10 Mart 2013 Pazar

Hemşirelerin Adı Yok -1

Dün  Dünya  Kadınlar  Günüydü ya. İnanılmaz  bir  tüketim yaşadı  bu  kent/bu  ülke. Çalışan  Kadınlar  Günü  üzerinden  iktidar  empozesi  yapıldı  sanki  damarlarımıza. Kadın örgütlerini  sorunları  dile  getirdiler  doğal  olarak.  Çalışma  yaşamına, hayata, eve dair  sorunlarını.. Ama  iktidar  sahipleri  bir  şenlik havası  sundu  onlara. Söylenenler  akıp  gitti. Çiftte  telli  kaldı  akıllarda.. Bu  kentin  ve  ülkenin  kadınları da  acı  biriktiriyorlar  içlerinde.. Ve  ezilmişliği  ve  yitikliği…

Ben  de  çalışan kadına  dair  bir  şey  yazıyım  dedim kendince  bu  satırlarda.  Çalışan kadın  deyince  çalışma  arkadaşlarımız  hemşireler  geldi  aklıma. Son  10  yılda  tüketti  bu  mesleği  Sağlıkta  Dönüşüm. Tüm  baskılara,  emek  sömürüsüne  maruz  kaldılar son  10  yıldır. İş  yükleri  artı. İnanılmaz  bir  bürokrasiye  boğuldu  işleri. İş  tanımları  unutturuldu. Çalışma  saatleri  iyice  düzensizleşti. Meslek  tanımları  sanki,  sağlıktan  tıbbi  sekreteryaya  dönüştürülmeye  çalışıldı. Sağlık Ocaklarında, hastanelerde,  yoğun bakımlarda kamu yönetimsel  şiddete  maruz kaldılar. Dün bu  duygularla  yaşarken, Türk  Hemşireler  Derneği’nin  bana  ilettiği,  sorunlar  zinciri ile  boğuştum bütün  gün: Bakın  ne  diyorlar. Hastalarıma Hakları Olan Hemşirelik Bakımını Gerektiği Gibi Veremiyorum. Engeller Var. Engeller Kaldırılsın!

Hemşireler İçin Sağlık Hizmetinde Taşınamaz Hale Gelen Yük, Nasıl Kaldırılır! ?
Önce, Sağlık Hizmetindeyük’ün Neleri İçerdiğini Açıklığa Kavuşturmak Gerekir.
1-Sağlık hizmeti 24 saat kesintisiz sürdürülmesi gereken bir hizmettir.
2-Hizmet bu nedenle sabah 09:00-17:00 arası sürdürülen ve bu nedenle biyolojik ve toplumsal yaşamımızla uyumlu zamanlar içinde yürütülen hizmetlere hiç ama hiç benzemez.
 3-Sağlık hizmeti sunanlar, 09:00-17-00 saatleri arasında çalıştıktan sonra kalan zamanını eğlenmek, dinlenmek ve uyumakla geçirme şansına sahip olanların sahip olduğu şansa ya hiç sahip değillerdir, ya da düzenli olarak sahip değillerdir.
 4-Sağlık hizmeti, acı çekenlere, gizli ya da açık öfke yaşayanlara,  çok yönlü kaygı içerisinde olanlara, yaşamın kıyısında tutunmaya çalışanlara ve onların yakınlarına verilen bir hizmettir.
 5- Sağlık hizmeti, ortam olarak ağır ve tehlikeli işler sınıfına giren ve bu nedenle çalışan sağlığına olumsuz etkiler yapabilecek mekanlarda yürütülen bir hizmettir.
 6-Sağlık hizmeti, derdine derman arayanın, her şeyden önce derdine dert katmaması, diğer bir deyişle ona zarar vermemesi gereken bir hizmettir.
7-Sağlık hizmeti, derdi olana zarar vermeyeceği gibi, onun derdine derman olması gereken bir hizmettir.
 8-Sağlık hizmeti, ekiple yürütülen, bu nedenle ekipte yer alan her meslek mensubunun birbirinin görev, sorumluluk ve yetki alanlarını çok iyi kavramasını, birbirinin varlığına saygı duymasını, birbirinin gelişimine katkı sağlamasını ve mensupları arasında barış ve güveni gerektiren bir hizmettir.
 9- Sağlık hizmeti, her meslek mensubunun çok nitelikli bir temel eğitimden geçmesini ve çalışma yaşamında bilgi ve uygulamaları ile birlikte meslek ahlakını geliştirmesine imkan verilmesini gerektiren bir hizmettir.
 10- Sağlık hizmeti, hizmet yönetiminin mevzuata ve adalete uygun olarak yürütülmesini gerektiren bir hizmettir.

Çalışma arkadaşlarımızın çözüm önerilerini  de  gelecek  yazıda  sunacağım. Nazım’la bitirelim yine/ bizim kadınlarımız/ korkunç ve mübarek elleri,/ ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle/ anamız, avradımız, yarimiz/ ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen/ ve soframızdaki yeri/ öküzümüzden sonra gelen/ ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız/ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki/ ve karasabana koşulan/ ve ağıllarda/ ışıltısında yere saplı bıçakların…

/Cem ŞAHAN
10 Mart 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder