Genel
yayın yönetmenimiz Samsun’daki
sorunların yoğunluğunu anlattığı
yazısının başlığında Sorunlar Kar
Topu gibi çoğalıyor
cümlesini kullanmıştı. Bunun üzerine
Aile Hekimliğindeki
sorunları ve talepleri
geçen yazımda bir
kısmını iletmiştim.
Bugün
1.basamak sağlık hizmeti
veren hekimlerin kar
topu yumağı gibi
artan sorunları ve
çözüm önerilerini paylaşmaya
devam edeceğim:
*Aile hekimlerinin kendi çalıştıkları ASM’ nin çalışma programını; tanımlanmış
görev, yetki ve sorumluluklar çerçevesinde kendileri belirlemelidir ve ilgili
idarece onaylanmalıdır.
*Sağlık hizmetinin ertelenemez, ikame edilemez,
sürekli olarak herkese eşit ve nitelikli olarak verilmesi gereken bir kamu
hizmeti olduğu dikkate alınarak; ASM’ lerin sınıflandırılma uygulamalarından ve
esnek mesai dayatmalarından vazgeçilerek, tüm ASM’ lerde verilen hizmetlerin
aynı standartlara kavuşturulmalıdır.
*ASM çalışanlarına her yıl 30 gün ücretli izin ile
ihtiyacı oranında istirahat izninin ücrette herhangi bir kısıtlama
yapılmaksızın verilmeli, yıllık izinlerin ertesi yıla devredilebilmesi
sağlanmalı ve yıllık izin tarihleri çalışanlarca belirlenmelidir.
*Bilindiği gibi yıllık izin; belirli bir süre
çalışılmasının karşılığı olarak verilen dinlenme hakkıdır. Nitekim Anayasa’nın
50. maddesi ile bir hak olarak tanımlanmış ve güvenceye alınmıştır;
“MADDE 50- Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne
uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî
yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.”
57 sayılı Devlet Mamurları Kanunu’nun 102. ve 103.
maddelerinde de “yıllık izin” ve “izinlerin kullanılışı”, 104. maddede “mazeret
izni”, 105. maddede “hastalık ve refakat izni” düzenlenmiştir. Bu maddelerde;
yıllık, mazeret veya hastalık izinleri sırasında memura, kendi yerine görev
yapacak başka bir kişi bulması zorunluluğu getirilmemiştir. Keza “Birbirini
izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir.” denilerek, hakkın belirli bir
süreye kadar korunması amaçlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53 ve devamı maddelerinde
de yıllık ücretli izin hakkı ve uygulaması düzenlenmiş; yıllık ücretli izin
hakkından vazgeçilemeyeceği, yıllık izin süresinde ücretin kesilemeyeceği,
yıllık iznin işveren tarafından bölünemeyeceği…güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla
aile hekimliği uygulamasında da çalışanın “dinlenme hakkı” nın güvenceye
alınması, yıllık ve hastalık izinleri süresince ücret ve sosyal haklarda
herhangi bir kesinti yapılmaması, çalışana kendi yerine çalışacak kişiyi bulma
yükümlülüğü getirilmemesi ve yıllık izin tarihlerinin çalışanlar tarafından
belirlenmesine olanak tanınması gerekir.
*ASM çalışanlarına, (yasalarda tarif edilmiş
olağanüstü durumlar hariç) kendisine bağlı nüfusa birinci basamak sağlık hizmet
sunumunu içeren görev ve sorumluluklar dışında, nöbet ve benzeri isimler
altında angarya niteliğinde ek görev ve sorumluklar verilmemelidir.
*Bilindiği gibi Anayasa’nın 18. maddesinde, “Hiç
kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.” denilmiştir. Bu nedenle yalnızca
aile hekimliği hizmetinin gerektirdiği, bu hizmetin getirilme amacına uygun
nitelikte ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunulması çerçevesinde
düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu çerçevede aile hekimliği hizmetinin zorunlu bir
unsuru olmayan hizmetlerin (defin nöbeti, acil nöbetleri vs gibi) talep
edilmesini mevzuatın zorunlu kılmadığı, bu ve benzeri hizmetlerin “uygulama”
adı altında dayatılmasını, hekim ihtiyacının olduğu her yere oldubitti madde
değişiklikleriyle aile hekimlerinin görevlendirilmek istenmesini kabul etmek
mümkün değildir.
Yukarıdaki açıklama doğrultusunda; cezaevleri,
kreş, bakımevleri gibi özel hizmet gerektiren gruplara sunulacak birinci
basamak sağlık hizmetlerinin, ihtiyaca uygun düzenlenmiş kurum hekimlikleri
tarafından verilmelidir.
*Aile hekimlerinden, yasal dayanağı ve belirli
standartları olan raporlar dışında kalan rapor düzenlenme istemlerinin önüne
geçilmelidir.
*Mobil hizmetlerde ulaşım ve sağlık hizmeti
verilecek yer, hizmetin sürekliliğinin sağlanması ve niteliğinin arttırılabilmesi
için, Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanmalıdır.
*Aile Hekimliği Birimi tarafından ulaşılabilen
kayıtlı kişilerin periyodik muayenesi; Türk Tabipleri Birliği ile ilgili
mesleki dernekler tarafından hazırlanıp, belirli aralıklarla güncellenen
periyodik muayene rehberine uyularak yapılmalıdır.
*ASM’ lerde aile hekimleriyle birlikte hizmet veren
hemşire, ebe, sağlık memuru, ATT gibi sağlık çalışanlarının, mesleki unvanları
olmadan ‘eleman’ olarak adlandırılmasından vazgeçilmeli, mesleki itibarlarını
koruyan unvanları kullanılmalıdır.
*ASM’ de çalışan hekimlere sendikalar tarafından
belirlenen yoksulluk sınırı rakamlarının en az 2 katı kadar olmak kaydıyla, net
temel ücret ve bu ücrete ek olarak kayıtlı kişi sayısı oranında ve bölgesel
koşullar gözetilerek ayrıca bir ek ücret
ödenmelidir. Ödenen toplam ücret üzerinden SGK primlerinin ödenmeli ve ele
geçen toplam ücretlerin emekliliğe tam olarak yansıtılmalıdır.
Bilindiği gibi Anayasa’nın 55. maddesinde “Ücrette
adalet sağlanması” hükmü düzenlenmiş olup,
“MADDE 55. – Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet,
çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer
sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” denilmiştir.
/Cem ŞAHAN
25 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder