13 Şubat 2013 Çarşamba

Kentsel Dönüşüm -1

10 günlüğüne  İspanya’daydım. Çeşitli  toplantılara  katılma  fırsatım  oldu. 1995  yılından  beri  Barselona’da  çok  önemli  kentsel  değişimler  olmuş. Tarihi  doku  aynen  18  yıl  öncesi  gibi. Benim  bildiğim. Özellikle  1970  lerde  belirginleşen  gecekondu  yapılanması da  insani  bir  kentsel  dönüşüm ile  yok  edilmiş. Ama  insanlar  mağdur  edilmemiş. İnsanlar  bu  bağlamda  mutlu.
Kentsel  dönüşüm  biz de  çok  kirletilen  bir  kavram.

Bugünlerde  Samsun’un  her  yerinde  KENTSEL  DÖNÜŞÜM  reklamları  var. Sel  gerçeğini  birlikte  yaşadık. Nehir  yatağına  yapılan  TOKİ  evlerini  sahiplenmek  isteyen  yöneticileri  gördük. Yaşam  alanları  yok  edilen  Romanları.. Kentsel  dönüşümün  ilkeleri  konusunda  TMMOB  çok  güzel  bir  etik  ilke  klavuzu yayınlandı.
Bu  temel  ilkeler  çok  önemlidir:

Türkiye‘de 1940‘lı yıllardan beri planlama ve yapılaşma politikalarında sürdürülen ikiyüzlü yaklaşım sonucunda yasadışı, hiçbir kurala bağlı olmadan yapılaşmış, çarpık, sağlıksız, güvenilir olmayan yapı stoğuna ve yerleşim alanlarına sahip kentler ortaya çıkmıştır. Bu sağlıksız kentleşmenin acı sonuçları, son olarak 1999 Düzce ve Gölcük, 2012 Van depremlerinde en ağır şekilde yaşanmıştır. Bir deprem ülkesi olma gerçeğinden hareketle, Devletin anayasal görevlerinden birisi olan sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler kurabilmek ve yaşanabilir çevre oluşturabilmek için sağlıklı yapı üretiminin zorunluluğu herkesin üzerinde ortaklaştığı bir konudur.

İktidarda bulundukları onca yılda Türkiye‘de çarpık yapılaşmaya, plansız kentleşmeye karşı hiçbir somut adım atmayan AKP Hükümeti, Van depremi sonrası hızla, afet ve risk maskesiyle tüm ülke topraklarını hiçbir kurala ve koşula bağlı olmaksızın ranta açan "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun"u çıkarmış, kentsel dönüşüm uygulamalarına, Kanunun gerekçesi olarak gösterilen riskin büyük olduğu bilinen kısımlarda değil, rantın yüksek olduğu yerlerde ya da kamuya ait lojman alanlarında başlamıştır.

Bunun yanında "Büyükşehir Belediyesi Kanunu Değişikliği  Tasarısı"nda olduğu gibi, her fırsatta,  kaçak yapılmış ve salt bu nedenle dahi "riskli yapı" niteliğine sahip olan yapılara af getirilmek istenmesi ise, AKP Hükümeti‘nin samimiyetsizliğini bir kez daha göstermiştir.

Üretimden vazgeçerek, ekonomi politikalarını kentsel rantlar üzerinde temellendiren AKP iktidarının tamamen ranta odaklı "kentsel dönüşüm" anlayışının, "sağlıklı yaşanabilir bir kentsel çevre"yi oluşturmayı amaçlayan, planlama, imar, kentleşme, yapı ve afet alanlarında bilimsel, sosyal ve bütünlükçü bir yaklaşımı gerektiren "kentsel yenileme" ve "kentsel sağlıklaştırma" olmadığı çok açıktır.

Mühendislik, mimarlık ve şehir planlama disiplinlerinin teknik, bilimsel ve yasal gereklilikleri ile teknik ilkelerini görmezden gelerek; ormanları, kıyıları, doğal kaynakları hiçe sayan; kent tarihini, kültürünü yok eden; hak arama hürriyetini gasp eden; toplumu ayrıştıran, toplumsal dayanışma anlayışını zedeleyen, toplumu ve kentleri kimliksizleştiren bir "kentsel dönüşüm" anlayışının bizce kabul edilmesi mümkün değil.

Devletin anayasal görevlerinden birisi olan sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler kurmak için; doğal varlıkları, ekolojik, tarihi, kültürel, toplumsal değerleri koruyan, yaşatan, geliştiren bir arazi kullanımı ve yerleşim politikası temelinde bütüncül planlama yaklaşımı ile çevreyi gözeten, dönüşüm alanlarında yaşayanların ihtiyaçlarını göz önüne alan, "insanı ve insanca yaşamı" temel hedefine koyan bir planlama süreci acil olarak başlatılmalıdır.

Bu nedenle kamuoyunu doğrudan ilgilendiren, mekânsal dönüşümle birlikte toplumsal dönüşümüne de yol açan "kentsel dönüşüm" konusunda,  mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olarak "Kentsel dönüşüm olmalı, ama nasıl olmalı?" sorusuna verdiğimiz yanıtları kamuoyuyla paylaşma gereği duyuyoruz.

*Sağlıklı ve yaşanabilir bir kentsel çevre oluşturulabilmesi için, kent planlama disiplini içinde geliştirilmiş olan tüm planlama ilkeleri ve kuralları ile mühendislik ve mimarlığın bilimsel ve teknik gereklilikleri planlama disiplininin bir parçası olan kentsel dönüşüm uygulamaları açısından da vazgeçilmezdir. Bu nedenle, geliştirilen tüm projelerde, kamu yararı ilkesine ve mühendislik, mimarlık ve planlama ilkelerine ayrımsız biçimde uyulmalıdır.

*Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme ve sağlıklaştırma çalışmaları için, mühendislik, mimarlık ve şehir planlama disiplinlerinin teknik, bilimsel ve yasal gereklilikleri ile teknik ilkelerini esas alan, genel ilkeler belirlenmelidir. "Kentsel dönüşüm alanı" ilan edilmeden önce, "kentsel yenileme", "kentsel sağlıklaştırma" gibi hangi müdahale biçiminin uygulanacağının belirlenebilmesi için; öncelikle, deprem, yapı niteliği, taşkın, heyelan vb risk altındaki alanlar; yapı güvensizliği olan ve eskimiş (kentsel mekânın niteliksizliği) kent bölgeleri; doğal, tarihi, arkeolojik, kültürel niteliğe sahip alanlar; kent kimliği açısından önemli alanlar belirlenmelidir.

/Cem ŞAHAN
13 Şubat 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder