18 Temmuz 2013 Perşembe

Yaşam Dayanışmadır!

Terme, Ladik,  Asarcık’ta  gördüm  yoksulluğu.. Yoksulluk  yoksunluk  ileydi. Dünyanın  15. Ekonomisinin  yaşam  alanları  değildi  sanki  buralar. Yazın  geziyoruz. İnsanlarla  konuşmak  için. Dertlerini  dinleyip, hal  hatır  sormak  için.

Dostluk  ve  dayanışma  belki de  yaşamın  sırlarından.. 21. yüzyılın  en büyük  sorunu  yalnızlık.  Onun  için çok önemli  dostluk..

Gezi  parkı  olayları  sürecinde 12  Temmuz  2013  günü, Dünya Tabipler Birliği, İnsan Hakları için Hekimler Örgütü, Alman Tabipler Birliği, Avrupa Doktorları Daimi Komitesi  Başbakanımıza, Sağlık  Bakanımıza bir  mektup  göndererek, çağrı yaptılar. Hekimler olarak, Türk Hükümeti’nin barışçı protesto gösterilerine karşı gereksiz ve aşırı güç kullanmasından, uluslararası tıp etiği standartlarına ve yasalarına uygun olarak yaralılara cesaretle tıbbi yardımda bulunan bağımsız tıbbi personele bilinçli olarak saldırılar yöneltmesinden derin kaygı duyuyoruz.

Herkesin barışçı biçimde toplanma, kendini ifade etme, sağlık, işkenceye ve diğer zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele ya da cezaya maruz kalmama hakkını destekliyoruz. Ne yazık ki, Gezi Parkı’ndaki barışçı gösterilere karşı gereksiz güç kullanımı tüm Türkiye’de yaygın protestolara yol açmıştır. Polisin daha sonra da süren aşırı güç kullanımı, göstericilere ve ilk yardıma koşan sağlıkçılara suçlu kişilermiş gibi davranması, gösterilerin ölçeğinin daha da büyümesinden ve polisin şiddet eylemlerinden başka bir sonuç vermemiştir.

Türk Tabipleri Birliği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve İnsan Hakları için Hekimler (PHR) aşağıdaki hususları gösteren tıbbi kanıtlar toplamıştır:

*Polis, yüz binlerce göstericiye karşı sistematik gaz kullanmış, kapalı ya da çıkış imkânı olmayan mekânlarda göstericilere yakın mesafeden ve doğrudan güz bombası ve kapsülleri atmıştır. Bildirdiğine göre kullanılan gaz bombası sayısı yaklaşık 130 bin kadardır.

*Polis yakın mesafeden ve doğrudan göstericileri hedef alarak plastik mermi ve gerçek mermi, göz yaşartıcı gaz katılmış tazyikli su kullanmış, yüzlerce kişiye saldırmış ve hukuk dışı biçimde gözaltına almıştır.

*2 Temmuz 2013 tarihi itibarıyla Türk Tabipleri Birliği, göz yaşartıcı gaz, plastik mermi, tazyikli su, dayak ve gerçek mermi kullanımı sonucu yaralanan 8 bin kişiye ilişkin tıbbi bilgiler derlemiştir. 59 gösterici ciddi derecede yaralanmış, 11 kişi de gözünü kaybetmiştir. Göstericilere karşı gereksiz ve/ya da aşırı güç kullanımı ve gösterilerle ilgili diğer yaralanmalar sonucunda 5 kişi yaşamını yitirmiştir.

*10 Temmuz 2013 tarihi itibarıyla Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İstanbul Protokolü standartları uyarınca yaralanan göstericilerle ilgili yaklaşık 200 tıbbi değerlendirmede bulunmuştur. Bunlardan her birindeki fiziksel ve fizyolojik kanıtlar işkenceyi ve/ya da kötü muameleyi göstermektedir.

*Ayrıca, polis ve diğer kamu görevlileri net olarak tanımlanabilir ve bağımsız tıbbi personele güz bombası, tazyikli su ve plastik mermi kullanarak kasten saldırılarda bulunmuştur. Polis, yaralananlara tıbbi müdahalede bulunan onlarca doktoru dövmüş ve hukuk dışı yollardan gözaltına almıştır.

*Bizi derin kaygılara sevk eden bir husus da, Sağlık Bakanlığı’nın örneğin depremlerde ve diğer acil durumlarda olduğu gibi yaralı göstericilere yeterli tıbbi yardımda bulunmak şöyle dursun tıbbi personelden yaralı göstericilerle onlara yardım eden tıbbi personelin adlarını istemiş olmasıdır.

*Bilindiği gibi, Sağlık Bakanlığı’nın yeterli tıbbi yardımlarda bulunmaması üzerine binlerce bağımsız hekim ve diğer sağlıkçılar kişisel olarak ve TTB’nin örgütleri aracılığıyla yaralılara acil yardımlarda bulunmuştur.

*Sağlık Bakanlığı TBMM’ye bir yasa tasarısı sunmuştur ve bu tasarı halen meclisin gündeminde yer almaktadır.  Bu yasanın kabul edilmesi durumunda yalnızca göstericilere değil Türkiye’de acil tıbbi yardıma ihtiyacı olan herkese tıbbi bakım sağlanması suç sayılacaktır. Böyle bir yasa, Türk Ceza Kanunu’nun 97 ve 98’inci maddelerine açıkça aykırı olacaktır.

Başbakan olarak size ve Türk Hükümeti’ne aşağıdakiler için çağrıda bulunuyoruz:
*Barışçı toplantı ve ifade özgürlüğü dâhil olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını hor gören ve suç sayan politikalara son verilmesi.

*Sağlık açısından son derece sakıncalı sonuçlara yol açtığından ve büyük ölçekli bir silah olarak kullanıldığından Türkiye’de gösterilere karşı gaz kullanılmasına hemen son verilmesi.

*Barışçı göstericilere karşı her tür şiddet kullanımının yasaklanması ve güç kullanımı konusunda ilgili Birleşmiş Milletler standartlarına uyulması ki bu standartlara göre güç kullanımında her durumda gereklilik, oransallık (asgari düzeyde güç), hukuksallık ve hesap verebilirlik ilkelerinin gözetilmesi gerekir.

*Barışçı gösterilerde yer alan kişilerin hemen serbest bırakılmaları ve yeni göz altılara gidilmemesi.
*Türk Ceza Kanunu’nun, ihtiyacı olanlara tıbbi yardımda bulunma görevini yerine getirmeyen sağlıkçıların bu tutumlarını suç sayan 97 ve 98’inci maddelerine saygı gösterilmesi ve bağımsız tıp personelinin acil durum hizmeti vermesini suç sayan son yasa tasarısının hemen geri çekilmesi.

*Yaralı göstericilere acil durum yardımları sunan tıp personeline yönelik saldırıların yasaklanması.
*Yaralı göstericilerin ve göstericilere yardım eden sağlıkçıların adlarının resmi mencilere bildirilmesini isteyen son Sağlık Bakanlığı genelgesinin geri çekilmesi.

*Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının sağlığı ve insan hakları adına kritik katkılarda bulunan Türk Tabipleri Birliği ile İnsan Hakları Vakfı’nın bağımsızlık ve özerkliğinin desteklenmesi. Söz konusu kuruluşlar tutarlılıkları ve çalışmalarının kalitesi dolayısıyla uluslararası tıp camiasında büyük saygı görmektedir.

*Kolluk kuvvetlerinde halen görev yapanların ve ilerde yapacak olanların gücün yerinde ve ölçülü kullanımı ve uluslararası hukuka bağlılık konularında kapsamlı bir eğitimden geçmelerinin sağlanması.

*Aşırı güç kullanımı ve diğer insan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar için hesap verebilirlik mekanizmaları getirilmesi.

Ayrıca, uluslararası topluluğa da şu hususlarda çağrıda bulunuyoruz:
*Türkiye’de biber gazı satışlarının derhal yasaklanması.
*Türkiye’ye ilişkin politika kararlarında temel insan haklarının korunması ve tıbbi tarafsızlığa saygı gibi hususların gözetilmesi.

/Cem ŞAHAN
18 Temmuz 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder