20 Kasım 2014 Perşembe

Tebrikler Bafra Emniyet Müdürlüğü

Bafra’da geride bıraktığımız hafta içinde kamu vicdanını derinden yaralayan bir cinayet ve sonrasında yaşanan gelişmeler, uzun süreli gündemi meşgul etti. Ekmeğini alın teri ile kazanan, baba parası ile bir yerlere gelme beklentisi içinde olmayan bir yaşamanın, hayalleri bütçesine bol gelen bir diğer yaşam tarafından yok edilmesine şahit oldu ilçe. Geride ise; gün çalışıp gün yeme hayat zorluğuna bir de evlat-eş acısı eklemek zorunda kalan yoksul yürekler bırakıp sessizliğe yolcu edildi Murat Demir.

Bu sessiz gidiş midir trajik olan, yoksa nedenin otomobil parası elde etme acizliği mi? Yorumsuz olan bu duruma varın siz yapın yorumunuzu. Her ne kadar büyük görünse de böylesi vakalara duyarlılığı üst seviyededir Bafra’nın. Olayın bir an önce aydınlatılması, suçlunun ele geçirilmesi ve adalete sevk edilmesi beklentiler arasındadır. Kasiyer cinayetinde de beklenti aynıydı.

İşte tam da bu noktada Bafra Emniyeti kamu vicdanında büyük bir alkışa mazhar oldu. Bafra Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekiplerinin ortaya koyduğu titiz ve kararlı çalışma, cinayetin bir an önce aydınlatılmasını sağladı. Olay yerinden elde edilen deliller, 29 ayrı güvenlik kamerası incelenmesi, okullara yayılan araştırma gayreti sonuca ulaşıldı. Bilirsiniz böylesi durumlarda olayın bir an önce çözüme kavuşturulması oldukça önemlidir. TUİK verilere göre Bafra’nın merkez nüfusu 87.500. İlçede görevli olan polis sayısı ise 186.

Ortalama 471 kişiye bir polis memurunun düştüğü bir ilçede, Bafra Emniyetinin başarısını anlamak için ulema olmaya gerek yok. Bize düşen görev, başta Bafra Emniyet Müdürü Sayın Mustafa Yiğit nezdinde, tüm personele kalbi bir teşekkür. “Yiğit”lik bazen sadece bir soyadı değildir. Eksikliklere, bahanelere sığınmadan görev yapma bir duruş gerektirir. O duruş ise kendilerinde fazlasıyla var.

Maalesef ki benzer olaylar ülkemizde sıkça yaşanmakta. Yaktığı oksijeni bile hak etmeyen birileri, aldığı her nefesi alnının akıyla hak eden birilerinin yaşam hakkını alabilme hakkını bulabiliyor kendinde. Ne için? Otomobil sevdası yüzünden. Emin olun araba alınsa idi, büyük olasılıkla arkasında “Babam sağ olsun” yazacak, camları açık Ankara havası ile yüksek volümde sözüm ona hava atacaktı. Ve bunun adı da gençlik olacaktı. Yazık.

Kendisi asgari ücretle çalıştığı halde, çocuğuna bilmem kaç bin liralık cep telefonu alabilen ve buna da ebeveyn sorumluluğu diyerek, yeni nesli bitmek bilmez beklentilere sevk eden bir toplum olmaktan bir an önce uzaklaşmanın zamanı gelmedi mi sizce de? Ne dersiniz?

/Birol BİRCAN
20.11.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder