18 Temmuz 2013 Perşembe

Tarihe Verilen Önem

İstanbul’dayken Samsunlu bir çocukluk arkadaşım beni telefonla aradı. Kendisi ile uzunca bir sohbet yaptık. Aklımda kalanları sizlere özetliyeyim : Kandil gecesi Samsun büyük camiinden yapılan mevlüt naklen yayınından bir Samsunlu olarak çok etkilenmiş. Büyük cami ekrana geldikçe çocukluk günlerim  aklıma geldi. Adeta o günlere geri döndüm. Büyük Cami önünden demiryolunu geçip denize kaçtığımız günler i. Saathane de taksi durağının arkasındaki köşede yediğimiz dondurmaların  içtiğimiz şıraların çocukluk haşlığımızın çoğunu götürdüğünü. Lezzet lokantasının hala tadını damağımda hissettiğim o nefis dönerini, babamın beni çarıkçılar sokaktaki berbere götürüp şuna yaz traşı yap diyerek üç numaraya vurulan saçlarıma duyduğum isyanı tekrar yaşar gibi oldum. Son yıllara kadar hakiki toz salep almak için Samsunlu arkadaşlarımı görevlendirdiğim aktar dükkanını , Taşhanın köşesindeki benzinci Seyit amcadan aldığımız gaz yağını, saathanedeki dükkanların hareketliliğini, balıkçı dükkanlarındaki fayans havuzlarda yüzen kalkanlar bir bir gözümün önünden geçti. Ne bereketli ve güzel günlerdi değil mi. Bu sohbetin sonunda esas merak ettiği konuya girdi. Televizyonda mevlüt naklen yayınını izlerken takıldığım bir konu oldu. Naklen yayında caminin dışını gösterirken giriş kapısı yanındaki pencerelerle onlara komşu pençelerin çerçeveleri beyaz renkli görünüyordu. Yoksa ahşabı beyaza mı boyadılar hiç gitmemiş dedi. Bende cevaben yakında Samsun’a gideceğim, söylediğin konuyu inceleyip sana bilgi veririm dedim. Samsun’a geldiğimde ilk işim birazda merakla gittiğim Büyük cami oldu. Hakikaten arkadaşımın dediği gibi o  çerçeveler beyaz renkliydi. Demekki yanlış görmemişti. Yanıldığı nokta ise çerçevelerin beyaza boyanmış ahşap değil de PVC malzemeden yapılmış olmasıydı. Yani tarihi cami restorasyon da PVC kasalı camları ile hem de beyaz renkli olarak yenilenmişti. Hangi akıl hangi denetim buna izin verdi bilmiyorum. Ama bu kadar vurdumduymazlık sanıyorum her Samsunluyu üzmüştür. Bir Samsunlu olarak utancımdan arkadaşımı arayıp konuyu ona henüz iletemedim. İlgili merciler belki bu hatayı süratle düzeltir diye de bir beklenti içerisindeyim. Şayet bir sonuç çıkmazsa konuyu cumhurbaşkanımızın sayın eşi Hayrünnisa Gül’e nakletmeyi düşünüyorum. Beni buna yönlendiren düşünce ise kendisinin Kayseri’ye götürdüğü bir yabancı misafirine Gevher Nesibe Sultan adına kardeşi  1.Gıyasettin Keyhüsrev tarafından yaptırılan Şifahane ve Medreseye vakıflarca yaptırılan restorasyonda oda döşemelerinin tabanlarını laminant parke ile kaplanmasından duyduğu üzüntünün neden olduğunu söylemesi üzerine vakıfların yeniden aslına uygun bir malzeme kullanılarak bu utandıran yanlışlığı düzeltme yoluna gittiğinin basında yayınlanmasıydı. Umarım yöneticiler Samsun’daki  bu tarihi hiçe sayan yanlışıda bir an önce aslına uygun olarak değiştirirler yoksa cumhurbaşkanının sayın eşine bu konuyu ileterek Büyükcami  için de yardımlarını rica edeceğim.

/Yücel TÜRE
18 Temmuz 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder