21 Mayıs 2012 Pazartesi

Sonsuza Dek 19 Mayısları Kutlamak Dileğiyle

Bir 19 Mayıs’ta Samsun’da olamamanın üzüntüsü içerisindeyim. Kurtuluş savaşı meşalesinin ateşlendiği bu tarihi günün yıl dönümünde çok sevdiğim şehrimden uzakta olmanın burukluğunu yaşıyorum. Hem de 19 Mayıs kutlamaları ile ilgili ileride daha çok konuşulacak kararların alındığı ve söylemlerin yapıldığı bir dönemde … Bu kararlar ve bazı söylemler içinde Atatürk sevgisi taşıyan herkesi derinden üzmüştür. Ki o Atatürk sevgisi Kurtuluş savaşı şartlarını bizzat yaşayan ya da sonradan yaşayanlardan dinleyip veya okuyarak öğrenen her Türk’ün yüreğine işlenmiştir. Bu öyle bir sevgidir ki stadlara giremese de caddelerde insan seli olup çağlar durur. Bunun örneğini Bağdat caddesinde, Şişli’de ve İstanbul’un birçok yerinde bizzat yaşadık ya da tv’lerden izledik. Fakat aklım hep Samsundaki etkinliklerde kaldı. Ay yıldızlı bayrağımızın altında Atatürk’ün esaret zincirlerini parçalayıp bizlere armağan ve emanet ettiği kurtuluşu ve Hürriyet havasını bizzat başlangıç noktasında solumak bu 19 Mayıs’ta nasip olmadı.

Dört bir yandan Bağdat caddesine ellerinde bayrakları ve Atatürk posterleriyle gelen insanların kararlılığı ise içimizi az da olsa rahatlattı. Herkesin Atatürk’ü sevmesini bekleyemeyiz ama bazı medya kuruluşları ve onları yönlendiren çevrelerce insafsızca yerilmesine de demokrasi adına kılıf bulamayız. Hele de bunun sadece kendisine anlatılanları dinleyerek fikir dünyasını geliştirecek çocuklarımız üzerinde uygulandığını düşünürsek ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir gençlik’ yetiştirmenin ne kadar zaafa uğrayacağı da aşikardır.

Bir an aklımdan Bandırma vapurunun Samsun’a varamadığı düşüncesi geçiyor. Neler mi olurdu? Öncelikle Osmanlıyı yutmayı ve İslam’ı Anadolu’dan sürmeyi, Konstantinapol hayalini gerçekleştirmeyi ve Anadolumuzu paylaştırmayı düşleyen Emperyalistlerin hayali 100 yıl ertelenmezdi. Ertelenmezdi diyorum çünkü bu fikirler Batılıların hayal dünyasından hiç silinmedi. Fırsat buldukça da dişlerini gösteriyorlar. Bu düşünce sahiplerinin sırf bu yüzden olsa bile Atatürk’e tahammül edemeyişlerini anlamak mümkün. O yoksul milletin inanacağı bir önder bulduğunda nasıl mucizeler yarattığını çok acı görmüş oldular. Her yüzyıl bir yıldız lider ortaya çıkarır. ‘Bizim şanssızlığımız 20. yüzyılda bu liderin Atatürk olarak Anadolu’da ortaya çıkmasıdır.’ diyen yabancı devlet adamı konuyu ne de güzel özetlemiş. Canlarını hiç düşünmeden feda ederek bizlere bağımsızlığımızı sağlayan bütün vatan evlatlarının ve komutanlarımızın ruhu şad olsun. Hiç düşündünüz mü ? Şayet Kurtuluş savaşı kazanılmasaydı bize bırakılan Anadolu’dan İstanbul’a , İzmir’e , Edirne’ye, Antalya’ya veya Erzurum’ a giderken kaç noktada pasaport kontrolü yaptıracaktık. Eyüpsultan’da, Sultanahmet’te,Süleymaniye’de Selimiye’de acaba bir Cuma namazı kılma şansımız olacak mıydı?

İnanın değişen hiçbir şey yok. Aradan yüzyıl geçse de Batı yine aynı Batı.. Yalnız edindikleri tecrübelerden taktikleri değişti. Gördüler ki tek yürek tek bilek olursa Türk’ü ve Türk ordusunu hiçbir kuvvet alt edemez. Çevremizde planlarını uygulamaya koydular bile. Sıra güçlü ulus devletlerini yutmaya gelince bunu da nasıl yürüteceklerini hep birlikte ibretle izleyeceğiz.

Sonsuza Dek 19 Mayısları Kutlamak Dileğiyle..

/Yücel TÜRE
21 Mayıs 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder