri planlama disiplininin bir parçası olan kentsel dönüşüm
uygulamaları açısından da vazgeçilmezdir. Bu nedenle, geliştirilen tüm
projelerde, kamu yararı ilkesine ve mühendislik, mimarlık ve planlama
ilkelerine ayrımsız biçimde uyulmalıdır.
*Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme ve
sağlıklaştırma çalışmaları için, mühendislik, mimarlık ve şehir planlama
disiplinlerinin teknik, bilimsel ve yasal gereklilikleri ile teknik ilkelerini
esas alan, genel ilkeler belirlenmelidir. "Kentsel dönüşüm alanı"
ilan edilmeden önce, "kentsel yenileme", "kentsel
sağlıklaştırma" gibi hangi müdahale biçiminin uygulanacağının
belirlenebilmesi için; öncelikle, deprem, yapı niteliği, taşkın, heyelan vb
risk altındaki alanlar; yapı güvensizliği olan ve eskimiş (kentsel mekânın
niteliksizliği) kent bölgeleri; doğal, tarihi, arkeolojik, kültürel niteliğe
sahip alanlar; kent kimliği açısından önemli alanlar belirlenmelidir.
/Cem ŞAHAN
13 Şubat 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder