8 Eylül 2013 Pazar günü Canik Belediyesi tarafından
düzenlenmiş “Samsun Trafik ve Ulaşım Çalıştayı”nda idik. Çalıştayın amacı
Samsun’nun kara, deniz, hava ve demir yollarının sorunlarını, bizzat bu
sorunları yaşayanlarca belirlenip çözüm önerilerini üretmekti. Bir taraftan
sorunları belirlerken, diğer taraftan çözümleri de üretmek temel amaçtı.
Tebliğcilerden ve ve konuşma yapanlardan bu durum
özellikle rica edilmişti. Toplam Kalite Yönetimi felsefesine göre bir sorunun
en iyi çözümünü, yine o sorunu yaşayan bilir. Nasreddin Hoca’nın mantığı da bu
değil miydi? Damdan düşen Hoca’ya
herkes, “aman Hocam, geçmiş olsun, nasıl oldu, bir şeyin var mı?” diyenlere ,
“bana damdan düşen birini getirin “ demişti ya… İşte 8 Eylül çalıştayı da böyle
kurgulanmıştır.
Söz konusu çalıştayda kara, deniz, hava ve demir
yolu sektörü yetkilileri çağrılmıştır. Özellikle dolmuşçular ve minibüsçüler
şikayetçiydi. “Bir dokun, bin ah duy!” derler ya… Onlar da böyle.
Canik Belediye Başkanı’nın “ Samsun’un ulaşım
sorunu, bir çay içimi kadar bir sürede çözülür” sözüne, İkinci Dolmuş Hattı
dernek ikinci başkanının, “Sayın Başkanım, biz şimdiye kadar üç ton çay içtik,
yine de çözemedik” cevabı ilginçti.
Paylaştığımızda görüleceği gibi her sektörden önemli öneriler
geliştirilmiştir.
Samsun’un yakın tarihinde ilk defa yapılmış böyle
bir çalıştayın sorunlara önerdiği çözümlerin pratik değere dönüştürülmesi
siyasilere bağlıdır. Aksi halde bu ve buna benzer çözümlerin anlamı olmaz.
Üretilmiş çözümlerin anlamlandırılması siyasilerin elindedir. Dileriz ki, “
Trafik ve Ulaşım Çalıştayı”nda üretilmiş çözümler siyasilerde bir anlam
kazanır. Hayırlara vesile olması dileğiyle selam ve sevgiler…
09.09.2013
/Mustafa GENÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder