24 Aralık 2014 Çarşamba

Kapalı Kapılar Ardındaki 'işler', Samsunspor'a Hayır Getirmez...

Samsunspor kongresi yaklaşıyor, ortalık toz duman.. Kapalı kapılar ardında yaşananlar, ortamı öylesine geriyor ki; yalan ve yanlışlar havada uçar hale geldi.. Her şeye rağmen 'koltuğa geçmek' için verilen mücadeleyi 'anlamak zor'.. Etik kurallar içinde bir hizmet yarışı elbette Samsunspor için olumlu olur.. Samsunspor'un sadece birilerine muhtaç edilmemesi de önemlidir.. Yarış varsa, iyi şeyler olacaktır. Yoksa şehir efsaneleri gibi bir görüntü ortaya çıkar ki; bu takımın öyle bir şeye ihtiyacı yok..

Aslanlar gibi adaylar çıkıyor, planlarını, projelerini ortaya koyuyor.. Ama kimsenin kamuoyunun kafasını böyle karıştırmaya hakkı yok.. Samsunspor'un eski Başkanı Mehmet Bank ve Başkanvekili Recep Hun, basın toplantısı yapıyor bir şeyler açıklıyor.. Daha öncesinde başkan adayı olduğu bilinen Erkut Tutu ile görüşmesinin kayıtlarının telefonunda olduğunu belirtiyor.. Bank, "Ben mahkemeye vereceğim, sizin söylemediğim dediğiniz sözler için söyledi gibi yazıldı" diyor.. Karşı taraf demedim diyor.. Kim ne dedi, kim ne yaptı, ortalık karışmış.. Neyin doğru, neyin yanlış olduğu bilinmiyor..

Hani son günlerde bir 'paralel yapı yapmıştır' sözü var ya, utanılmasa 'bunları paralel yapı yaptı' diyecekler neredeyse.. Yani demokratik kurallar içinde işlemesi gereken bir süreç, 'bilgi kirliliğiyle' sona doğru yaklaşıyor.. Çok değil kongreye 3 gün kaldı.. Ama diğer taraftan Erkut Tutu ve bazı yönetim kurulu üyelerinin de yargılandığı '3,5 milyon liralık' davanın görüleceği güne de bir gün kaldı..

Daha önce de yazdım.. Çok etik bir durum değil.. Aklanmadan böyle bir göreve talip olunması hoş değil.. Eski milli futbolcu Tanju Çolak'ta dün benzer bir açıklamayı yapmış..  O yargılanma varken etik olmaz' diyor.. Hem böylesine bir süreç yaşanırken, hem de eski başkan Mehmet Bank ve halen yönetici olan Recep Hun'u, 'ofsayte düşürmek' gibi hareketlerden kaçınmak gerekir.. Hele ki; bir futbolcuya 'üyelik dışında bir sıfatın olmadan 10 bin euro' hesabına yatırmak, oldukça düşündürücü.. Abilik yaptım denilebilir elbette..

Ama bayram değil, seyran değil, eniştem niye öptü beni, diye sorarlar.. O koltuk önemli olabilir... O koltuk mutlaka olmalı da denilebilir.. Ama her şey yasal olmasının yanı sıra etik çerçeve içinde yapılmalıdır.. Doğrusu ise madem öyle bir para verilecek, yönetimin haberi ve bilgisi doğrultusunda ödenir.. Yönetim onu 'dekonttan ve basından öğrenmez'..

Yani kısacası, kapalı kapılar ardında dönen olayların sonucu görüldüğü gibi çok hayırlı olmuyor.. İnsanın başına iş açıyor.. Her şeyden önce 'etik olmuyor'.. Zaten Samsunspor yönetimleri de bugüne yaşanan en büyük sorun da buydu: 'Güven' Ve her anlamda güven.. Güven, ruh gibidir, bir kez giderse, geri dönmez, sözünü ne güzel söylemişler değil mi?..

/A.Yener CABBAR
24 Aralık 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder