20 Kasım 2014 Perşembe

Samsun Ekonomisinin Büyüme Sancıları

Bizim Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Salih Zeki Murzioğlu geçen yıl yaptığı bir açıklamada, Samsun ekonomisinin hızla büyümekte olduğunu ileri sürmüştü. Samsun’da ekonominin uçuşa hazır bir duruma geldiğini de söyleyen Murzioğlu bu iddiasını bir veciz sözle süslemiş ve “Levyeyi çekmeye hazırız” demişti. Bu söz aslında büyüme sancısının dışa vurumuydu.

TSO Başkanımız neden böyle konuşmuştu. Bunun nedenleri var aslında. Bunu anlayabilmek için 20 yıl öncesine gitmek gerektiğini düşünüyorum. Bir zamanlar Türkiye’nin 7. Büyük ili olarak anılıyordu Samsun. Şimdinin araştırmalarına göre ise ekonomik ve sosyal gelişmişlikte 36. sıraya inmişiz. Samsun 29 sıra gerilemiş yani. Bu sürede ne olmuş: Samsun’da bir Organize Sanayi Bölgesinin kurulma çalışmaları başlatılmış. Bizim OSB ancak iki yıl önce tam doluluğa ulaşılmış. Kurulabilen işletme sayısı da ancak 52’yi geçebilmiş.

Bizimle birlikte aynı yıllarda sanayileşme çalışmaları başlatan Gaziantep’te geçen yıl 7. OSB’nin temeli atılmış. Konya’da da keza 7 OSB faaliyet gösteriyor. Kayseri’de de 2 OSB var ama sadece bir OSB’deki fabrika sayısının 860 olduğunu biliyoruz. Mesela İstikbal Markası bu OSB’lerin birinde doğmuş. Biz bir yılda 400 milyon dolar civarında ürün ihraç edebilirken, Kayseri’nin yıllık ihracatı 1 milyar 600 milyon dolara, Gaziantep’in ihracatı ise 5 milyar dolara ulaşmış bulunuyor.

Biz bu arada bir Gıda OSB kurma gayreti içersine girmişiz. Gıda OSB’nin kuruluş çalışmalarına başlayalı 10 yıl oldu mu bilmiyorum ama henüz bir arpa boyu yol alabilmiş değiliz. Epi topu 25 işletme yer alacaktı Gıda OSB’de, 10 fabrika işletmeye geçti mi onu da tam olarak kestiremiyorum. Demem o ki: Kimse kusura bakmasın ama biz çok konuşuyoruz ama az iş üretiyoruz.

Ben DÜNYA Gazetesinde çalıştığım yıllardan hatırlarım. Yıllardır tarımsal sanayiden söz edilir. Orhan Cazgır’ın kulakları çınlasın. 25 yıl kadar önce tarımsal sanayiden söz etmeye başlamış ve bunu da SAMSİAD’da birlikte çalıştığı arkadaşlarına inandırmıştı. O yıllarda çok emek verilerek hazırlanan bir kitap yayınlanmıştı. O kitapta Samsun’un ekonomik, sosyal ve kültürel durumundan söz edilirken, Samsun’un nasıl kalkınabileceği de anlatılıyordu. O kitapta, Samsun’un ancak ve ancak tarımsal sanayi ile kalkınabileceğine vurgu yapılıyordu.

Büyük emeklerle hazırlanan o kitap, Orhan Cazgır ve arkadaşları SAMSİAD’dın yönetiminden ayrılınca tarihin tozlu raflarına terk edilmiş oldu. Valimiz İbrahim Şahin önceki gün Tarımsal Araştırma Enstitüsünde düzenlenen bir törende konuşurken, tarımsal sanayiden söz etmiş. Sayın Valinin konuşmasını okuyunca aklıma SAMSİAD’da yapılan o konuşmalar ve hazırlanan o kitap geldi. Aslında Valimiz de çok doğru bir noktaya temas etmiş. İki büyük nehrin beslediği Çarşamba ve Bafra gibi iki önemli ovaya sahip Samsun’da tarımsal üretim yok denecek kadar azdır.

Defalarca yazdım. Benim büyüdüğüm Aşağıçinik köyündeki tarlalara ‘Adam’ eksen yetişir ama günümüzde hiçbir şey ekilmiyor ve ben de buna şaşırıyorum. Sayın Vali, Tarımsal Araştırma Enstitüsünde yaptığı o konuşmada çok önemli bir şey daha söylemiş. Teknik adamların, köylerde eğitici bilgi vermesinden falan söz etmiş Sayın Vali, bu teknik adamlardan bir beklenti ve temenni midir yoksa bir direktif midir tam olarak kestiremedim. Ben çocukken, köyümüze bir ziraatçının geldiğine hiç tanık olmadım. Köyde amcalarım ve onların çocukları yaşıyor, sordum “Son yıllarda size doğru tarımın nasıl yapılması gerektiğini anlatan bir ziraatçı geldi m?” diye. Gelen - giden olmamış.
Şaşırmadım tabi.


Samsun’un Kalkınması İçin İmalat Sanayi Yeter Mi?

Kavak ve Bafra’daki OSB’leri saymıyorum. Çünkü bu iki OSB’de de tam olarak üretim başlamış değil henüz. Samsun OSB bile tam anlamıyla OSB sayılmayacağına göre Kavak ve Bafra’da tek - tük işletmelerin olması onların Organize Sanayi Bölgesi olduğu anlamına gelmez. En azından benim anlayışıma göre.

Niye böyle söylüyorum.  DÜNYA’da görev yaptığım yıllarda kendisi Bursalı olan gazetenin Reklam Müdürü Meral Ögat 2009 yılında Samsun’a gelmişti. Meral’i bizim OSB’ye getirdim. “Burası bizim Demirtaş OSB’nin bir caddesinden bile küçük” demişti Meral Ögat. Unutmadan söyleyeyim. Bursa’da yaklaşık 10 bin işletmenin olduğu biliniyor. Buna göre kıyaslama yapın yani. Bütün bunlara rağmen Samsun’da üretim yaparak yıldızı parlayan işletmelerimize haksızlık etmek istemem.

Türkiye’nin en büyük düktil boru üretimi yapan Samsun Makine Sanayinin başarısın görmezden gelmek için kör olmak gerekir. Bir aile şirketi olarak kurulan Cemal Abi’nin Yeşilyurt Demir Çelik’in gösterdiği gelişimi görmezden gelemeyeceğimiz gibi. Adnan Ölmez’in yoktan var ederek kurduğu Borsan’ını nasıl görmezden gelir bir insan. FKK ve Sampa’nın süspansiyon üretimi yaparak sürekli büyüyen ve yüzlerce insanımıza iş ve aş kapısı olan işletmelerinin başarılarını övmekten de kaçınmam. 

Samsun’dan borsaya açılan ilk şirket olan Ulusoy Un’un gelişimini tamamlarken gösterdiği başarıyı da yok sayamam ben. Ama ulusal düzeyde bir marka yaratabilmiş değiliz henüz. Sayın Valimiz İbrahim Şahin’ in de sık vurgu yaptığı gibi marka oluşturmakta oldukça beceriksiziz. Bizim genç kuşakların örnek alacağı başarı öyküleri ve rol model sanayici sayımız oldukça az. “Bize Cemal Abi ve Fahrettin Abi yeter” diyorsanız bir şey demem ama başarı öykülerini arttırmalıyız diye düşünüyorum.

/ Ragıp GÖKER
20 Kasım 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder