17 Aralık 2012 Pazartesi

Böyle Hemşerilik Anlayışı Olmaz..

Aynı ile bağlı ilçelerinin kendi aralarında hemşerilik anlayışı sergilemeleri kentlilik bilinci adına doğru bir anlayış tarzı olamaz. Çünkü hemşerilik ilişkileri il dışında yaşamını sürdürenler arasında bir anlam kazanır. Örneğin İstanbul’da bulunan Samsunlular hangi ilçesinden olursa olsun birbirlerini hemşeri olarak benimser. Bir Bafralının, bir Kavaklının veya bir başka ilçemizin insanının, sadece kendi ilçesinden olanı hemşeri olarak kabul etmesi düşünülebilir mi? O ilçeleri bünyesinde toplayan Samsun merkezinde oturan Samsunlular, herhangi bir ilçesinden olanın hemşerisi sayılmaz mı? Bu tür anlayış tarzı, aidiyet anlayışının çok ötesine geçen sığ bir anlayıştır.

Kentleri kent yapan şey, bu tür dar kalıpların çok ötesine geçen kentlilik bilincinin gelişmesidir. Bir kent bölünerek büyüyemez ve gelişemez. Samsun’da zaten mevcut bulunan başka illerin dernekçilik ve hemşerilik anlayışı, Samsunluluk ruhunun ve bilincinin gelişmesinde ki en büyük engeli teşkil ederken, şimdi de Samsun’un ilçelerinin kendi insanlarını sahiplenme duygusunun yaygınlaşması, ilçeler arasında dahi ayrışmaya zemin hazırlamaya başlamıştır. Tabii bu konuda ilçelerimizi bencil davranmaya iten en büyük neden, Samsun’un il olarak ilçelerini yeterince sahiplenememesi ve onları kucaklayamamasıdır.

Görünen o ki, ilçelerimiz de kendine dahi hayrı olmayan Samsun’dan ümidi kesmişler ve kendi göbeklerini kendileri kesmeye çalışıyorlar. Bunun en somut bir örneği 2004 yılında, “Teşvik Yasası” kapsamının genişletildiği sırada yaşanmıştı. Hatırlanacağı gibi Samsun’un il olarak bu kapsam dışında bırakıldığı günlerde, Havza ve Vezirköprü ilçelerimiz Amasya’ya bağlanmak için referandum yapmaya kalkmışlardı. Samsun adına çok üzülmemiz gereken bu konuya, kent yöneticilerimiz ve siyasetçilerimiz uzun süre seyirci kalmışlardı.

Bu ilçelerimizin bu çalışmalara girmesinin ayıbı onların değil, yeterince atılım yaparak ilçelerini de geliştirme becerisini gösteremeyen ve teşvik kapsamına alınacağı sözü verilmesine rağmen alınmayışına gerekli tepkiyi koyamayan, o dönem ki Samsun’un il yöneticileri ve siyasetçilerinindir.. Bir başka örnek de, ANAP döneminde eyalet sistemine geçiş için hazırlık yapılması aşamasında yaşanmıştı. Çok sayıda ilçenin il yapılmasının gündeme geldiği sırada, bazı illerin küçültülmesi ile bölgelerde bazı illeri öne çıkartarak eyalet merkezi yapılma çalışmaları başlatılmıştı.

Hatırlanacağı gibi o sırada, en önemli ve büyük ilçemiz olan Bafra’nın il yapılması ve Yakakent, Alaçam ile Vezirköprü’nün Bafra’ya, yine bölgemizden il yapılması planlanan Ünye’ye Terme’nin, Merzifon’a da Havza ve Lâdik’in bağlanması gündeme gelmişti. Bu konuda da kenti yönetenler ve Samsun adına siyaset yapanlar gerekli tepkiyi koyamamıştı.

Eğer ilçeleri ile Samsun güçlü bir siyasi yapı ve kentlilik bilincine ulaşamazsa, ilçeler bazında yapılacak bu çalışmalar günü kurtarmaktan öteye geçmeyecek, ileride onarılması çok güç yaralar açacaktır. İlçelerimizin hemşerilik anlayışı, iki hafta önce Samsun ve Samsunspor adına büyük bir sahipsizliğin bir örneğini daha verdi. Onbeş gün kadar önce yerel gazetelerde tam sayfa bir ilan yayınlandı. Samsunspor’a verdiği zarar ve takındığı sorumsuz tavırları Samsun kamuoyunda da tepki gören geçen sene ki Samsunspor Başkanı Sayın Kazım Yılmaz’a, hemşerilik duygusu ile sahip çıkma amaçlı bu ilan amacını aşmıştır.

Çarşambalılar Derneği bu ilanla, sırf Çarşambalı olduğu için Kazım Yılmaz’a haksızlık edildiğini belirterek, başta yerel basın olmak üzere eleştiren herkesi suçlayan ifadelerle kınarken, bu kentin olmazsa olmazı Samsunspor’un içine düşürüldüğü durumu görmezden gelmiştir. Gönül bu ilanı verenlerin, aşağıda ki gerçekleri görerek kimin kime haksızlık yaptığının ve eleştirenlerinde Samsunlu olduğunun farkında olarak, daha gerçekçi bir değerlendirme yapmış olmasını dilerdi. Kazım Yılmaz, Samsunspor’u süper çıkartmış, kulübün borcunu 6 milyar düşürerek 24 milyara indirmiş ve federasyondan 25 milyar para gelmesini sağlamış çok başarılı bir yönetimin elinden, yönetimi hiç de etik olmayan girişimlerle alan ekibin başkanıdır.

Başkan olarak Samsunspor’un başına geçen Sayın Kazım Yılmaz, Samsunspor’u yaptığı akıl almaz idari yanlışlarla bir alt lige düşürmüş ve 50 milyara dayanan bir borç yükü ile yüzüstü bırakmıştı. Kazım Yılmaz çevresinde sevilen başarılı bir işadamımız ve tüm Samsunluların hemşerisidir. Kendi işinde son derece başarılı bir işadamı olan Sayın Yılmaz, aynı başarıyı Samsunspor Başkanlığında gösterememiş, sadece Samsunspor’un parasını değil, kendi parasını da heba etmiştir. Her kesimden gelen uyarıları göz ardı ederek, spor çevrelerinde özellikleri çok iyi bilinen Adnan Sezgin isimli menajeri Samsunspor’un başına getirmiş ve O’nun yaptığı yanlış transferlerle onlarca oyuncu Samsun’a getirilmiş ve onlara rüyalarında göremeyecekleri paralar verilmişti.

Zoraki Süper Lige çıkartılan Samsunspor, bu yanlışlar sonucu göz göre göre bir alt kümeye düşmüştü.
Sayın Kazım Yılmaz, Genel Kurula dahi katılmayarak başkanlığı bırakırken, son kalan oyuncular da satılmış ve hem küme düşmüş, hem de elinde biri yedek olmak üzere sadece iki oyuncusu kalmış, borcu 50 milyara dayanmış Samsunspor’u kaderine terk etmişti. Kongre de söylenenlere ve basında yazılanlara göre almayacağım dediği alacaklarına temlik koyduğu gibi giderayak federasyondan gelen önemli bir parayı da alacaklarına mahsuben almıştır.

Bunlar hem Genel Kurulda konuşulmuş, hem de günlerce yerel basın da yer almıştır. Kaderine terk ettiği Samsunspor, bugün O’nun ve yakınlarının alacaklarını ödeyebilme kâbusu yanında, bir alt lige daha düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu ilanı tüm Çarşambalılar da sahiplenirler mi? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bu ilan Çarşambalılar Derneğine yakışmamıştır.

Çok kullandığım “SAHİPSİZ KENT SAMSUN” vurgusunda ne kadar haklı olduğumun her gün bir başka örneğinin yaşanması, Samsun adına acı veriyor. Ne yazık ki, bu sahipsizlik duygusu artık kanıksanır olduğu için yeterince tepki de görmüyor. Bu gidişle, korkarım Samsunlu bu günleri de arayacaktır. Ne olur, hiç kimse Samsun’un yüzeysel güzelleşmesinin ve çok gecikmiş eksiklerini giderecek bazı yatırımların yapılmasının gölgesine sığınarak, bu kentin asıl sorunun “SAHİPSİZLİK” olduğu gerçeğini görmezden gelmesin. Umarım, ben yanılıyorumdur ve bunların hiç birisi Samsun’da olmuyordur.

/Sadi SUBAŞI
17 Aralık 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder