21 Aralık 2012 Cuma

Hava Kirliliği Ve İnkar Üzerine -1

Türkiye  İstatistik  Kurumu sonuçları  ortada. Hava  kirliliği  konusunda  Tekkeköyde  sıkıntı  var. Bu  yeni  bir  tablo  değil. 2008  yılında da: ‘’Türkiye  İstatistik  Kurumu  2008  Kasım ayı  hava  kalitesi  oranlarında  kükürdioksit ortalama oranlarında  Samsun’un (Tekkeköy’ün)  208  mikrogram/metreküple  birinci  olduğu  belirtildi. ‘’ cümlelerini  kurduğumu  biliyorum.

Her  şeyin  yolunda  olduğu  üzerine  kurulu, pembe  tablo  çizme  tutumunda  olan  kamu yönetimi  anlayışı  bunu da  sadece  bir  cihazın  arızasına  bağlamıştı.  Oysa  daha  ciahazın bozulmasından 15  gün  önce  Tekkeköy  için  TÜİK  rapormları  alarm  diyordu. Tekkeköy de mazeret  nedir? Bu  anlayışı  Samsun  Tartışmalıdır. Bu  kamuyönetimi  zihniyetini  Samsun  tartışmalıdır.

2007  yılında Tekkeköy’de  halktan  gizlenen  Hava  kirliliği  OMÜ  Rektörlüğünün  raporu  ilke ortaya  çıkarılmıştı. Kasım-Aralık  2007  tarihlerinde  Tekkeköy  halkı  normalin  65  katı kanserojen  PM10  maddesi  solumuştu. O  günden  beri Tekköyde  solunum  hastalığı  konusunda  2008  ve  2009  yılında  Samsun Tabip  Odası’nın   yaptığı  çalışma  dışında  hiç  bir  kurum  çalışma  yapmamıştır.  Bölgede kronik  solunum  sistemi  hastalıklarında  artış  vardır. 2009    yılında  Samsun  Tabip  Odasının yaptığı  çalışmaya  göre  bölgede  Akciğer  Kanserinde  artış  vardır. Bu  konuda epidemiyolojik çalışma  yapması  gereken  Samsun  Sağlık  Erki   Portakallı  basın  açıklamaları yapmaktadır.

Samsun  halkına, Tekkeköy  halkına  zehir  solutan  tesislerin  açılma  ruhsatı  verenler bugün  tekrar  bu  şehri  zehirlemeye  aday  olmuşlardır. Hava  Kirliliği  önemli  bir  halk  sağlığı  sorunudur. Hava  kiriliği  konusunda  kamu yönetimlerinin  yapması  gerekenler  uluslararası  raporlarda bellidir.  Ancak  son  10  yıldır  SORUNU  İNKAR  üzerine  kurulu  bir  anlayış  sorunu tanımlamaktan  bile  kaçınmaktadır. PEMBE  BALONLAR  ŞEHRİ… dönüşmüştür  kent.. Kentlerde  hava  kirliliği  oldu  zaman  multidisipliner  çalışmalar  yapılır.  Risk  grupları  uyarılır. Bilgilendirme  yapılarak  halk  uyarılır.

Hava Kirliliğinin Sağlık Üzerine Etkilerini  bir  kaç  cümle  ile  tekrar  yazalım. 1950 lerden beri hava kirliliğinin insan sağlığına etkilerini gösteren kanıtlar vardır. 1980 sonları 1990 larda ise yeni epidemiyolojik çalışmalarla hava kirliliğinin sağlığa etkileri gösterilmiştir. Bu çalışmalar önce ABD ve Avrupa ülkelerinde yapılmış, daha sonra pek çok ülkede de benzer çalışmalar ile sağlığın olumsuz etkilendiği gözlenmiştir. Bu çalışmalarda ölümler, hastaneye başvurular gibi sağlık göstergeleri ile havadaki kirleticilerin konsantrasyonunun ilişkisi aranmış ve her ikisinin birlikte artış veya azalış gösterdiği belirlenmiştir.

Hava kirleticilerindeki günlük artışlar çeşitli akut sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Örneğin kirletici konsantrasyonunda artma astma ataklarında artışa yol açmaktadır. Kirleticilere uzun süreli maruz kalım ile sağlıkta kronik etkiler ortaya çıkmaktadır. ABD ve Hollanda'da yapılan çalışmalarda hava kirliliği olan  bölgelerde  yaşayanların ömrünün, kirliliğin olmadığı bölgelerde yaşayanlara göre 1-2 yıl daha kısa olduğu belirlenmiştir. Yalnızca gelişmekte olan ülkelerde havada bulunan partiküler madde ve kükürt dioksit  nedeniyle yılda  500,000  kişinin öldüğü tahmin edilmektedir.

Hava kirliliğinin sağlık etkisi öksürük ve bronşitten, kalp hastalığı ve akciğer kanserine kadar değişmektedir. Kirliliğin olumsuz etkileri sağlıklı kişilerde bile gözlenmekle birlikte, bazı duyarlı gruplar daha kolay etkilenmekte ve daha ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır Bu gruplardan biri yaşlılardır. Fizyolojik kapasitesi  ve fizyolojik savunma mekanizması fonksiyonlarındaki azalma, kronik hastalıklardaki artma nedeniyle yaşlılar normal popülasyondan daha duyarlıdır, bu nedenle daha kolay etkilenmektedir. Küçük çocuklar savunma mekanizması gelişiminin tamamlanmaması, vücut kitle birimi başına daha yüksek ventilasyon hızları ve dış ortamla daha sık temas nedeniyle daha fazla riske sahip diğer bir gruptur. Yaş yapısı yanısıra hava yolunda daralmaya yol açan hastalıklar da kirleticilere duyarlılığı artırmaktadır. Yapılan çalışmalar kirlilik arttıkça astma ve kronik obstrüktif akciğer hastalıkları (KOAH) gibi hastalıkların alevlenmelerinde  artış olduğunu göstermiştir. Kalabalık yaşam, yetersiz sanitasyon, beslenme yetersizliği gibi düşük yaşam standartları da duyarlılığı etkileyen faktörlerdendir. Bu koşullarda yaşayanlar enfeksiyon hastalıkları sorunları ile karşı karşıyadır ve yetersiz sağlık hizmeti almaktadırlar. Bu nedenle hava kirliliğinin sonuçlarından daha fazla etkilenilmektedir.

Genel olarak havadaki kirleticilerin sağlığa etkileri şöyle toparlanabilir;
*Solunum fonksiyonlarında bozulma
*Solunum sistemi hastalıklarında artış
*Kronik solunum sistemi  hastalığı olan kişilerin hastalıklarının alevlenmesinde artış
*Kronik kalp  hastalığı olan kişilerin hastalıklarının alevlenmesinde artış
*Kanser insidansında artış
*Erken ölüm insidansında artış

Çevresel hava kirliliğinin toplum sağlığı ile ilişkisi değerlendirilirken yukarıda sıralanan doğrudan sağlık etkilerinin yanı sıra içme ve sulama suyu kaynaklarının, bitki örtüsünün zarar görmesi ve mikro klima değişiklikleri nedeniyle dolaylı etkilerini de göz önünde bulundurmak gereklidir. Tüm bunların yanı sıra ortamın nem oranı, sıcaklık, sıcaklık değişim hızı, rüzgarlar ve benzeri etmenler de çevresel hava kirliliğinin sağlık sonuçları üzerinde etkili olmaktadır.

/Cem ŞAHAN
21 Aralık 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder