23 Kasım 2014 Pazar

Terme’de Neler Oluyor?

TV Haberlerini dinlerken kulaklarıma inanamadım. Türkiye’de ilk kez iktidara bağlı bir belediye başkanı termik santral yapımına “Hayır “ dedi. Terme halkı ile kenet olmuş, bilinçli bir başkan.  Adı Şenol Kul. Terme Belediye Başkanı. Zeki, dinamik ve azimli bir başkan. Böylesine kaos dolu gündem içinde bunu duymak, beni çok sevindirdi.

Terme, Samsun’un önemli bir tarihi ve kültür merkezidir. Amazon başkentidir.  Geçmiş dönem başkanları idaresinde Terme daima sorunlu bir ilçe idi. Özellikle kendi alanım olan hayvanlar konusunda geçmiş dönem başkanı hiçbir adım atmadı. Daha doğrusu hep geriye adım attı. Son seçimlerde Şenol Kul’un başkan olması, Terme’nin makûs talihini değiştirip. Terme‘ye ivme kazandıracaktır.

Şenol Bey ile sürekli telefon görüşmeleri yaparken, Terme sokak hayvanları için çözüm ararken kendilerinden hep yapıcı iş bitiren olumlu ve nezaketli bir başkan olgusunu almışımdır. En son sokak hayvanları için bir araç tesis etmesi de yapacaklarının göstergeleridir. Şu ara hayvanların üreme periyodu içindeyiz. Altı çift köpekten, altı yıl içinde 60.000 köpek sayısına ulaşma gibi bir bilimsel verinin bilincindeyiz. Terme sokaklarındaki başıboş hayvanlar problem olabilir. Bu hayvanlar için bir bakım evi yapıp hayvanların acil kısırlaştırılarak popülasyon artımını önlemek gerekiyor. Samsun belediyesi de bu konuya çok önem vermekte.

Ya, Samsun Belediyesi vet. hek. Grubu eşliğinde ya da gönüllü Haytap vet. Hekimleri ile bu sorunun çözüleceğine ve bu çalışmaların başladığına 5199 sayılı yasanın hayata en kısa zamanda geçeceğine inancım sonsuzdur. Sayın Şenol Kul Başkanı huzurlarınızda bir kez daha tebrik eder başarılar dilerim. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Şenol Bey gerçek iktidarın BİLGİ olduğunu bilen eğitimli bir insan.
***

Bir başka başarı hikâyesi de yine Samsun ile ilgili. Adı Remide Arsan. Samsun 19 Mayıs Lisesi Felsefe hocası Behire Arsan’ın kızı. Başarılı bir mimar. Mesleğini icra ederken bir de kitap yazmış. Kendisi benim yakın arkadaşım. Çocukluk yıllarına atılmış imzalarımız var. Annesi benim felsefe hocam. Kitabın adı “ Dinozor Çağına Bilet “ 1968 kuşağını çok mutlu edecek, anılara yolculuk ettiren bir kitap. Özellikle Samsun vurgusu fazlaca yapılmış pasajlar, okuyucuyu kendi içinde bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.

Geçmişi ve yaşanmışlıkları bir kitabın içine doldurup okuyucuyu zaman yolculuğuna çıkarmak zor iştir. Yazar en ince vurguları insanın yüreğine dokundurarak anlatmış. Ben kitabı okumadım. Ben kitabı içtim adeta bir kadeh şarap gibi. Ya da dokümanter bir film gibi soluk soluğa izledim. Kitap,  Sarissa Yayınları tarafından hayata geçirilmiş. Kitabın arka yüzünde dokunaklı cümleler aynen şöyle yazılmış “Nostalji dediğin taa derinlerde uykudaki bir hüzün dalgası yaş kırkı geçmeye başlayınca kimilerine bir meltem esintisi gibi uğruyor. Kimilerine yaz yağmurları gibi anlık ama etkili.

Bazen bir anne yemeğinde, bazen “ikimizin “diye sahiplendiği bir şarkıda. Bazen de ekmeğe katık edilmiş bir lokmacık peynirin kokusunda... Tıpkı ünlü mısralardaki gibi; Hüzün… Zaman zaman deli dalgalarla gelip gönlün kıyısına vuruyor işte. Bugün yazımda iki başarılı insan ve iki başarı hikâyesi vurguladım. Bir belediye başkanı…  Ve bir mimar. Ne enteresan; aslında ikisi de birbirini tamamlayan iki insan öğesi.  

LÜTFEN SOKAK HAYVANLARI İÇİN KAPINIZIN ÖNÜNE BİR KAP SU VE MAMA KOYUNUZ.

/Gül TURAN
23.11.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder