Dün
Dünya Kadınlar Günüydü ya. İnanılmaz bir
tüketim yaşadı bu kent/bu
ülke. Çalışan Kadınlar Günü
üzerinden iktidar empozesi
yapıldı sanki damarlarımıza. Kadın örgütlerini sorunları
dile getirdiler doğal
olarak. Çalışma yaşamına, hayata, eve dair sorunlarını.. Ama iktidar
sahipleri bir şenlik havası
sundu onlara. Söylenenler akıp
gitti. Çiftte telli kaldı
akıllarda.. Bu kentin ve
ülkenin kadınları da acı
biriktiriyorlar içlerinde.. Ve ezilmişliği
ve yitikliği…
Ben de çalışan kadına dair
bir şey yazıyım
dedim kendince bu satırlarda.
Çalışan kadın deyince çalışma
arkadaşlarımız hemşireler geldi
aklıma. Son 10 yılda
tüketti bu mesleği
Sağlıkta Dönüşüm. Tüm baskılara,
emek sömürüsüne maruz
kaldılar son 10 yıldır. İş
yükleri artı. İnanılmaz bir
bürokrasiye boğuldu işleri. İş
tanımları unutturuldu. Çalışma saatleri
iyice düzensizleşti. Meslek tanımları
sanki, sağlıktan tıbbi
sekreteryaya dönüştürülmeye çalışıldı. Sağlık Ocaklarında,
hastanelerde, yoğun bakımlarda kamu
yönetimsel şiddete maruz kaldılar. Dün bu duygularla
yaşarken, Türk Hemşireler Derneği’nin
bana ilettiği, sorunlar
zinciri ile boğuştum bütün gün: Bakın
ne diyorlar. Hastalarıma Hakları
Olan Hemşirelik Bakımını Gerektiği Gibi Veremiyorum. Engeller Var. Engeller
Kaldırılsın!
Hemşireler
İçin Sağlık Hizmetinde Taşınamaz Hale Gelen Yük, Nasıl Kaldırılır! ?
Önce, Sağlık
Hizmetindeyük’ün Neleri İçerdiğini Açıklığa Kavuşturmak Gerekir.
1-Sağlık hizmeti 24 saat kesintisiz sürdürülmesi
gereken bir hizmettir.
2-Hizmet bu nedenle sabah 09:00-17:00 arası
sürdürülen ve bu nedenle biyolojik ve toplumsal yaşamımızla uyumlu zamanlar
içinde yürütülen hizmetlere hiç ama hiç benzemez.
3-Sağlık
hizmeti sunanlar, 09:00-17-00 saatleri arasında çalıştıktan sonra kalan
zamanını eğlenmek, dinlenmek ve uyumakla geçirme şansına sahip olanların sahip
olduğu şansa ya hiç sahip değillerdir, ya da düzenli olarak sahip değillerdir.
4-Sağlık
hizmeti, acı çekenlere, gizli ya da açık öfke yaşayanlara, çok yönlü kaygı içerisinde olanlara, yaşamın
kıyısında tutunmaya çalışanlara ve onların yakınlarına verilen bir hizmettir.
5- Sağlık
hizmeti, ortam olarak ağır ve tehlikeli işler sınıfına giren ve bu nedenle
çalışan sağlığına olumsuz etkiler yapabilecek mekanlarda yürütülen bir
hizmettir.
6-Sağlık
hizmeti, derdine derman arayanın, her şeyden önce derdine dert katmaması, diğer
bir deyişle ona zarar vermemesi gereken bir hizmettir.
7-Sağlık hizmeti, derdi olana zarar vermeyeceği
gibi, onun derdine derman olması gereken bir hizmettir.
8-Sağlık
hizmeti, ekiple yürütülen, bu nedenle ekipte yer alan her meslek mensubunun
birbirinin görev, sorumluluk ve yetki alanlarını çok iyi kavramasını,
birbirinin varlığına saygı duymasını, birbirinin gelişimine katkı sağlamasını
ve mensupları arasında barış ve güveni gerektiren bir hizmettir.
9- Sağlık
hizmeti, her meslek mensubunun çok nitelikli bir temel eğitimden geçmesini ve
çalışma yaşamında bilgi ve uygulamaları ile birlikte meslek ahlakını
geliştirmesine imkan verilmesini gerektiren bir hizmettir.
10- Sağlık
hizmeti, hizmet yönetiminin mevzuata ve adalete uygun olarak yürütülmesini
gerektiren bir hizmettir.
Çalışma arkadaşlarımızın çözüm önerilerini de
gelecek yazıda sunacağım. Nazım’la bitirelim yine/ bizim
kadınlarımız/ korkunç ve mübarek elleri,/ ince, küçük çeneleri, kocaman
gözleriyle/ anamız, avradımız, yarimiz/ ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen/ ve
soframızdaki yeri/ öküzümüzden sonra gelen/ ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis
yattığımız/ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki/ ve karasabana koşulan/ ve
ağıllarda/ ışıltısında yere saplı bıçakların…
/Cem ŞAHAN
10 Mart 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder