16 Kasım 2014 Pazar

Suriyeli Çocuklar Dilendiriliyor

Dün dost ziyaretleri için, Mecidiye Caddesinden birkaç kez geçtim.  Köprü altlarında, köşelerinde onlarca Suriyeli çocuk dilenci gördüm. Ellerinde A4 çıktıları vardı.  Hepsinde aynı çıktı. Bu için ayrı boyutu. Sanırım birileri bu A4 çıktılarını bu çocukların ellerine tutuşturuyor. Bu çıktılarda Suriyeli oldukları ve yardıma muhtaç oldukları yazıyordu. Bu kent çocukların sömürülmesine izin vermemelidir.

Hafta sonu, Melike’nin ödevi vardı. Çocuk hakları konusunda yeni bir ülke kurun.  Hayal edin. Ve yazın. Suriyeli dilendirilen çocukları görünce, Melike’nin kompozisyonunu hatırladım: Yekta 12 yaşında, bir çocuktu.  Çocuk Land’da yaşıyordu.  Bu ülkede tüm çocuklar eşitti.  Tüm çocukların eşit hakları vardı.  Bu ülkede çocuklar yoksul değildi.  Devlet hepsine çocukluklarını yaşamaları için eşit miktarda para veriyordu.  Eğitim ücretsizdi. Sağlık ücretsizdi. Hiçbir çocuk çalışmıyordu. Evlilik yaşı 21 dia.

Ülkenin her yerinde, güzel okullar vardı.  Okullarda yüzme havuzları, müzik salonları, piyanolar, spor salonları, basketbol ve futbol sahaları vardı.  Dersler 10.00da başlıyor ve 17.00 de bitiyordu. Yekta’da ortaokul 6. Sınıfta okuyordu.  Derslerine düzenli çalışıyordu.  Okulunu çok seviyordu. Yazları tüm çocuklar tatil yapabiliyordu.  Çocuklara yönelik çocuk otelleri ücretsizdi. Ülkedeki tüm çocuklar, aileleri ile birlikte bu kamplara 15 gün katılabiliyorlardı.

Hastaneler ücretsizdi. Zaten hastanelere pek ihtiyaç olmuyordu.  Çünkü çocuklar çok sağlıklıydılar.  Dengeli besleniyorlardı. Fastfood yasaktı. Şişman veya zayıf çocuklar yoktu. Takvimler 2100 yılını gösteriyordu.  Öğretmeni Yekta’ya Geçmişimiz ile ilgili sözlü tarih çalışması ödevi verdi. Konusu  ‘’Geçmişteki Çocuk Hakları’’  idi. Hemen aklına çok yaşlı olan dedesi geldi. Dedesinden bilgi almak için onun yaşadığı kentte gitti. Dedesi eski bir üniversite öğretim üyesiydi. Çocuk Hakları ve insan hakları konusunda çalışmalar yapmıştı. Dedesi de bu ödevden çok memnun olmuştu.  Bilgisayarını açtı. 60 yıl önceki çalışmalarını gösterdi. Ayrıca kütüphanesinden birçok mektup getirdi. Yekta heyecanlanıyordu. Mektuplar 60 yıl öncesine aitti. Dünya Çocuk Hakları Vakfı Başkanı iken, Dünya çocuklarının dedesine gönderdiği mektupları tek tek okumaya başladı.

Yekta inanamıyordu. 60 yıl önce Dünya çocuklarının durumu çok üzüntü vericiydi. Bugün, ülkesinde tüm çocuklar eşitken, 60 yıl önce çocukların durumu içler acısıydı. Bazı mektupları üzüntü ile okudu. Muhammed’in Mektubu onu çok etkilemişti:

‘’Benim adım Muhammed. Suriye’de yaşıyorum.  4 yıldır ülkem savaş altında. Babamı ve abimi savaşta kaybettim.  Savaş öncesi ülkemde, ailemle mutlu bir şekilde yaşıyorduk. İlkokul 4. Sınıfa gidiyordum. En çok İngilizce dersini seviyordum. Savaşta Abim 13 yaşında asker oldu. İlk ayında mayına basarak öldü. Annem ve ben çok ağladık. Birçok ülkede özellikle Afrika ve Asya’da çocuklar da savaşa katılmak zorundalar: Bazen asker olarak savaşmak zorundalar, bazen de düşmanın mayın döşeyip döşemediğini kontrol etmek için tarlaya gönderiliyorlar. Çocuklar böyle bir mayına bastıklarında bir patlama oluyor. Pek çok çocuk ölüyor diğerleri yaşam boyu sakat kalıyorlar.

Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukların savaşmak zorunda olmalarına engel olmak istedi. Ama bunu henüz başaramadı. Asker olarak savaşa gönderilen bir çocuk en az 15 yaşında olmak zorundadır. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 38. maddesinde böyle yazıyor. Yani Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin bu maddesi yalnızca 15 yaşından küçük olan çocukları koruyor. Artık okula gidemiyorum. Evimizde çok az yemek yapılıyor. Bazen aç yatıyorum.  Genellikle elektrikler kesik oluyor. Televizyon seyredemiyorum. Bilgisayar oynayamıyorum. Tek oyuncağım boş mermi kovanları…’’

Yekta dedesine teşekkür etti. 60 yıl önceye ait bu mektupları, sınıf arkadaşlarına okumak için izin istedi. ‘’Çocukland’’ da yaşadığı için kendini çok şanslı hissetti. Dedesinin bilgisayarında gördüğü o cümleyi tekrarladı: Ben bir çocuğum! On sekiz yaşına kadar bir çocuk olarak vazgeçilmez haklara sahibim!

/Cem ŞAHAN
16 Kasım 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder