Kentlerin çağdaşlığının en önemli göstergesi, o
kentin kent içi ulaşım alternatiflerinin çokluğu ve kalitesinin seviyesidir. Ulaşım
kalitesinin seviyesi ise, ana arterler olan caddeler ile sokakların genişliği,
sayısal yeterliliği, temizliği ve yaya kaldırımlarının bakımlı olması ile
yükselir. Gerçekten de son yirmi yılda, şehir içinde ki bazı çirkinliklerin
kaldırılması ve yapılan bazı düzenlemelerle Samsun yüzeysel görüntü olarak
güzelleşmiştir. Ancak bu yüzeysel güzellik Samsun’da ki yaşamın kalitesinin
yükseltilmesine yarar sağlamış mıdır? Diye sorulsa, bu soruya verilecek
cevapların olumlu olacağını sanmıyorum. Zaten son yapılan “Türkiye’nin
Yaşanabilir Kentler” sıralamasın da Samsun’un ilk on il arasında yer alamaması
da bunu doğrulamaktadır.
Bunun en önemli nedeni, Samsun’un tam anlamıyla
cadde ve sokak fakiri olmasıdır. Üstüne üstlük yollar bakım açısında da feci
durumdadır. Yol fakirliğine rağmen, işlerliği olan önemli bazı caddelerinde
anlaşılamaz ve kabul edilemez gerekçelerle iptal edilmesi de işin tuzu, biberi
olmuştur. Yanlış ve eksikleri söylerken haksızlık yapmamak adına, kent içi
trafiğe olumlu katkısı olacak 3. Bulvarın büyük bir bölümünün bitirilmiş
olmasını, tartışmalı da olsa Canik’te çevre yolunun devamında yapılmakta olan
katlı yol ve kavşak düzenlemesinin trafik akışına olumlu katkılar yapacağını da
belirtmek gerekir.
Bu iki örnek dışında ise, Samsun’un Cadde ve
Sokakları adına söylenebilecek çok sayıda yanlış uygulamalar yapılmaktadır.
Samsun’da özellikle merkez ilçe konumunda olan İlkadım bölgesinde ki trafik
akışını ağlayan ana arterler doğu-batı aksında Cumhuriyet, Gazi, İstiklal
Caddeleri ve en yukarıda da 100. Yıl Bulvarı ile bunları dikey olarak kesen
arterler ise, 19 Mayıs Bulvarı, Lise Caddesi ve Muhittin Özkefeli ve devamı
olan Mevlana Caddesi’dir. Bunlara Batı
Doğu aksında Atakum ile Canik ve daha ötesine transit bağlantıyı sağlayan
Atatürk Bulvarı’nı eklesek dahi, bu caddelerin Samsun şehir içi ulaşım sorununu
çözdüğünü söylemeye imkân yoktur.
Bunlardan Atatürk ve 100. Yıl Bulvarı hariç
diğerleri çok dar ve tek yönlü görev yapabilmektedir. Cumhuriyet ve İstiklal
Caddeleri’nin birer tarafı paralı park olarak kullanıldığı için her iki cadde
de trafik akışı tek şeritte zar zor yapılabilmektedir. Kentin tam ortasında
geçen en önemli caddelerden birisi olan Gazi Caddesi son on yılda adeta
körleştirilmiş ve bu Cadde önce 19 Mayıs Bulvarı üzerine yapılan son derece
gereksiz ve abartılı bir alt geçitle devamı olan Mecidiye Caddesi’nden
kopartılmıştır. Sonra da bu yetmemiş gibi bu kez de eski Sigara Fabrikası
yerine yapılan Bulvar AVM’ye destek uğruna önünden geçen bölümü kapatılarak
AVM’ye katılmış ve Gazi Caddesi’nin Cumhuriyet Meydanına çıkışı da
kapatılmıştır. Son bölümünü de AVM’ye kaptıran Gazi Caddesi’nin Cumhuriyet
meydanına çıkışını sağlamak üzere Osmaniye Caddesi üzerinden Cumhuriyet
Caddesi’ne dönüş verilmiştir. Bu zorlama çözüm ile Cumhuriyet Caddesi’nin
Cumhuriyet Meydanı ile Osmaniye Caddesi arası zorunlu olarak gidiş-geliş olarak
çift yönlü yapılmıştır.
Oysa bu cadde zaten tek yönlü trafiği zor
kaldırıyordu. Üstüne üstlük bu Cumhuriyet Caddesi’nin bu bölümünün sağ
tarafında Orduevi ve Amisos Otel ile 3-4 tane büyük restoran ile iki de banka
şubesi gibi müşteri araçlarının yoğun park yaptığı önemli yerler bulunmaktadır.
Cumhuriyet Caddesinin bu bölümünün çift yönlü trafiğe açılması ve sağ tarafına
tüm gün araçların park etmesi nedeni ile Cumhuriyet Meydanı’ndan gelen araçlar
ancak birbirine sürtünerek geçebilmek zorunda bırakılmıştır. Cumhuriyet Meydanı’nda
ki şehirlerarası otobüs terminallerinden otogar’a yolcu taşıyan servis
minibüslerinin de bu kavşakta park ettiğini de gözlerinizin önüne getirirseniz,
bu bölgede yaşanan trafik işkencesini çok daha iyi anlarsınız.
Trafiğe kapatılan bir başka cadde ise Samsun’un en
eski ana caddesi olan Necipbey Caddesidir. ( Büyükşehir Belediyesi’nden
Hançerli yönüne giden cadde). Bu caddenin de Atatürk Bulvarı’na çıkışı garip
bir plan değişikliği ile yolun bir bölümünü yapılaşmaya açmak için
kapatılmıştır. Yol fakiri bir kentin çok da anlaşılır nedenleri olmadan bazı
caddelerini trafiğe kapatılması, çağdaşlaşma ilkesi ile nasıl bağdaşır anlamak
mümkün değildir.
Doğu-Batı aksında ki dört ana caddeye dikey
bağlantıları sağlayan 19 Mayıs Bulvarı ve Lise Caddesi’nin Cumhuriyet, Gazi ve
İstiklal Caddeleri ile 100.yıl Bulvarına çıkış kavşaklarında ki tıkanıklarla
yaşanan kördüğümler araç kullananlara soğuk terler döktürmektedir. 100.Yıl
Bulvarı ile 19 Mayıs Bulvarı’nın bağlandığı noktada yapılan bir başka örneği
bulunamayacak garip kavşak düzenlemesi ile günün belli saatlerinde 19 Mayıs
Bulvarı’da Cumhuriyet Meydanı’ndan itibaren kilitlenmektedir. Benzeri bir
tıkanıklık da okulların giriş ve çıkış saatlerinde ki servisler nedeniyle sabah
ve akşam saatlerinde Lise Caddesi’n de yaşanmaktadır. Bu caddede ki
tıkanıklığın en büyük nedeni de, Lise Caddesi’nin orta refüjle çift yönlü
trafiğe açılmasıdır. Orta refüj yokken araçlar sağa sola kayarak trafik akışını
sağlıyordu. Bu caddenin ambulans yolu olduğu da ayrıca dikkate alınmalıdır.
Gazi Caddesi’nin Osmaniye Caddesi ile kesiştiği
kavşaktan sonrası kapatıldığı için Gazi Caddesi’nin devamı zorunlu olarak sağa
ve sola yönlendirilmiştir. Sola doğru Osmaniye Caddesine yönlendirilen çıkış
ise yoğun trafik nedeniyle İstiklal Caddesi ile kesiştiği noktada tıkanmaya
başlamıştır. Böylesine yoğun bir trafik
işkencesinin yaşandığı ve yetkililerinin ise toplumu hiçe saydığı bir kent var
mıdır? Merak ediyorum. Samsun olarak bir başka ayıbımız da, kentin merkezinde
ki ana cadde ve sokaklarda ki giderilemeyen kaldırım rezaletidir. Mahalle
aralarında ki sokakları ve kaldırımlara değinmiyorum dahi. Örneğin, 19 Mayıs
Bulvarın da Öğretmenevi önünden Cumhuriyet Meydanı’na doğru ayak bileğinizi
burkmadan inebilmek beceri işidir. Hele de hava yağmurlu ise kırık ve oynak
kaldırım taşlarına bastığınızda altından fışkıran çamurlu sularla sadece kendi
etek veya pantolonunuzu değil, yanınızdan geçenlere de çamur banyosu
yaptırmanız kaçınılmazdır.
Sürekli yamanan veya bozulanın üzerine kat kat
dökülen asfaltlar nedeniyle çukurda kalan mazgal kapaklarının yarattığı riskler
ve çirkinliklere de hemen hemen her ana cadde de rastlamak mümkündür. Bu kenti
yöneten belediye başkanları ve bu belediyelerin ilgili birim yöneticileri nasıl
görmezler? Veya görüyorlarsa neden ilgisiz kalırlar? Bilemiyorum. Üzülerek
söylemek gerekirse, bu sorunun tek nedeni vardır. O da, bu kenti yönetenlerin
toplumu hiçe sayması ve bu konuda ki sivil toplum kuruluşlarının uyarılarına
duyarsız kalması, hatta onları muhatap alma sorumluluğunu dahi taşımamalarıdır.
Tüm bunların olduğu ve süregittiği bir kentte, hiç kimse Samsun’un çağ
atladığını söyleyemez. Samsunlular adına lütfen bu duyarsızlığı son verin diye
ilgililere bir kez daha sesleniyorum...
/Sadi SUBAŞI
18 Mart 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder