25 Aralık 2012 Salı

Kar Topu Ve Aile Hekimliği -2

Genel  yayın  yönetmenimiz  Samsun’daki  sorunların  yoğunluğunu  anlattığı  yazısının başlığında  Sorunlar  Kar  Topu  gibi çoğalıyor cümlesini  kullanmıştı.  Bunun üzerine  Aile Hekimliğindeki  sorunları  ve  talepleri  geçen  yazımda  bir  kısmını  iletmiştim.

Bugün  1.basamak  sağlık  hizmeti  veren  hekimlerin  kar  topu  yumağı  gibi  artan  sorunları  ve  çözüm  önerilerini  paylaşmaya  devam  edeceğim:

*Aile hekimlerinin kendi çalıştıkları  ASM’ nin çalışma programını; tanımlanmış görev, yetki ve sorumluluklar çerçevesinde kendileri belirlemelidir ve ilgili idarece onaylanmalıdır.

*Sağlık hizmetinin ertelenemez, ikame edilemez, sürekli olarak herkese eşit ve nitelikli olarak verilmesi gereken bir kamu hizmeti olduğu dikkate alınarak; ASM’ lerin sınıflandırılma uygulamalarından ve esnek mesai dayatmalarından vazgeçilerek, tüm ASM’ lerde verilen hizmetlerin aynı standartlara kavuşturulmalıdır.

*ASM çalışanlarına her yıl 30 gün ücretli izin ile ihtiyacı oranında istirahat izninin ücrette herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın verilmeli, yıllık izinlerin ertesi yıla devredilebilmesi sağlanmalı ve yıllık izin tarihleri çalışanlarca belirlenmelidir.

*Bilindiği gibi yıllık izin; belirli bir süre çalışılmasının karşılığı olarak verilen dinlenme hakkıdır. Nitekim Anayasa’nın 50. maddesi ile bir hak olarak tanımlanmış ve güvenceye alınmıştır;

“MADDE 50- Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar. Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.”

57 sayılı Devlet Mamurları Kanunu’nun 102. ve 103. maddelerinde de “yıllık izin” ve “izinlerin kullanılışı”, 104. maddede “mazeret izni”, 105. maddede “hastalık ve refakat izni” düzenlenmiştir. Bu maddelerde; yıllık, mazeret veya hastalık izinleri sırasında memura, kendi yerine görev yapacak başka bir kişi bulması zorunluluğu getirilmemiştir. Keza “Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir.” denilerek, hakkın belirli bir süreye kadar korunması amaçlanmıştır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 53 ve devamı maddelerinde de yıllık ücretli izin hakkı ve uygulaması düzenlenmiş; yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği, yıllık izin süresinde ücretin kesilemeyeceği, yıllık iznin işveren tarafından bölünemeyeceği…güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla aile hekimliği uygulamasında da çalışanın “dinlenme hakkı” nın güvenceye alınması, yıllık ve hastalık izinleri süresince ücret ve sosyal haklarda herhangi bir kesinti yapılmaması, çalışana kendi yerine çalışacak kişiyi bulma yükümlülüğü getirilmemesi ve yıllık izin tarihlerinin çalışanlar tarafından belirlenmesine olanak tanınması gerekir.

*ASM çalışanlarına, (yasalarda tarif edilmiş olağanüstü durumlar hariç) kendisine bağlı nüfusa birinci basamak sağlık hizmet sunumunu içeren görev ve sorumluluklar dışında, nöbet ve benzeri isimler altında angarya niteliğinde ek görev ve sorumluklar verilmemelidir.

*Bilindiği gibi Anayasa’nın 18. maddesinde, “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.” denilmiştir. Bu nedenle yalnızca aile hekimliği hizmetinin gerektirdiği, bu hizmetin getirilme amacına uygun nitelikte ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunulması çerçevesinde düzenlemeler yapılmalıdır.

Bu çerçevede aile hekimliği hizmetinin zorunlu bir unsuru olmayan hizmetlerin (defin nöbeti, acil nöbetleri vs gibi) talep edilmesini mevzuatın zorunlu kılmadığı, bu ve benzeri hizmetlerin “uygulama” adı altında dayatılmasını, hekim ihtiyacının olduğu her yere oldubitti madde değişiklikleriyle aile hekimlerinin görevlendirilmek istenmesini kabul etmek mümkün değildir.

Yukarıdaki açıklama doğrultusunda; cezaevleri, kreş, bakımevleri gibi özel hizmet gerektiren gruplara sunulacak birinci basamak sağlık hizmetlerinin, ihtiyaca uygun düzenlenmiş kurum hekimlikleri tarafından verilmelidir.

*Aile hekimlerinden, yasal dayanağı ve belirli standartları olan raporlar dışında kalan rapor düzenlenme istemlerinin önüne geçilmelidir.

*Mobil hizmetlerde ulaşım ve sağlık hizmeti verilecek yer, hizmetin sürekliliğinin sağlanması ve niteliğinin arttırılabilmesi için, Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanmalıdır.

*Aile Hekimliği Birimi tarafından ulaşılabilen kayıtlı kişilerin periyodik muayenesi; Türk Tabipleri Birliği ile ilgili mesleki dernekler tarafından hazırlanıp, belirli aralıklarla güncellenen periyodik muayene rehberine uyularak yapılmalıdır.

*ASM’ lerde aile hekimleriyle birlikte hizmet veren hemşire, ebe, sağlık memuru, ATT gibi sağlık çalışanlarının, mesleki unvanları olmadan ‘eleman’ olarak adlandırılmasından vazgeçilmeli, mesleki itibarlarını koruyan unvanları kullanılmalıdır.

*ASM’ de çalışan hekimlere sendikalar tarafından belirlenen yoksulluk sınırı rakamlarının en az 2 katı kadar olmak kaydıyla, net temel ücret ve bu ücrete ek olarak kayıtlı kişi sayısı oranında ve bölgesel koşullar gözetilerek  ayrıca bir ek ücret ödenmelidir. Ödenen toplam ücret üzerinden SGK primlerinin ödenmeli ve ele geçen toplam ücretlerin emekliliğe tam olarak yansıtılmalıdır.

Bilindiği gibi Anayasa’nın 55. maddesinde “Ücrette adalet sağlanması” hükmü düzenlenmiş olup,
“MADDE 55. – Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” denilmiştir.

/Cem ŞAHAN
25 Aralık 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder