Özelleştirme sonrası hizmet vermekte olan çok
önemli iki kurum ile ilgili sorunlar yaşadım. Çok kişinin başına gelen ve
herkesin başına da gelebilecek bu garip uygulamaları sizlerle paylaşmak
istiyorum. İlki özelleştirilen TELEKOM ile diğeri de TEDAŞ (YEDAŞ) ile ilgili.
Bakın neler olabiliyor; Bundan bir ay kadar önce Telekom başlıklı zarf içinde
adi postayla gönderilmiş iki ayrı yazı aldım. Yazıların içeriği aynı olup,
birisi bir telefon numarası diğeri ise bir internet hattı ile ilgili olarak
geçmişte ortağı olduğum bir şirketin borcunun olduğu ve ödenmediği takdirde
icra işleminin başlatılacağı ile ilgiliydi. Okuyunca şaşkına döndüm
Borcun 14 yıl önce tasfiye edilmiş benim de
ortaklarından birisi olduğum bir anonim şirkete ait olduğu belirtiliyordu ama
yazıda sözü edilen şirketin limitet şirket olduğu belirtiliyordu. Bize ait
anonim şirket 14 yıl önce her türlü yasal işlemleri tamamlanarak pürüzsüz
olarak tasfiye edilmişti. Belirtilen telefon numarasını hatırlamıyordum dahi.
Sanıyorum o zamanlar henüz internet kullanımı
yaygınlaşmamıştı ve bizim şirketin de internet hattı yoktu. Kaldı ki, aradan on
dört yıl geçmiş ve beş ortağından üçü vefat etmiş, resmi olarak da tasfiye
edilmiş bir şirketin o zaman ki bir ortağına bu ihbarnameler gönderilmişti. Görüştüğüm
herkes “Taahhütlü posta ile gelmemiş yazıyı dikkate alma” diye uyardı ama ben
tertemiz tasfiye ettiğimiz şirketten dolayı zan altında kalmamamız adına,
Telekom’u ciddiye alarak konuyu Telekom’un “Hukuk servisine” sordum. Yetkili
bir kişiye ulaşamadığım için muhasebecimizin verdiği bilgiler doğrultusunda
noter aracılığı ile bu borçların bizim anonim şirketle ilgisi olamayacağını
bildirdim. Hatadan geri dönüleceğini sanmştım. Yanılmışım. Onbeş gün sonra, bu
kez zarfsız olarak açık broşür halinde yine adi postayla iki yazı daha geldi.
İçeriği; “Ödemezseniz faizi ile birlikte şu kadar
para için icra başlatılacağını, ancak “Şu kadarını öderseniz dosyayı kapatırız”
anlamında bir pazarlık yazısıydı. Biraz araştırınca, bu tür yazılardan çevremde
ki bazı kişilere de gönderildiğini ve bazılarının da uğraşmamak adına paraları
ödediklerini öğrendim. Sanıyorum, PTT’nin telefon bölümünün özeleştirilmesinden
önce tahsil edemediği ve zaman aşımına uğramış alacaklar, telefon işletmesini
özelleştirmeden satın alan Telekom tarafından takibe alınmıştı. Son yazıda
verilen telefon numarasını arayarak sorumlu hukukçuyu istedim. Ancak yine
ulaşamadım. Bir söylentiye göre, bu hesaplar özel bir hukuk firmasına ihale
edilmiş ve bu büro da paraların peşine düşmüştü. Baktım olacak gibi değil.
Telekom İl Müdürünü arayarak konuyu özetledim. Bana Telekom Hukuk servisi
yetkilisinin telefon numaralarını vererek onunla görüşmemi önerdi.
Telekom Hukuk Servisi Başkanı avukatı arayarak
Telekom başlıklı bu yazıların Telekom ile ilgisi olup olmadığını sordum.
Korkum, bu olayın yeni bir dolandırıcılık olup olmadığıydı. Sonuçta, yazıların
Telekom’un bilgisi dâhilinde olduğunu öğrendim.
Bu arada hukuk servisi başkanı olan avukat Ticaret ve Sanayi Odası’ndan
aldığım ve adı geçen şirketin tasfiye edildiğini gösteren evraklarını alarak
konu ile ilgileneceklerini söylediler. Konunun detayını öğrenince, bu konuyu
gazetede ki köşem de siz okurlarımla paylaşmaya karar verdim. Amacım kendi
sorunumu çözmekten çok, bu tür yazılarla karşılaşacakları uyarmaktı.
Türkiye için çok önemli bir kurumun başlıklı
kâğıtları ile seçilen, “yakalarsam alırım” mantığı ile zaman aşımına uğramış,
doğru olduğu tartışılır bilgilere dayanarak, yapılan bu uygulama hem
düşündürücü, hem de son derece güven sarsıcıdır.. Bu tür yazılardan gelecek
olanlara önerim, taahhütsüz posta ile gelecek bu yazıları ciddiye
almamalarıdır.
Garip Bir
Uygulama Da Yedaş’tan.
Biliyorsunuz “YEDAŞ”, özelleştirilen Samsun
Elektirik Dağıtım işletmesinin yeni adı. İki üç aydır elektrik faturamın
iki-ikibuçuk katı gelmeye başlaması üzerine YEDAŞ’A başvurdum. Elektriğe zam
yapılmıştı ama yüksek artışın zamma bağlanması imkânsızdı. Sayacı kontrol
ettiler. Arızalı denilerek değiştirildi ve yerine yeni tip elektronik sayaç
takıldı. Fazla ödediklerim ne olacak dediğimde, “Geriye doğru hesaplanarak
fazla alınanlar gelecek ay faturasından düşülecek” dendi.
Sökme-takma işçiliği dâhil piyasanın üzerinde bir
fiyattan sayaç parasını da ödedim. Ancak bir sonraki faturada yüksek gelince,
konuyu görüştüğüm elektirik mühendisi olan kuzenimin, “Bu faturada bir gariplik
var, sen gündüz sürekli motor falan mı çalıştırıyorsun? Gündüz tüketimin çok
yüksek, bunu araştır” Demesi üzerine ısrarlı olarak YEDAŞ’TAN işin aslını
öğrenmek istedim. Araştırınca, değişen
yeni uygulamaya göre eski klasik sistemin dışında bir de üç zamanlı tarifenin
olduğunu ve abonelerin isteği ve onayı ile bu tarifenin uygulanabildiğini
öğrendim. Benim de tüketimi gün içine dağıtan sistem olarak tanımlanan “Üç
zamanlı tarifeyi” onayladığım söylendi. Oysa böyle bir sistemi hiç duymamıştım
ve onay verdiğimi de hatırlamıyordum.
Nasıl olduğunu çok da anlayamadığım bu sistemde,
günün belli saatlerinde çok yüksek elektrik kullananlar için avantaj
sağlanıyormuş. Bu sistemde abonelerin tüketimini güne yaymanın amaçlandığı ve
bu sistemin benim gibi günlük ihtiyacı için elektrik tüketen normal aboneler
için uygun olmadığı ve yüksek faturalar gelebileceğini öğrendim. Kısacası,
evsel ihtiyaçları için elektrik tüketen aileler için uygun olan eski klasik sistemmiş.
Sonuçta isteğim üzerine bu ve diğer abonelerim eski
klasik tarifeye dönüştürüldü. Umuyorum bundan böyle elektirik faturalarım
normale dönecektir. Elektrik faturanız çok yüksek geliyorsa, elektirik
makbuzunuza bakınız. Orada gece gündüz harcanan elektirik sarfı ayrı ayrı
yazılıyorsa, puant uygulaması yapılıyor demektir. Bu uygulama modelini
sorgulayınız. İşin özeti, çok tartışılan
özelleştirmelerin vatandaşa nasıl olumsuz yansıdığının ve kurumların nasıl güven
yitirdiğinin iki örneğini sizlerle paylaştım. Umuyorum bu yanlışlara son
verilir.
/Sadi SUBAŞI
03 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder