Samsunspor’da korkutan bir süreç başladı. Son
derece olumsuz şartlara rağmen tıkır tıkır işleyen Samsunspor’da işler birden
bire tersine döndü. Şimdi herkes bu sorunun cevabını arıyor. Yıllara dayalı
deneyimlerim ise, bu işe bir başka pencereden bakmamız gerektiğini söylüyor. Bu
konuya girmeden önce getireceğim yoruma esas teşkil edecek olayları yeniden
hatırlamakta fayda görüyorum.Geçen sezonun sonunda yaşananları tüm Samsunspor
camiası çok iyi bildiği için onlara değinmeyeceğim. Ancak o günden başlayarak
bugüne kadar geçen süreci gözden geçirelim. Her yıl yaşanan genel kurullardan
birisi daha gündeme gelmişti. Geçen sezonda kulübün başında olan yönetim görevi
bırakmış, direk oynayan tüm oyunlar gitmiş ve sadece yedek kaleci ile tek
oyuncu kalmıştı. Borç akıl almaz bir rakama ( 50 milyona-eski deyimle 50
trilyona) dayanmış ve hiç kimse görev kabul etmiyordu. Her genel kurulda
konuşulan “Kayyum” korkusu, bir kez daha Samsunspor camiasını sarmıştı.
Son anda eski kaptanımız Emin Kar Samsunspor
sevgisinden fazla bir şeyi olmayan cesur bir yönetimle kulübe sahip çıkmıştı. Sezonun başlamasına kısa süre kala, son derece
mütevazi bir kadro oluşturulmuş, başına da adı çok da bilinmeyen Erhan Altın
getirilmişti. Sezon başında ben dahil herkes, bu takımın daha ilk günden bir
alt lige düşeceğine kesin gözle bakıyordu. Maçlar başlamış ve takım son yıllarda
seyredemediğimiz güzellikte top oynuyor, çok düzenli paslaşmalar yapıyor, oyunu
kanatlara yayma becerisini yerine getirme çabasını gösteriyordu. Hemen her
maçtan sonra oynanan oyundan memnun ve “Böyle oynasınlar sonuç hiç önemli
diyerek” stattan ayrılıyorduk. Takımın yeni olması ve acele kurulan takımda iyi
golcümüz olmadığı için galip gelemiyorduk ama pozisyona giriyor goller
atıyordu.
Takımın kapasitesi yetmemesi ve şanssızlıklar, en
az 3-4 maçta son dakika golleri ile galibiyeti kaçırıyordu. Tek tek de olsa, 12
puana ulaşmıştık. Hepimizin umudu, devre arası alınacak iyi bir golcü ve bir
orta saha oyuncusu ile bırakın düşmeyi, ligin üst sıralarına oynayacağımızdı.
Buraya kadar olanları özetledikten sonra kafama takılan soruları sizlerle
paylaşmak istiyorum. İşte tam da o günlerde yerel basında bir haber yer aldı.
Habere göre, takımın başına Samsunlu Besim Durmuş’un getirileceğiydi.
Bu söylenti o günlerde yalanlandı. Ama beni de daha
o günden bir korku sardı. Maya tutmuş ve işler iyi giderken yapılacak bu tür
bir değişiklikle, iyi yürüyen sistemin bozulacağından korkuyordum. Aradan bir
ay kadar zaman geçmişti ki, tüm Samsunspor kamuoyunun takıma büyük katkısı
olduğunu söylediği Ali Kemal Gedikli istifa etti. İstifa ederken de,
“Samsunspor’un yara almaması için konuşmayacağım” dedi. Önemli nedenleri olmalıydı bu istifanın. Arada
sanırım bir veya iki hafta geçmeden birden bire Erhan Altın’ın istifa ettiği
duyuldu. İşte bu noktadan sonra olanları yorumlamak kolaydı. Nasıl olduysa,
Erhan Altın’ın istifasının ertesi gün Besim Durmuş ile sözleşme imzalandı.
Kafam karışsa da, önemli bir nedeni vardır diye düşündüm. Ama daha yeni hocayla
ilk maç ligin için sahaya takım çıkartmakta dahi zorlanan lig sonuncusu
Ankaragücü karşısında oynanan oyun bir felaketti.
O tıkır tıkır top çeviren takım gitmiş, yerine saha
da ne yaptığını bilmeyen acemiler mangası gelmişti. Arkasında çok kötü
oynağımız Buca maçında zar zor tek puan kurtarılmıştı. Sonrasında felaketler
zinciri devam etti ve rezalet oyunlar sonrası üst üste son iki maçta
kaybedildi. Şimdi herkes birbirine ne oldu diye soruyor? Gerçekten de ne oldu
da, işler tahminlerin ötesinde iyi giderken böyle bir teknik kadro
değişikliğine gitti. Yönetimi bu yanlışa kim veya kimler itti.
Yıllarca top oynamış, futbolu çok iyi bilen ve
sezona da imkânsızı başararak giren başkan Emin Kar’ın böyle bir yanlışı
yapacağına inanmak istemiyorum. Neden en azında devre arası beklenmedi? Bu
zamansız değişimin, Ali Kemal Gedikli’nin istifası ile ilgisi var mıdır? Ortada
çok şey bilip konuşmayan üç kişi var diye düşünüyorum. Ali Kemal Gedikli, Erhan
Altın neden istifa ettiklerini açıklamalıdırlar. Üçüncü konuşmayan ve en doğru
açıklamayı yapacak olan Emin Kar bu değişikliğin gerekçelerini açıklamalıdır.
Zaten ekonomik yönden boğazı sıkılmış Samsunspor’da nelerin olduğunu bilmek bu
camianın hakkıdır.Bu yanlışa neden olanlar varsa, onları da bu takıma canını
veren taraftarın öğrenmeye hakkı vardır. Faturayı, dün çok güzel futbol
oynarken birden bire acemileşen oyunculara kesmek, onları ruhsuzlukla suçlamak
en azından tüm imkânsızlıklara rağmen 14 puan çıkartan oyunculara haksızlıktır.
Ayrıca bilinmeli ki, faturayı oyunculara keserek
düzlüğe çıkılamaz. Her şeyin birden bire tersine dönmesi, yönetimin devre
arasında yapacaklarını daha da zora sokmuştur. Yazımın sonunda bir sorumda
Samsunspor Divan Kurulu Başkanlı Divanına olacak. Ortada bu kadar bilinmeyen
varken sizler neredesiniz? Ne zaman varlığınızı hissedeceğiz. Onlara da önerim,
bir an önce Divan Kurulunun tüm üyelerini olağanüstü olarak toplayıp kendi
içlerinde bir özeleştiri yapmalarıdır.
Bunların hiç biri yapılmaz ve işler oluruna bırakılırsa, korkarım
bölgenin şimdilik tek büyükşehri olan Samsun’un akıbeti, Kocaeli, Sakarya ve
Altay gibi olacaktır. Bu ayıbı bu kenti yönetenlerle, bu kent adına siyaset
yapanlar nasıl taşırlar bilemiyorum. Umarım, bu sorular cevap bulur ve
Samsunspor kısa sürede düzlüğe çıkar. Samsunspor camiasına sabır ve sükunet
diliyorum..
/Sadi SUBAŞI
19 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder