Hastane
sayılarımız artıyor! Yeni otelcilik
hizmeti verecek hastaneler
yapacağız. Yaptıracağız. Kamu-özel
ortaklığı için sermayeye
pay aktaracağız. Sağlık Kenti
Samsun. Biz ilk 10 dayız. Her
şeyin dermanı piyasa! Yaşasın piyasa!
95 bin kişinin
sağlık sigortasını ödeyemediği
için sağlık hizmeti
alamadığı bir kentte, Kalp
damar hastalıklarından ölümlerin
Türkiye ortalamasının üzerinde
olduğu bir kentte, Diyabet hastalığının
önlenemez artışının olduğu
bir kentte, İlçelerinde ishal
salgının adının dahi
konamadığı bir kentte, Hava
kirliliğinin arttığı, Hava kirliliğine
bağlı ölümlerin arttığı, İş
kazalarının ve ölümlerin
artığı, Sigara bağlı ölümlerin
arttığı, Kanserin arttığı bir
kentte, Yoksulluktan çocukların
öldüğü bir kentte, İnsanların intihar
ettiği bir kentte, Depresyon ilaç
kullanımın attığı bir
kentte, Yenidoğan küvözü için
bebelerin hastane hastane
gezdirildiği bir kentte, Sağlık çalışanlarının her
geçen gün artan
şiddete maruz kaldığı
bir kentte, Acil servislerinde
hekim eksikliğinin inanılmaz
bir boyuta ulaştığı
bir kentte, Hemşirelerin her
geçen gün daha da
baskıya maruz kaldığı
bir kentte, Sağlık ocakları
kapatılmış bir kente, Temiz
suya ulaşmayan yüzlerce
köyü bulunan bir
kentte, Siyasilerin her
geçen gün SAĞLIKTA
DEVRİM YAPTIK diye
reklam yaptığı bir
kentte, Kimyasallara maruz kalmanın
rutin olduğu bir
kentte, İşsizliğin, Yoksulluğun, Eğitimsizliğin, kol gezdiği
bir kentte, Taşeron çalışmanın
sağlık çalışanlarının temel
çalışma biçimi olduğu
bir kentte, Sağlıkta eşitsizliklerin arttığı
bir kentte,
Çöp
konteyrlarına bebelerin atıldığı
bir kentte, Gıda güvenliğin
olmadığı bir kentte, SAĞLIK KENTİ
kavramından bahsetmek, En azından
DOĞRU değildir.
Samsun’un
Sağlığı iyi değildir. Samsun halkının
sağlığı iyi değildir.
Bu
bildiğimiz bir neoliberal
masaldır. Hani bu satırlarda
hep anlattığımız… Sağlıkta
neoliberal paradigmanın Türkiye’de işleyişi, dünya genelinden farklı değil.
Sağlıkta metalaşmanın, ticarileşme ve piyasalaşmanın rehberi, IMF-Dünya Bankası
tarafından hazırlandı ve uygulatıldı. Bunu, bu kurumlarla yapılan anlaşma
maddelerinde açıkça görebilmekte ve yine bu kurumlara hükümetlerce verilen
niyet mektuplarında ne kadar yol alındığını okuyabilmekteyiz.
Oysa Sağlık bir
haktır.. Sağlık hakkı, sağlıklı bir ortamda yaşama hakkı ve sağlık
hizmetlerine ulaşma hakkıdır. Sağlıklı bir ortam demek, her şeyden önce,
herkesin işinin, gelirinin olması anlamına gelir. İşi, geliri olmayanların da
asgari geçinme, barınma, beslenme ihtiyaçlarının sosyal devlet hizmeti olarak
karşılanmasını gerekir. Böylesi bir “sosyal koruma”, bir dizi hastalığı daha
baştan önlemiş olacaktır.
Sağlıklı çevre, sağlıklı gıda üretimi, temiz
kentler, birçok hastalığın daha baştan önünün kesilmesi demek. Bu anlamda
işyerlerinde ve yerleşim yerlerinde sağlıklı ortam, hastalığın üremesinin önünü
keser, tedavi ve ilaca ihtiyacı da baştan azaltır. İlköğretimden başlayarak
temel sağlık eğitimi ve beden eğitimine ağırlık verilmesi de önemli.
Sağlıkta özelleşme ve ticarileşmeden kamu kaynağı
desteği çekilmeli ve sağlığın bir kamu hizmeti olarak sunumuna dönülmeli.
Sağlık hizmetini örgütlemede, koruyucu hekimliğe, bunun için de sağlık ocağı
sistemine ağırlık vermek önemli. Ülkemizdeki kamu sağlık hizmetleri birikiminin
en iyi yansıması, 6000’i aşan sağlık ocağı ve 12 bin civarındaki sağlık evidir.
Daha sonra yozlaştırılmaya çalışılsa da, hemen hiçbir çevre ülkede görülmeyen
bu avantaj, hükümetçe tahrip edilmiş, görmezden gelinmiştir.
Kentin
sağlık alanında temel
sorunu sağlıkta eşitsizliklerin artmasıdır. Sağlıkta eşitsizlik, doğal değil
toplumsal-sosyoekonomik nedenlerden kaynaklanan; doğal nedenlerin ancak
toplumsal nedenler dolayımıyla etki gösterdiği; önlenebilir, önlenebilir olduğu
için de kabul edilemez nitelikteki; bireysel değil, toplumsal bir bağlam içinde
saptanması, ele alınması, incelenmesi, savaşılması gereken; bu nedenle de tüm
bu süreçte ekonomi, sosyoloji, politika gibi sağlık dışı disiplinlerin de
etkinliğinin gerektiği; yalnızca sosyal, politik ve ekonomik değil, aynı
zamanda ahlaki bir sorun olarak da kavranması gereken; toplumsal gruplar
arasındaki sağlık düzeyine ve sağlık hizmeti kullanımına ilişkin
farklılıklardır .
Sağlıktaki eşitsizlik bir sağlık sorunudur.
/Cem ŞAHAN
20 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder