Kentin bibliyografisine kısaca bir göz attığımızda,
öncelikle kentlilik bilincinin oluşturmasına ilişkin yeterli önlemlerin
alınmadığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Örneğin; Samsunun tarihi misyonuna uygun çağın
gereklerinin yerine getirilmesine yönelik düzenlenen sempozyumların amacına
ulaşmadığı bilinmektedir. Bugün hala Amazon kadınlarının Samsun’da yaşayıp
yaşamadığı tartışılmakta iken kent Amazon heykeli ile süslenmektedir. Tarihsel,
kültürel ve doğal varlıklar ancak gerektiği şekilde korunduğunda gelecek
nesillere intikal edecek ve kentlilik bilinci oluşturulacaktır. Bu değerlere
sahip çıkılamadığında sadece fiziksel bir çarpıklık değil, sosyal anlamda da
önemli handikapların oluşması engellenemez.
Kentin markalarına sahip çıkılmalıdır. Marka
bilincinin tam anlamı ile oluşması ile kentin ekonomik anlamda kalkınmasının da
temelleri atılmış olacaktır. “Samsun’da Var Samsun İçin Al” kampanyasının tüm
iyi niyetlere rağmen ölü doğmasının altında yatan gerçek de kentlilik
bilincinin olmayışıdır. Bugün belediyeler dahil olmak üzere bazı kamu
kurumlarının kendilerine gerekli olan hizmetleri dışarıdan ithal ettikleri
malumdur. 8 barajı ve çevresinde 7 gölü
ile Türkiye’nin adeta barajlar kenti olan Samsun’un mevcut potansiyeli
kullandığı söylenemez. Barajlar etrafındaki tarım alanlarının verimliliği
tarımsal alanda bir hazine niteliği taşımakta iken, gerekli pazarlama
stratejileri yoksunluğu nedeniyle ürünler satılamaz ve denize dökülür.
Karşı tarafımızda Rusya ve Ukrayna direkt olarak
ticaret yapabileceğimiz iki maden ülkedir. Ancak bu ülkeler ile kısır görüşmelerin
dışında dişe dokunur bir ticaret hacminin oluştuğu söylenemez. İstatistiklerde
100 ülke ile ticaret yapıldığı ifade edilir. Ancak Serbest Bölgenin ise durumu
içler acısıdır. İnsanlar henüz Serbest Bölge ile ticaret yapabilmenin
avantajlarını öğrenememişlerdir. Sanayi sektöründe ise daha ziyade imalat
sektöründe söz sahibi olan kentimiz, % 47 tarımsal alanlara sahip olmanın da
avantajlarını yaşayamamaktadır.
Yönetsel anlamda zafiyetler her kentte yaşanabilen
olumsuzluklardır. Normal karşılanabilir. Ancak iktidar partilerine yıllardır oy
veren bir kent olarak, yeni yatırımlar bir yana mevcut yatırımlarda ne yazık ki
özelleştirmeler ile yok edilmiştir. Hizmet sektörüne yönelik sektörler her
geçen gün artış kaydetmekte, ve bu tür yatırımların kentteki istihdam sorununu
kökünden çözeceğine inanılmaktadır. Aksine işsizlik oranları her geçen gün
artış kaydetmektedir.
Kamu hastanelerinde yatak sayısı yüksek iken, özel
hastanelerde düşüktür. Sağlık kenti olmak gibi bir kartvizitin oluşturulmaya
çalışıldığı kentimizde özellikle özel hastaneler yatırımlarına ağırlık
verilmektedir. Her seçim döneminde vaat
edilenlerden nasibini alamayan bir kenttir Samsun. 15 yıl öncesinde kenti
yönetenlerin taahhütte bulundukları projelerin onda biri dahi yerine getirilmiş
olsa idi, bugün kentimizde ne işsizlik oranlarından ve ne de çarpık
yapılaşmalardan bahsedilecekti.
Tersanesi ile, Fuar ve Kongre Merkezi ile, teşvikli
ili, cazibe merkezi, teşvikli ili ile ve dudaklara dökülen onlarca proje ile,
modern Samsun’un silüeti seçim meydanlarına tekrar dökülecek ve oy acılığına
çıkılacaktır. Bu film her seçim döneminde tekrarlanır. Bu nedenle
milletvekilliği, belediye başkanlığı, TSO,
mesleki ve sivil toplum örgütleri seçimlerinde top kesinlikle bizlerin
ayağındadır. Eğer isabetli şutlar atar isek, hep birlikte gol sevincini
yaşayabiliriz. Yani kentlilik bilincini oylarımıza tahvil ettiğimizde, en
azından bu kent için hizmet edebilecek potansiyelleri iş başına getirebiliriz.
/Süleyman
SALUR
07 Mart 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder