Seyir zevki yüksek, tempolu, bol pozisyonlu,
heyecan verici, gollü bir müsabaka izlemeyeli bir hayli zaman olmuştu... Her
iki ekipte kazanmayı düşünüp iyi futbol oynamayı, izleyenleri de mutlu etmeyi
düşününce ortaya tadına varılmayacak güzellikte bir maç çıktı... Samsunspor
öylesine hırslı ve ısırgan bir başlangıç yaptı ki, ilk on dakika da Musa Sinan
ile iki kez, ardından Fatih, Musa Aydın ve Cemil ile girilen pozisyonlar üretti
ama sonuç çıkaramadı... Maça gollerle başlama avantajını elde edip
kullanamamanın adını siz koyun...
İlk on dakika da beş net pozisyon üretip
skorboard'ı değiştirememeyi oturup yargılamak gerek... Zira görünen o ki
takımda ciddi anlamda son vuruş beceri yoksunluğu söz konusu... Samsunspor
karşısında adeta etten duvar ören konuk ekip iki kez gerçekleştirdiği
kontrataklarda iyi işler çıkardı... Gole çeviremedikleri bir penaltı vuruşunun
ardından, Cemil'in ikramıyla öne geçmeyi bildiler... Beş dakikalık
mutluluklarına Musa Sinan son verdi ve skora eşitlik geldi...
Az biraz düşse de temposu maçın, ikinci yarıda da
karşılıklı endişe verici atakları vardı her iki takım adına... Samsunspor da ki
istek ve azim yerini gevşekliğe bırakmıştı ki faturayı önünde buldu... Güney
ekibi Erçağ'ın oyuna girmesiyle oyunu rakip alana yıktı... Kouemaha ve Efe ile
etkili etkili geldiği anlarda ikinci gole ulaştı...
Bundan sonrası nasıl olacak endişesi akıllarda
bozanak gibi dönüp dururken, bir duran top organizasyonun da Arif kale
içerisinde bitti ve skoru yeniden eşitledi... Bu gol belki de maçın hakkı olan
skoru ortaya çıkardı... Samsunspor son iki haftadır bir gelenek başlattı, takım
geriye düşmeden kendine gelemiyor... Denizli'de iki farklı geriye düşüşten
eşitliği sağlamıştı... Akşam da iki kez geriye düşüp bulduğu gollerle
yenilmekten kurtuldu... Bu durum hiç de iç acıcı bir hal değil... Hep söyledim,
yazdım... Umar takımı ataklara kaldırmada ateşleyici bir eleman görüntüsünde
ama bir o kadar da yaptığı gereksiz top kayıplarıyla da frenleyici unsur...
Dün sahada sefilleri oynadı desek deyim
yerindedir... Takımın üçüncü bölgede yaptığı pas hatalarını dizseniz buradan
bizim köye yol olur... İlkez forma şansı bulan Haluk, Ekigho'nun yokluğunu
hissettirdi... Jan Rajnoch'un gölgesinden kurtulup, takıma katkı sağlayamadı...
Serkan Çalık da etkisizdi... Rakip savunma arasında sıkışıp kaldı... Kalpar
hoca bir saat süresince nasıl oyunda tuttu? Anlayamadım... Serkan'ı alıp Arif'i
sahaya sürmesi maçı kaybetmemesine neden oldu... Bu takımın en güvendiğim
bölgesi savunma dörtlüsüydü... Hala da öyle, ancak dün bu uyumu görmek mümkün
olmadı...
Kaleci Soner, çok kritik kurtarışlara imza attı... Kendinin
neden olduğu penaltı da gole izin vermedi... Savunma tel tel döküldü... Yenen
iki gole bir bakın evlere şenlik! Toparlanmak gerek, hem de kısa sürede...
20 Eylül 2013 Cuma
/Resul AKÇAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder