Samsun’da iyi şeyler de yapılıyor ama canımızı
sıkacak şeylerde yapılıyor. İyi şeyleri
yapanlara her zaman teşekkür etmeyi bilmiştir Samsun’lular. Ama yapılan akıl
almaz işlerde de, düşüncelerini yüksek sesle söylemeyi bilir bu kentte
yaşayanlar. Yüksek sesle söylenenlere kızmak yerine, onlara kulak verilmelidir.
Ben yaptım oldu ile yerel yaşamı şekillendirmeye ayak kalkmamalısınız. Çünkü
yaşadığımız kentler, sadece belediye başkanlarının inisiyatiflerine
bırakılamayacak kadar önemli yerlerdir. Bunun anlaşılmasını bekliyoruz.
Denizi önünü kapatan, denizle kent arasında bent
oluşturan her şey benim canımı sıkıyor. Sanıyorum kent planlayıcıları da, deniz
kenarına kurulmuş bir kentte, sahil ile kent yerleşim alanlarının arasına duvar
gibi inşaat yapılmasını uygun bulmazlar. Ama ne hikmetse, bizim güzel
Samsunumuzda, yerel yaşamı düzenleyenler, yer yer kent yerleşim alanları ile
deniz arasına duvar gibi inşaatların yapılmasına izin verirler.
Buna örnek isterseniz, Samsun eski Otogarın yerine
yapılan otel ve iş merkezi inşaatını gösterebiliriz.
O inşaatın, kent ile deniz arasında nasıl bir duvar
oluştuğunu göreceksiniz. Bu inşaatın mimari durumunun da, bir kibrit kutusuna
benzemesi, işin bir başka boyutudur. Kutlu kente giderken, Bandırma vapurunun
önünden geçen yolda hummalı bir çalışmanın olduğunu fark edeceksiniz. Oraya
köprüyol yapılıyormuş, o köprü yol oraya yakışıyor mu? Tam anlamı ile kent
yerleşim alanı ve deniz arasında bir duvar oluşturuluyor.
Böylesine güzel bir sahil şeridinin bağrına, bu
yolu çare olarak gören mühendisliği, kınamaktan başka bir şey yapamamanın
üzüntüsünü çekiyorum. Ve yerel yaşamı şekillendiren yerel yöneticilere
soruyorum. Bu köprü yolun yapımına nasıl evet dediniz? Samsun da yaşayan bir
insan olarak doğanın böyle tahrip edilmesine izin verilmemesi gerektiğine
inanıyorum. Bu konuda sivil toplum örgütlerinin ve özellikle Mimar Mühendis
odalarının uyarılarına kulak verilmesi gerekmektedir.
Samsunlular, Samsun’un ucube bir kent olmasına izin
vermeyecektir. Nasıl mı? Onu Samsunlular
yeri geldiğinde uygun bir dille, demokratik yollarla yerel yaşamı
biçimlendirenlere anlatacaktır.
/Tekin AKIN
05 Şubat 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder