29 Kasım 2014 Cumartesi

Ses Ver Samsun

Tek ses, bizim tribünün üstüne konulmuş ve kulakları tırmalayan stat hoparlörlerinden geliyor. Onun sesini de alabileceğine açıyorlar. Güya tribünleri coşturacaklar. Epi topu üç-beş kişiyiz oysa. Aslında sesini duymak istediklerimiz statta yine yok. 19 Mayıs boş ve sessiz. Tıpkı şehir gibi. Kulüpte sessiz. Futbolcu kardeşlerim feryat figan. Bir tek ‘’Bu rezilliğe son verin’’ demedikleri kalmış.

Yöneticiler, futbolcularının iyi niyetine sığınmış. ‘’Kazansalar da bizi de kurtarsalar’’ durumundalar.
Ve fakat ‘’Kendisi himmete muhtaç dede, gayrıya nasıl himmet ede’’ denir ya o haldeki  oyuncuların yönetimi taraftarın ve kamuoyunun baskısından kurtaracak hali kalmamış gibiydi. Moralsizdiler belki ama iyi niyetlerinden zerre miskal kuşku duymam. Onla yenseler de yenilseler de benim için bu şehrin makbulüdürler artık. Dün akşamki oyuna iyi de başladı bizim çocuklar. Golü de bulduk erkenden.

Ama sonra çok geri yaslandılar ne hikmetse. Rakibe ‘’Gel de at’’ dercesine davetiye gibiydi bu geri çekilme. Moral eksikliğinin etkisiyle olsa gerek. Maçın ilk 30 dakikasından sonra ne topa vurabildik doğru dürüst, ne de üst üste iki pas yapabildik. Hafta içinde yaşanan, başkan ve kaptanın medya üzerinden atışma durumları, Samsunspor’daki o herkesin imrendiği takım ruhunu da öldürmüş olmalı.

Yenilseler de bizim makbulümüz oldular ama takımın bu maçı kazanmasını şu bakımdan çok önemsiyordum. Sahamızda kaybetmemiz durumunda tümden dağılabileceğimizden çok korkuyordum ki; üst üste gelen rakip takımın gollerindeki çaresizliğimiz bunun bir işareti gibiydi. Umarım ve dilerim bu yenilginin sebebi antrenman eksikliğinin ürünüdür. Aksini düşünmek istemem. Ses ver Samsun. Takım elden gidiyor…. Bari kulübü kurtaralım….

/ Ragıp GÖKER
29 Kasım 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder