Üç sezon önceydi… Ligde kalma adına çırpınan bir
takımdı Samsunspor… Kulübün idari yürütücüsüydüm*… İçerde oynanan bir maçı kaybetmiş,
soyunma odasından çıkıp, kapıda bekleyen takım otobüsüne binip ön koltuklardan birine
oturmuştum… Ne hocamızın, ne de futbolcularımızın ağızlarını bıçak açmıyordu… Moraller
dip yapmıştı… Otobüsün etrafını saran öfkeli taraftar grubunu polis uzaklaştırmak
istiyor, onlarda tepkilerini sergiliyorlardı… Otobüs bu nedenle milim milim
ilerleyebiliyordu… Polislerin arasından sıyrılan iki kişi otobüsün önüne gelip
ağızlarından kuduruk it gibi salyalar akarcasına ellerini cama vurup galiz
küfürler atıp, tehditler savuruyorlardı…
Bende derin bir iz bırakan bu manzara aklımdan
yaşadığım sürece hiç mi hiç çıkmayacak. Harbi Samsunsporlu olduklarını
düşündüğüm bu ikili gel zaman git zaman sonra Samsunspor’a yönetici oldular… Ne
gariptir tesadüftür ki Samsunspor takımı yine sancılı bir süreçten geçiyor… Hafta
başında gazeteler yazdı, Tv’ler gösterdi…
Samsunspor kafilesini taşıyan otobüs taraftarlarca
Akçaabat dönüşü durduruldu ve teknik heyet ile futbolculara benzer bir tepki
gösterildi… Şimdi merak ediyorum… O arkadaşlar
otobüsün içerisindeler miydi? Eğer öyleyse benim hissettiğim gibi tepkicilerin
gözlerinin derinliklerine öfke ile mi bakabildiler? Nasıl bir hali ruhi ye içerisindeydiler?
Etme bulma dünyası mı desem ne desem bilemiyorum… Ama ne benim için, ne de
onlar için hoş bir an olmadığı açık bir gerçektir… *Türk Dil Kurumu yabancı kökenli olan
“Menajer” kelimesi yerine “İdari Yönetici” kelimelerini kullanın diye öğüt
veriyor…
Bomba!
Yerel bir gazetede önceki gün bomba gibi bir haber
yer aldı… Henüz yalanlanmadığına göre bu işte bilgi sızdırma olayı var gibi
görünüyor… Ateş olmayan yerden duman çıkmaz… Alınan bir karar var ve isimlerde
açık seçik belirtiliyor… Devrenin bitmesine iki maç var ve de Samsunspor
sahasında galibiyet alamamış bir takım… Durum bu kadar vahim iken, bu maçlar
son derece önemliyken, futbolcuların moralini bozmaya, takım içine el bombası
atmaya kimin hakkı var? Yönetim bu konuda ivedilikle hem futbolculara, hem de
kamuoyuna açıklama yapmak ve olayı yalan dahi olsa yalanlamalıdır… Siz futbolcu
olsanız, iki hafta sonra sepetleneceğiniz bir takım için ne kadar mücadele
eder, savaşırsınız? Ortada sakatlanma riski de varken…
13 Aralık 2012 Perşembe
/Resul AKÇAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder