17 Aralık 2012 Pazartesi

Evlat Kurşunu

Sefa Aksoy... Bu toprakların öz çocuğu... Eski takımından aforoz edilip sürgüne gönderildi... Çok takım değiştirip son olarak Antep takımına dâhil oldu... Kader O'nu eski takımına karşı oynamaya mahkûm etti... O'da profesyonelliğini ortaya koydu... Bir asist, iki gol ile maçın adamı oldu... Alkışlamak gerek...

47 yıllık Samsunspor tarihi böyle bir istatistiği yazmamıştı... Takım sahasında kazanmadan İlk yarı bitti... Bu eseri yaratan mimarlarla ne kadar övünsek azdır! Alkışlamak gerek... Çok merak ediyorum 1461 Trabzon maçını 'Karadeniz Derbisi' olarak niteleyip durumdan böbürlenen zihniyet, seneye Ünyespor ya da Ofspor ile karşılaşıldığında aynı düşünce ve duygu içerisinde olabilecek mi?

Ya da ömrü bu günleri görmeye yetecek mi? Ben tahmin etmiyorum, zira Antalya semalarından uluslararası diplomasıyla kopup gelen 'ulu kurtarıcı' O'nu yerinden edecek! Böyle düşünüp, yazmak, hatta söylemde bulunmak birilerini rahatsız edip, mahkeme kapılarına doğru koşmasına sebep olacak ama varsın olsun... Söz konusu Samsunspor ise gerisi teferruattır...

Tarafımca zerre kadar önemi yok... Eleştirilerimi hazmedemeyenlere düşündükleri mahkeme yolu asfalttandır, rahat yürüyebilirler önerisinde bulunuyorum. Ben ve benim gibiler Samsunspor'u karşılıksız sevdik, nemalanma adına değil... Varsa eğer az biraz enerjiniz onu takımı kurtarma yolunda harcamanızı öneririm...

Size yalakalık edenlerle mutlu olun, ben size o keyfi vermem, veremem... Kör kuyular içersinde merdivensiz bıraktığınız Samsunspor'u kurtarmaya bakın, eleştirilerden gocunmayın, ders çıkarmaya bakın... Konuk ekipte iyi ki golcü Serdar Deliktaş yoktu... Olmadı böyle skor çıktı, olaydı o vakit vay halimize... Samsunspor un bu duruma nasıl düştüğünü belirlemek isterseniz eğer attığı gollere bir bakın...

Dün ki maçta yenen gollerde ayakta uyuyan savunmanın, ürettiği gollerle toplanan 14 puanda büyük pay sahibi olduğunu görürüsünüz... Fedakârlık yapan insanlar bir şeylerini kaybedeler... Kaybedecek bir şeyleri olmayanların bu kasvet altında kazanımlarının olması malumdur... Ancak akşam olup yataklarına uzandıklarında rahat edemezler... Takke düşmüş kel görünmüştür artık.

17 Aralık 2012 Pazartesi
/Resul AKÇAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder