7 Mart 2013 Perşembe

Nasıl Bir Samsun

Kentin bibliyografisine kısaca bir göz attığımızda, öncelikle kentlilik bilincinin oluşturmasına ilişkin yeterli önlemlerin alınmadığı açıkça ortaya çıkmaktadır.

Örneğin; Samsunun tarihi misyonuna uygun çağın gereklerinin yerine getirilmesine yönelik düzenlenen sempozyumların amacına ulaşmadığı bilinmektedir. Bugün hala Amazon kadınlarının Samsun’da yaşayıp yaşamadığı tartışılmakta iken kent Amazon heykeli ile süslenmektedir. Tarihsel, kültürel ve doğal varlıklar ancak gerektiği şekilde korunduğunda gelecek nesillere intikal edecek ve kentlilik bilinci oluşturulacaktır. Bu değerlere sahip çıkılamadığında sadece fiziksel bir çarpıklık değil, sosyal anlamda da önemli handikapların oluşması engellenemez.

Kentin markalarına sahip çıkılmalıdır. Marka bilincinin tam anlamı ile oluşması ile kentin ekonomik anlamda kalkınmasının da temelleri atılmış olacaktır. “Samsun’da Var Samsun İçin Al” kampanyasının tüm iyi niyetlere rağmen ölü doğmasının altında yatan gerçek de kentlilik bilincinin olmayışıdır. Bugün belediyeler dahil olmak üzere bazı kamu kurumlarının kendilerine gerekli olan hizmetleri dışarıdan ithal ettikleri malumdur. 8 barajı ve çevresinde 7 gölü  ile Türkiye’nin adeta barajlar kenti olan Samsun’un mevcut potansiyeli kullandığı söylenemez. Barajlar etrafındaki tarım alanlarının verimliliği tarımsal alanda bir hazine niteliği taşımakta iken, gerekli pazarlama stratejileri yoksunluğu nedeniyle ürünler satılamaz ve denize dökülür.

Karşı tarafımızda Rusya ve Ukrayna direkt olarak ticaret yapabileceğimiz iki maden ülkedir. Ancak bu ülkeler ile kısır görüşmelerin dışında dişe dokunur bir ticaret hacminin oluştuğu söylenemez. İstatistiklerde 100 ülke ile ticaret yapıldığı ifade edilir. Ancak Serbest Bölgenin ise durumu içler acısıdır. İnsanlar henüz Serbest Bölge ile ticaret yapabilmenin avantajlarını öğrenememişlerdir. Sanayi sektöründe ise daha ziyade imalat sektöründe söz sahibi olan kentimiz, % 47 tarımsal alanlara sahip olmanın da avantajlarını yaşayamamaktadır.

Yönetsel anlamda zafiyetler her kentte yaşanabilen olumsuzluklardır. Normal karşılanabilir. Ancak iktidar partilerine yıllardır oy veren bir kent olarak, yeni yatırımlar bir yana mevcut yatırımlarda ne yazık ki özelleştirmeler ile yok edilmiştir. Hizmet sektörüne yönelik sektörler her geçen gün artış kaydetmekte, ve bu tür yatırımların kentteki istihdam sorununu kökünden çözeceğine inanılmaktadır. Aksine işsizlik oranları her geçen gün artış kaydetmektedir.

Kamu hastanelerinde yatak sayısı yüksek iken, özel hastanelerde düşüktür. Sağlık kenti olmak gibi bir kartvizitin oluşturulmaya çalışıldığı kentimizde özellikle özel hastaneler yatırımlarına ağırlık verilmektedir.  Her seçim döneminde vaat edilenlerden nasibini alamayan bir kenttir Samsun. 15 yıl öncesinde kenti yönetenlerin taahhütte bulundukları projelerin onda biri dahi yerine getirilmiş olsa idi, bugün kentimizde ne işsizlik oranlarından ve ne de çarpık yapılaşmalardan bahsedilecekti.

Tersanesi ile, Fuar ve Kongre Merkezi ile, teşvikli ili, cazibe merkezi, teşvikli ili ile ve dudaklara dökülen onlarca proje ile, modern Samsun’un silüeti seçim meydanlarına tekrar dökülecek ve oy acılığına çıkılacaktır. Bu film her seçim döneminde tekrarlanır. Bu nedenle milletvekilliği, belediye başkanlığı, TSO,  mesleki ve sivil toplum örgütleri seçimlerinde top kesinlikle bizlerin ayağındadır. Eğer isabetli şutlar atar isek, hep birlikte gol sevincini yaşayabiliriz. Yani kentlilik bilincini oylarımıza tahvil ettiğimizde, en azından bu kent için hizmet edebilecek potansiyelleri iş başına getirebiliriz.

/Süleyman SALUR
07 Mart 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder