19 Aralık 2012 Çarşamba

Bir Başka Bakış Açısından Samsunspor’da Ki Çöküş Bilmecesi

Samsunspor’da korkutan bir süreç başladı. Son derece olumsuz şartlara rağmen tıkır tıkır işleyen Samsunspor’da işler birden bire tersine döndü. Şimdi herkes bu sorunun cevabını arıyor. Yıllara dayalı deneyimlerim ise, bu işe bir başka pencereden bakmamız gerektiğini söylüyor. Bu konuya girmeden önce getireceğim yoruma esas teşkil edecek olayları yeniden hatırlamakta fayda görüyorum.Geçen sezonun sonunda yaşananları tüm Samsunspor camiası çok iyi bildiği için onlara değinmeyeceğim. Ancak o günden başlayarak bugüne kadar geçen süreci gözden geçirelim. Her yıl yaşanan genel kurullardan birisi daha gündeme gelmişti. Geçen sezonda kulübün başında olan yönetim görevi bırakmış, direk oynayan tüm oyunlar gitmiş ve sadece yedek kaleci ile tek oyuncu kalmıştı. Borç akıl almaz bir rakama ( 50 milyona-eski deyimle 50 trilyona) dayanmış ve hiç kimse görev kabul etmiyordu. Her genel kurulda konuşulan “Kayyum” korkusu, bir kez daha Samsunspor camiasını sarmıştı.

Son anda eski kaptanımız Emin Kar Samsunspor sevgisinden fazla bir şeyi olmayan cesur bir yönetimle kulübe sahip çıkmıştı.  Sezonun başlamasına kısa süre kala, son derece mütevazi bir kadro oluşturulmuş, başına da adı çok da bilinmeyen Erhan Altın getirilmişti. Sezon başında ben dahil herkes, bu takımın daha ilk günden bir alt lige düşeceğine kesin gözle bakıyordu.  Maçlar başlamış ve takım son yıllarda seyredemediğimiz güzellikte top oynuyor, çok düzenli paslaşmalar yapıyor, oyunu kanatlara yayma becerisini yerine getirme çabasını gösteriyordu. Hemen her maçtan sonra oynanan oyundan memnun ve “Böyle oynasınlar sonuç hiç önemli diyerek” stattan ayrılıyorduk. Takımın yeni olması ve acele kurulan takımda iyi golcümüz olmadığı için galip gelemiyorduk ama pozisyona giriyor goller atıyordu.

Takımın kapasitesi yetmemesi ve şanssızlıklar, en az 3-4 maçta son dakika golleri ile galibiyeti kaçırıyordu. Tek tek de olsa, 12 puana ulaşmıştık. Hepimizin umudu, devre arası alınacak iyi bir golcü ve bir orta saha oyuncusu ile bırakın düşmeyi, ligin üst sıralarına oynayacağımızdı. Buraya kadar olanları özetledikten sonra kafama takılan soruları sizlerle paylaşmak istiyorum. İşte tam da o günlerde yerel basında bir haber yer aldı. Habere göre, takımın başına Samsunlu Besim Durmuş’un getirileceğiydi.

Bu söylenti o günlerde yalanlandı. Ama beni de daha o günden bir korku sardı. Maya tutmuş ve işler iyi giderken yapılacak bu tür bir değişiklikle, iyi yürüyen sistemin bozulacağından korkuyordum. Aradan bir ay kadar zaman geçmişti ki, tüm Samsunspor kamuoyunun takıma büyük katkısı olduğunu söylediği Ali Kemal Gedikli istifa etti. İstifa ederken de, “Samsunspor’un yara almaması için konuşmayacağım” dedi.  Önemli nedenleri olmalıydı bu istifanın. Arada sanırım bir veya iki hafta geçmeden birden bire Erhan Altın’ın istifa ettiği duyuldu. İşte bu noktadan sonra olanları yorumlamak kolaydı. Nasıl olduysa, Erhan Altın’ın istifasının ertesi gün Besim Durmuş ile sözleşme imzalandı. Kafam karışsa da, önemli bir nedeni vardır diye düşündüm. Ama daha yeni hocayla ilk maç ligin için sahaya takım çıkartmakta dahi zorlanan lig sonuncusu Ankaragücü karşısında oynanan oyun bir felaketti.

O tıkır tıkır top çeviren takım gitmiş, yerine saha da ne yaptığını bilmeyen acemiler mangası gelmişti. Arkasında çok kötü oynağımız Buca maçında zar zor tek puan kurtarılmıştı. Sonrasında felaketler zinciri devam etti ve rezalet oyunlar sonrası üst üste son iki maçta kaybedildi. Şimdi herkes birbirine ne oldu diye soruyor? Gerçekten de ne oldu da, işler tahminlerin ötesinde iyi giderken böyle bir teknik kadro değişikliğine gitti. Yönetimi bu yanlışa kim veya kimler itti.

Yıllarca top oynamış, futbolu çok iyi bilen ve sezona da imkânsızı başararak giren başkan Emin Kar’ın böyle bir yanlışı yapacağına inanmak istemiyorum. Neden en azında devre arası beklenmedi? Bu zamansız değişimin, Ali Kemal Gedikli’nin istifası ile ilgisi var mıdır? Ortada çok şey bilip konuşmayan üç kişi var diye düşünüyorum. Ali Kemal Gedikli, Erhan Altın neden istifa ettiklerini açıklamalıdırlar. Üçüncü konuşmayan ve en doğru açıklamayı yapacak olan Emin Kar bu değişikliğin gerekçelerini açıklamalıdır. Zaten ekonomik yönden boğazı sıkılmış Samsunspor’da nelerin olduğunu bilmek bu camianın hakkıdır.Bu yanlışa neden olanlar varsa, onları da bu takıma canını veren taraftarın öğrenmeye hakkı vardır. Faturayı, dün çok güzel futbol oynarken birden bire acemileşen oyunculara kesmek, onları ruhsuzlukla suçlamak en azından tüm imkânsızlıklara rağmen 14 puan çıkartan oyunculara haksızlıktır.

Ayrıca bilinmeli ki, faturayı oyunculara keserek düzlüğe çıkılamaz. Her şeyin birden bire tersine dönmesi, yönetimin devre arasında yapacaklarını daha da zora sokmuştur. Yazımın sonunda bir sorumda Samsunspor Divan Kurulu Başkanlı Divanına olacak. Ortada bu kadar bilinmeyen varken sizler neredesiniz? Ne zaman varlığınızı hissedeceğiz. Onlara da önerim, bir an önce Divan Kurulunun tüm üyelerini olağanüstü olarak toplayıp kendi içlerinde bir özeleştiri yapmalarıdır.  Bunların hiç biri yapılmaz ve işler oluruna bırakılırsa, korkarım bölgenin şimdilik tek büyükşehri olan Samsun’un akıbeti, Kocaeli, Sakarya ve Altay gibi olacaktır. Bu ayıbı bu kenti yönetenlerle, bu kent adına siyaset yapanlar nasıl taşırlar bilemiyorum. Umarım, bu sorular cevap bulur ve Samsunspor kısa sürede düzlüğe çıkar. Samsunspor camiasına sabır ve sükunet diliyorum..

/Sadi SUBAŞI
19 Aralık 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder