Odisyos artık bu toprakların şehidi
olarak anılacak onlar ise bir komşu ülkenin vatandaşı bizim için yabancı
olacaklardı. 1989 yılı 17 Nisanında, kısa dönem
askerliğimi yapmak için Isparta`da konuşlanan 40. piyade alayına gitmiş, 2
aylık acemi eğitiminden sonrada Van Erciş`teki 10. piyade tugayına kısa dönem
çavuşu olarak gönderilmiştim. Erciş`te vatani görevimi yaparken hastalanmıştım,
birliğimdeki doktorlar beni Erzurum Fevzi Çakmak Hastanesine sevk etmişti.
Fevzi Çakmak Hastanesi Ruslardan kalma çok sağlam ve güzel bir mimariye
sahipti. Erzurum`da buna benzer oldukça fazla yapının var olduğunu da kaldığım
süre içinde öğrenecektim.
Fevzi çakmak askeri hastanesinde
tedavim sürüyor, vakit geçmek bilmiyordu... Sık sık odamdan dışarı çıkıp,
hastaneyi geziyordum. Burada en çok ilgimi çeken yer ise hastanenin girişiydi.
Hastanenin girişinde büyük bir pano vardı ve panonun üzerinde Kafkas Cephesinde
şehit olan subaylarımızın adları ve memleketleri yazıyordu. Vaktim çoktu ve hepsini sıra ile
okumaya başlamıştım. Askerde en çok aranan şey bir memleketliye rastlamaktır.
Askerler aynı şehirden olan arkadaşına toprağım diye hitap eder. Benim de doğup
büyüdüğüm memleketim Bafra`nın adı orada yazılıydı. Bir toprağım orada şehit olmuştu. Ne var ki,
adı duyduğum, alışılmış isimlerden değildi. Orada yazan ODİSYOS HACISAVA adı
bende biraz hayal kırıklığı yaratsa da, o bir Bafralıydı.
Adını not almaya dahi gerek duymamış,
hafızama kazımıştım. 1989 yılı Aralık ayında terhis olup memleketime döndüm. Odisyos
Hacısava kimdi, neyin nesiydi? Hikayesini öğrenmek sanki bana borç olmuştu.
Günlerce hastanedeki şehit subaylarımız yazan yeri okumuştum. İşim çok zordu, o
günlerde bugünkü gibi bilgi kaynaklarına ulaşmak kolay değildi. Çok araştırmam,
çok okumam, bilgi toplamam gerekiyordu. Yetersiz bilgi kaynaklarına rağmen
araştırmayı hiç bırakmadım, Odisyos Hacısava ve ailesinin bilgilerine ulaşmaya
başladım. Şimdi size Bafralıların az bildiği tarihi bir gerçeği ve Erzurum`da
karşıma çıkan hemşerim Odisyos`un hikayesini yazıyorum.
Samsun`daki başta tütün, kereste ve
havyar ticaretinden istifade etmek isteyen Rum tüccarlar, 1850`li yıllardan
itibaren Kapadokya Bölgesinden Samsun ve Bafra'ya göç etmeye başlamıştı. Osmanlının
havyar ticaretinin, tamamına hakim olan kapadokya`nın [bugün Nevşehir`e bağlı
Mustafapaşa], Sinasos kasabasından ve Niğde`nin Andaval, Fertek gibi
kasabalarından Samsun`a göç eden yaklaşık 150 tüccar Rum aile başta havyar
olmak üzere, tütün ve kereste ticaretinde Bafra`da söz sahibi oldular.
Kapadokya Bölgesinden gelerek, Samsun`un
ve Bafra`nın ticari hayatına yön vermeye başlayan tüccarlar, Avrupa`nın birçok
ülkesine de ihracat yapmaya başlamıştı. 1869 yılına kadar her şey mükemmel
giderken büyük bir talihsizlik sonucu Samsun`un neredeyse tamamına yakını,
çıkan bir yangında küle dönmüş, zamanın Osmanlı Hükümeti ve Samsun Belediyesi
aldığı geçici iskan kararıyla Kapadokya`dan gelen Rum tüccarları Bafra`ya iskan
etmişti.
Hacısava ailesi geçici olarak da olsa
Bafra`ya iskan edilmişti zaten Rum tüccarların bir kısmı, morina balıklarının
havyarını işlemek için daha önce Bafra`ya yerleşmişlerdi. Hacısava Ailesi de
artık Bafralıydı. Bafra`nın ticari hayatına büyük katkı sağlayan Rum tüccarlar,
kendi adlarını taşıyan bankalar dahi kurmuşlardı.
Onların döneminde Bafra`da kriket
oynanıyor, tiyatrolar açılıyor 30 un üzerinde gazino işletiliyordu. Refah
seviyesi artan aileler çocuklarının eğitimine büyük önem veriyor, çocuklarını
gerekirse yurt dışına eğitime gönderiyorlardı. Hacısava ailesi de oğulları
Odisyos`u tıp eğitimi için Fransa`ya yollamıştı. Odisyos tıp eğitimini
bitirerek Bafra`ya ailesinin yanına döndüğünde ailede büyük bir mutluluk
yaşanmış ama bu mutluluk uzun sürmemişti.
Koskoca Osmanlı imparatorluğu artık
zor günler yaşıyordu. Diğer doktorlar gibi Odisyos da zorunlu askerlik
hizmetine tabi tutulmuş, Kafkas Cephesine gönderilmişti. Dr. Odisyos, Kafkas
Cephesinde şehit düşmüştü. Odisyos`un doğduğu ve öldüğü topraklarda artık huzur
kalmamıştı. Bu topraklarda, dış
mihrakların kışkırtması ile artık savaş çığlıkları atılıyordu. Oysa Odisyos, o
topraklar için şehit olmuştu.
Artık Hacısava Ailesi için her şey
ters gidiyordu. 70 yıl önce Kapadokya`dan büyük hayallerle gelip, mutlu günler
yaşayan Hacısava Ailesi çok iyi geçindikleri komşuları ile düşman olmuşlardı. 1922
yılına gelindiğinde ailesinin ve akrabalarının çoğu Bafra`dan kaçmış kalanlar
ise 30 Ocak 1923 yılında Lozan`da imzalanan halkların değişimi kararıyla
mecburi göçe tabi tutulmuştu.
Hacısava Ailesi oğulları odisyosu bu
topraklar için şehit vermiş. Hiç bilmedikleri Yunanistan`a doğru yola
çıkmışlardı. Hayat tüm yaşananlar için çok acımasızdı... Odisyos, artık bu
toprakların şehidi olarak anılacak, ailesi ise bir komşu ülkenin vatandaşı,
bizim için yabancı olacaktı.
/Recep
Yılmaz
25.07.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder