29 Kasım 2014 Cumartesi

Kamu Hastanelerinden, Özel Hastanelere Kıyak Mı?...

Sorunun, Gazi Hastanesi'nde EMAR cihazının bakım sözleşmesinin bitmesinden kaynaklanmadığı öne sürülüyordu bazı yorumlarda... Ve ilginçtir  'Kamu hastanelerinde yaşanan cihaz bozukluklarının' başka bir yönüne dikkat çekildi.. Özel hastanelere 'hasta göçü'.. Yani bir bakıma 'Devletin hastanelerinde sıkıntı çeken' vatandaş konu sağlık olunca mecburen parasına kıyıp özel hastanenin yolunu tutuyor..

Parasını ödüyor, özel hastanede 'EMAR sonuçları için' günlerce beklemiyor.. Bugün git, yarın gel, gelme diye bir şey de yok.. Telefonunu aç, muhatabını bul.. Ama iş devlet hastanesine gelince, "Sonuçlar çıkmadı beyfendi yarın tekrar arayın demek' kolay.. Telefona bakmasan da olur.. Ay sonu maaş garanti nasıl olsa.. Şikayet edeceğin bir merci de yok.. Şikayet kutusu var.. At oraya dilekçeni; cevap gelene kadar 'mefta olmazsan' yanıtını alırsın.. O yanıt gelir ama EMAR'dan sonuç gelir mi bilmem..

Şimdi arayıp, haberle ilgili 'benim de başıma geldi, mecburen özel hastaneye gitmek zorunda' kaldım, diyenlere kulak vermeyelim mi?.. Bazı özel hastanelerin bazı bölümlerine 'hastane ismi hatta doktor ismi verilerek' yönlendirme yapıldığını bilmeyen var mı?.. Kamunun elinde onca imkan varken bir bakım sözleşmesini yenileyemiyorsa, bunun altını eşmek 'Öküzün altında buzağı aramak olarak değerlendirilebilir mi?.. Özel hastanede böylesine bir cihazın bozuk olması veya hastanın geri gönderilmesi durumunda o birimde ne kadar eleman varsa kapının önüne konulacağı bir gerçekse; Kamu hastanelerinde halen nasıl oluyor da 'Devlet kapısı' mantığı sürüyor anlamış değilim..

Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği uygulamasını aynen Büyükşehir Yasası'na benzetiyorum.. Büyükşehir nasıl tüm ilçelere hizmet götürmekte yetersiz kaldıysa; başhekimler hastane yönetiminde ve sağlık müdürlükleri de sağlığın koordinesinde devre dışı bırakılınca aynı sonuç ortaya çıktı.. Belediyelerde merkezi yönetimle ilçelere hizmet gitmeyeceği gibi, Sağlıkta da merkezi yönetim, hastaneleri 'hasta konumuna' getirmiştir..

Sahibi var gibi gözüken hastaneler 'yetkisizlik ve emir silsile uygulamasına yenik düşmüştür'.. Özel hastaneler o nedenle çıtayı yükseltirken, kamu hastaneleri 'EMAR sonucu bile veremeyen duruma düşmüştür.. Samsun sağlık kenti olabilir ama 'kamu hastaneleri bunun dışında tutulmalı'.. Çünkü sağlıkta skandallar kapıyı çalabilir.. Özel hastanelerle ilgili en küçük olumlu ya da olumsuz haberde 'genel Müdürü, Başhekimi' muhatap olarak anında karşısında bulan vatandaş, Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğini halen google de arıyorsa, 'iletişim sıfır demektir'.. Yetkili kimseye ulaşamayıp Başbakan Davutoğlu'na kadar konuyu iletiyorsa; 'Nerede Devlet' diye bağırmanın 'internet versiyonuyla' uygulanışına muhtaç kalmıştır..

Yani 'Sahipsiz kent Samsun'un bir vatandaşı daha çareyi Başbakan'da aramak zorunda bırakılmıştır.. Sonuç; kamu hastanelerinden uzaklaşan her vatandaş, bilerek ya da bilmeden özel hastanelere yapılan bir kıyaktır..

/A.Yener CABBAR
29 Kasım 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder