22 Kasım 2014 Cumartesi

Samsun Talihsiz Bir Dönemden Geçiyor...

Devletimizin bazı kurumları 'çok kötü yönetiliyor'.. Hatta yönetilip, yönetilmediği bile tartışılabilir.. Makamlarda birileri oturuyor ama 'kamu adına görev yaparken, ne kadar bilgilendirdiği, ne kadar konulardan haberdar olduğu tartışılır.. O nedenle; Beğenirsin, beğenmezsin.. Yeterlidir, değildir..

Belediye başkanımız, belediyemiz, zabıtamız çalışmıyor, halkın taleplerini yerine getirmiyor dememeli hiç kimse.. Çünkü Samsun ilçeleri dahil öyle bir durum yaşıyor ki; Belediye Başkanları olmasa 'halka indirgenmiş, hizmet ve bakış açısı olmayacak sanki'.. Halkın içine giren onlar, halkın tepkisine muhatap olanlar da onlar.. Vatandaşların hizmetlerini, yaptıklarını, yapmadıklarını sorgulayabildiği tek kurum belediyeler oldu neredeyse.. Günah keçisi gibi adeta.. Neden mi?.. Çok basit.. Talihsiz bir dönemden geçiyoruz da ondan..

Yönetim olarak çok zayıf olduğumuz bir süreç var bir süredir.. Aslanda uzun süredir aynı da; sonuçları tek tek ortaya çıkmaya başladı.. Nasıl bir kent olduk anlamak zor.. Muz Cumhuriyeti diyen siyasetçi var, kalk o makamdan istifa et, yapamıyorsun diyen sendikacı var.. 'Kirleten egzoz gazına ceza keserken, koca santralı döşemişler haberdar olmayan kurumumuz bile var.. Deneme sınavını yapamayan 'milli müdürümüz' de mevcut..

Samsun'dan bihaber milletvekillerimiz olduğu gibi; Telefonla soruyu sorduğunda hemen bülbül gibi şakıyan, ama makamına bile gitmeyen yerel politikacılarımızın 'Allah eksikliğini göstermesin'.. Saat 14.00'te bile 'gazetelere henüz bakamadım' diyen yöneticilerimiz bile var.. Hatta 'Ben gazeteleri akşam evde okuyorum' diyecek kadar gündemi 1 gün sonrasından takip ettiğini itiraf eden STK'cı da bu kentin aydınlarındandır.. Ama şu yazacağımı şu ana kadar duymamışsınızdır...

'Yaz ayı gelince, yazlığa gittiğinden, ofisinin gazete aboneliğini üç aylığına iptal ettiren yerel siyasetçimizi de 'gördük biz'.. 21 yüzyılda halen kalemle kağıda yazıp, basın bildirisini çoğaltan bayan siyasetçilerimizin 'akıllı telefon kullandığı' Samsun'da, at yarışı müptelası erkek siyasetçilerimizin 'kupon telaşını da' anlamak mümkün oluyor.. Yani uzun lafın kısası.. Kentin göbeğinde 600 MW'lık santralin çaktırmadan döşenmesi sonrası 'sessiz film' oynar gibi perde arkasında duran bürokratları da, kentin üst düzey yöneticilerini de anlıyorum.. Hatta deneme sınavında bile cevap anahtarlarını karıştıran Milli Eğitim Müdürü'ne de anlayış gösterelim diyorum..

Asıl Merkezi sınavda hata olursa da 'Denerken, provada da oldu' diyerek hoş görebiliriz.. Tarım Lisesi, yargı kararı beklenmeden tahliye edildi, şimdi yargı 'yanlışı ortaya koydu' diyen öğrenci velileri haklıdır ama.. Yargı kararına uyarız diyen 'İlin Valisi' Diyarbakır'a atandığı için, 'Devlette devamlılık esastır' ilkesi uyarınca o verilen söz kentin yeni valisini ne kadar bağlar, onu bilemeyiz.. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü 'Santralden haberdar olmamış, çoktan döşemişler ve kendi verilerinde yokmuş' kısmına da takılmayalım.. Bunlar olağan şeyler bu kent için..

Peki şimdi öğrendiler ne yapacaklar diye de 'meraklanmaya gerek yok' zaten.. En üst yöneticiler dahil kimsenin çıtı çıkmadığı için 'bir bildikleri vardır' deyip geçmeliyiz.. Çünkü 'Ankara merkez, ne, nasıl oldu biliyor herkes' durumu var anlaşılan.. Ama bu kent sahipsiz ya da Muz Cumhuriyet'inde bile olmaz diyen Sivil Toplum Örgütü temsilcilerine de yöneticilerimiz kızmasın lütfen.. Çünkü arada bir de 'böyle karşılıklı çıkışlar yapmazlarsa' vatandaş şişti çatlayacak, nerdeyse.. O nedenle belediye başkanlarına 'iyi bakalım' değerlerini bilelim.. Hiç olmazsa, onlar 'eleştirilere yanıt veriyorlar'.. Öyle değil böyle diyebiliyorlar.. Sessizliği bozuyorlar..

/A.Yener CABBAR
22 Kasım 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder