16 Aralık 2014 Salı

Müze Geleneği…

Müzelerimiz sayesinde, geçmişimizi yaşarız, geçmişimizle yüzleşiriz, geçmişte yaptığımız güzel şeylerle öğünür ve yanlışlarımızın altını çizme olanağını buluruz. Müze değince aklımıza sadece tarihi eserlerin sergilendiği yerler geliyor ama aslında İnsanoğlunun geçmişinin arşivlendiği yerlerde müzelerimizdir. Buralar sayesinde, insanlığın gelişimini izleme olanağı buluruz.

Cumhuriyet tarihimizde, aydınlanma projesi olarak adlandırılan Köy Enstitüleri ile ilgili arşivlenmiş bilgileri okurken ve incelerken, hakikaten Cumhuriyet devrimleri, en önemli atılımını bu medeniyet projesi dediğimiz, Köy Enstitüleri ile yapmıştır. Aydınlanma projesinin önemli bir ayağı olan Köy Enstitülülerinin, okul binalarını keşke müze haline getirebilseydik diye düşünüyorum. O Okulların binaları, Öğretmen okulu olarak kullanılmaya başlandığından bu yana, o binalardaki Köy Enstitü dönemlerine ait izlerin yok olduğunu hüzünle izliyoruz. Bu bizim müze geleneğimizin olmayışının sonuçlarıdır.

Ülkemiz Eğitim sisteminde, piyasanın yardımcı elemanını yetiştirme görevi dışında, Sanayimize, pratiği olan Mühendislerin yetişmesine de alt yapı olmuş, Eski adı ile Sanat okulları da unutulmaya yüz tutmuş, yok olmaya yüz tutmuş okullardır. Müze geleneğimiz olsaydı, bu okullarımız, geleceğe ışık tutabilecek bilgilerin saklandığı birer eğitim müzeleri halinde, bu günkü meslek eğitim sistemimize kaynak olurlardı. Bunu da beceremedik.

Sanat Okullarının yok edilmesinden sonra, sırada Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen okullarının yok edilmesi vardı. Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulları o dönemlerde, ülkemiz sanayisini yönlendiren önemli elemanlar ı yetiştiren okullar idi. Endüstri Meslek Liselerine Öğretmen yetiştirmek için kurulan Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulları mezunlarının, öğretmenlik dışında, sanayimize de katkı yapabileceğini gören o dönemin iş adamları, Erkek Teknik Yüksek Öğretmen okulu mezunlarını, okullardaki öğretmenlik görevlerinden alarak sanayiye kazandırmışlardı. dönemde sanayide önemli görevler alan Teknik Öğretmenlerin nasıl yetiştirildikleri de tarihin tozlu raflarında kaybolmuşlardır. Onu da beceremedik.

Müze geleneğimiz olmadığı için, Sanat Okulları, Endüstri Meslek Liseleri ve Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu unutulan kurumlar haline getirildi. Bu süreç, Köy enstitülerinin kapatılması sürecine çok ama çok benzemektedir.              

Liselerimizden Edebiyat bölümü mezunu olan çocuklarımızdan, Makine Mühendisi, İmam hatip mezunlarını, her mesleğe alt yapı okulları olarak gören bir eğitim sistemimiz var. Meslek Liselerinde, Makinelerin içerisinde yetişmiş, pratiği ve el melekesi olan çocuklarımız, 2 yıllık Meslek yüksek okullarında yok edilmişlerdir. Endüstri Meslek Lisesinde yetişmiş bu çocuklarımızdan, Edebiyat Öğretmeni yetiştirmeyi, eğitimde reform sandık.

Keşke müze geleneğimiz gelişmiş olsaydı, bu okulları günün şartlarına göre geliştirip, bu günün eğitim reformcularına sunabilseydik.

/Tekin AKIN
16 Aralık 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder