23 Eylül 2013 Pazartesi

Devletin Üvey Evladı Samsun

Kentlerin ilerleme ve kalkınma seviyelerini gösteren en önemli göstergeler, o kentin tarım ve sanayileşme alanında ki ekonomik gelişimi, kent içi ve dışı kullanılabilir ulaşım yollarının çeşitliliği, sosyal yaşam alanlarının çeşitliliği, eğitim seviyesi, yeterli kaliteli teknik eleman sayısı ile işsizlik oranı düşürecek sayıda istihdam alanlarının olmasıdır.

Kentlere bu olanakları sağlamak yerel yönetimlerle siyasi iktidarların görevidir. Yerel yönetimlerin bu konuda ki yapacakları kent gelirleri ile sınırlıdır. O nedenle de yerel yönetimler, kentin güzelleşmesi ve sosyal yaşam alanlarını genişletme anlamında çalışmalara ağırlık verirler. Kentlerin gelişmişlik düzeyi kent içi ve kent dışı ulaşım yollarının çeşitliliği ve ekonomik gücü ile belirlendiği için devletin direk veya dolaylı yatırımları çok daha önemlidir. Devlet yatırımlarının illere göre dağılımında ise, adaletten bahsetmek zordur. Ne yazık ki, bu konuda da en büyük ilgisizliği gören bölge Karadeniz Bölgesi ve özellikle de Samsun’dur. Bugünkü yazımın konusu da, demiryolu ağının genişletilmesi çalışmalarına hız verildiği günümüzde,Samsun’un bu konuda da unutulmuş olmasıdır.

Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım düzenlediği basın toplantısında, demiryolu ağının Cumhuriyet döneminden sonra en çok kendi dönemlerin de yapıldığını söylüyor ve hızlı tren ile diğer hatlardan devam eden ve gündeme alınan yeni projeleri açıklıyordu. Büyük bir merakla dinliyorum ama konuşma, Karadeniz Bölgesi ve Samsun için adeta hüsranla bitiyor. Yıllardır kamuoyunun ısrarlı olduğu ve tartıştığı Samsun-Ankara hızlı tren hattından tek kelime edilmiyor.  Batı ve Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu hatta Trakya Bölgesi illerinin birçoğu Ankara ve İstanbul üzerinden birbirine bağlanıyor ama Samsun’un adı, önümüzde ki 10-15 yılda ki projelerde dahi yok.

Yanılmamak için Ulaştırma Bakanlığı’nın sitesine girerek kontrol ediyorum. Orada da sadece Trabzon’un Erzincan üzerinden Diyarbakır ve Gap’a bağlanacağı yönünde bilgiye rastlıyorum. Kendi kentimiz adına gerçekten üzülmemek elde değil. Tanrı Samsun’a bu konuda cömert davranmış. Karadeniz Bölgesini Anadolu’ya bağlayan noktada ve bir kentin kalkınması için belki de en önemli şeylerden birisi olan kentler arası ulaşım yollarından görünüşte dördüne de sahip bir kentiz.  Ne var ki, bunlardan ne demiryolu, ne de deniz yolu ile doğru düzgün bir ulaşım olanağımız yok.

Samsun uzun yıllardır karayoluna mahkûm edilmişti. Neyse ki, Bizden öncekiler ne yaptılar diyerek sürekli küçümsenen koalisyon döneminde yeni havaalanı ile eksiğimizin birisi giderildi. Şimdi en büyük eksiğimiz, en güvenilir ve en ekonomik toplu taşıma yolu olan demiryolu ulaşımının bir an önce yapılmasıdır.

Son on yıllık siyasi söylemlere bakarak bu konuda çokda umutlanmamız mümkün gözükmüyor. Çünkü siyasetçilerimizin bu konuda çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz. 2004 yılı başlarında Samsun’u teşvik yasası kapsamına aldık müjdelerini adeta birbirlerinden kaçırarak Samsun Kamuoyuna pompalayan milletvekillerimiz, açığa düştüler. Çünkü bu müjdelerin üzerinden çok geçmeden Samsun’a gelen Sayın Başbakan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan düzenledikleri basın toplantısında, milletvekillerimizin gözünün içine baka baka,sadece Samsun’un “Teşvik Yasası”kapsamı dışında bırakıldığını açıklıyordu.

Daha sonra müjdelenen “Cazibeli Kentler” arasında da yer alamadık. Samsun’da çok önemli istihdam alanı olan büyük kuruluşlar özelleştirme kapsamında kapatılırken istihdam yaratacak hiçbir işyeri yatırımı olmadı. Sayın Başbakan’ın Rize’nin, Sayın Cumhurbaşkanı’nın Kayseri’nin kalkınmasına verdiği destekler ve büyük işadamlarını bu illere yatırım için teşvik etmeleri gibi bir şansa da sahip değiliz. Samsun’un milletvekili olan Sayın Suat Kılıç’ın son dönemlerde kendi bakanlığının sahası olan spor alanında yaptığı yatırımları göz ardı edemeyiz ama bunların istihdam açısından bir yararı olmaması sonucu etkilemiyor.  Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

Sorunun özeti, sadece doğum yeri Samsun olduğu için değil, doğum yeri neresi olursa olsun gerçek anlamda bu kente gönül vermişve bu kent için hem Samsun’da, hem de TBMM’de gerekli sinerji ve lobi desteğini yaratacak milletvekillerine sahip olmamız gerektiğidir. Bu kent insanı gerçekten çalışarak alın teri ile para kazanacağı iş istiyorsa, her dönem benzer pembe tablolar çizerek oyunu isteyenlere gözü kapalı inanmak yerine, isteyen ve sorgulayan bir tavır sergilemeyi öğrenmelidirler. Aynı kıstaslar yerel seçimler için de geçerlidir. Yaklaşan yerel seçimler de, Siyasi partilerin il yönetimlerine düşen görev, bu özelliklere sahip yerel yöneticiler bulmakta büyük bir çaba harcamalarıdır.. Eğer bu olumsuz tabloyu Samsunlular kısa sürede değiştiremezsek, üzülerek söylemek gerekirse Samsun’un gittikçe önemini yitiren, sıradan ve etkisiz bir kent haline gelmesi kaçınılmazdır. Umarım ben yanılırım ve Samsun yakın bir gelecekte bu olanaklara sahip olur.

/Sadi SUBAŞI
23 Eylül 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder