11 Mayıs 2012 Cuma

Samsun Çağdaş Hekim Grubu Ne Diyor -2

Kent, hekim meslek örgütünün halktan ve emekten yana tavır koyduğu bir süreci yaşarken, 13 mayıs’ta Samsun Tabip Odası seçimlerine girecek olan Çağdaş Hekim Grubu Sağlık hakkı üzerinden bilimsel ve etik çalışmalarına devam ediyor.

En son, özelde çalışan hekimlerin özlük hakları üzerine kurguladıkları , temelinde emek eksenli mücadelenin ipuçlarını veriyor. Emeği değersizleştiren, güvencesizleştiren, baskı altında tutan temel istihdam politikalarına, insancıl ve duyarlı bir karşı ses olarak değerlendiriyorum . Bu açıdan sizlerle paylaşmak istedim :

‘’Özel Sağlık Alanında Hekimlere İş Ve Ücret Güvencesinden Yoksun, Daha Az Ücret İle Daha Fazla Çalışma Dayatılmaktadır...’’

Son altı yılda uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP), özel sağlık hizmet alanında da önemli değişimlere ve çok hızlı büyümeye neden olmuştur. Buna paralel olarak özel sağlık alanında çalışmakta olan hekim sayısı hızla artmıştır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre yaklaşık 35 bin hekim özel sağlık alanında çalışmaktadır. Hükümet uzmanlık kadrolarını artırarak bu alana uzman hekim kaynağı yaratırken, sektör de ihtiyacını kamudan yaptığı transferlerden ve muayenehane hekimlerinden karşılamaya çalışmıştır. Uygulanan politikalar ile özel sağlık sektöründe ciddi bir hasta potansiyeli oluşmuş, bu yolla özel sektöre önemli miktarlarda maddi kaynak aktarımı olmuştur.

Hekim Bağımsızlığı İş Güvencesi Ortadan Kalkıyor

Hizmet sunumundaki değişiklikler, doğal olarak özel sağlık alanında çalışan hekimlerin çalışma biçimlerine de yansımaktadır. İlk başlarda olumlu gibi görünen birçok değişiklik, programın kendi kuralları üzerinden hareket etmeye başlamasıyla birlikte ciddi, olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bunlardan en önemlisi iş güvencesinin ortadan kalkması ve daha az ücret karşılığında daha fazla çalışma olmuştur. Hekimlerin bireysel çalışma biçimleri (muayenehane, poliklinik) hızla yok olurken, hekim bir işverene bağlı çalışan durumuna dönüşmekte ve bu süreç hızla devam etmektedir. Gelinen noktada program hekim emeği açısından baştan beri öngördüğü ve dillendirdiği düşük maliyet anlayışını açık ve net biçimde uygulamaya başlamıştır. Sosyal Güvenlik Kurumunun dayattığı tıbbi işlemler için öngörülen SUT fiyatları ve vatandaştan alınan ilave ücretlerin düşük olduğunu ileri süren özel sağlık işletme sahipleri, hekim ücretlerinde ve hak edişlerde %20–30’luk kesinti yapabilmektedirler. Bunu, haksız olarak işe son vermeler, ücretlerin ödenmemesi, geç ödenmesi, düşük ücretle daha çok çalışma, özlük hakların olmadığı çalışma koşulları, etik dışı istek ve uygulamalar takip etmektedir. Ve önümüzdeki günlerde özel sağlık sektöründe de uygulamaya konacak olan global bütçe ile hekim ücretlerinde yeni bir düşüşün olacağı ortadadır.

Özel sektörün sağlık hizmetlerindeki payının artması, özel hekimlik kavramını öne çıkartmakta, ayrıca sermayenin özel hekim ücretlerini asgari düzeye indirme anlayışı ve uygulamaları konuyu önemli bir sorun haline getirmektedir. Bu gerçekler, özel hekimlerde kaygı oluştururken gelecekle ilgili umutları da yok etmektedir. Devlet, Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Güvenlik Kurumu ile sağlık hizmetlerinin neredeyse tek alıcısı ve belirleyicisi konumuna geçmiştir. Özel sermayenin tekelleşmesini öngören anlayış nedeniyle hekimlerin mesleklerini bireysel olarak sürdürmeleri istenmemektedir. Daha şimdiden özel sektörde birçok zincir hastane oluşmuş ve bunların bir kısmının büyük ortağı yabancı sermaye kuruluşları haline gelmiştir. Bu çerçevede muayenehane ve tanı laboratuarları üzerinde doğrudan kısıtlayıcı kararlar alınmasa da; dolaylı olarak, bu kurumların yasal sağlık hizmet kurumları olduğu göz ardı edilerek yok sayılmakta ve bu konuda sürdürülen haklı tüm mücadeleler dışlanmaktadır.

“Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” sözü, özel hekimlik alanı için de geçerli olmakta ve muayenehane ya da diğer bireysel çalışma şekilleri ortadan kaldırılarak, özel hekim kavramı “ücretli çalışan hekime” dönüşmektedir. Bugün özel sağlık hizmet sunumu, genel sağlık hizmet sunumu içerisinde %30’lara kadar ulaşmıştır. Özel sağlık sektöründeki sermaye ilişki biçimleri ne olursa olsun sektör yapılanmasını tamamlamayı sürdürmekte; bu durum hekimlerin emek açısından giderek artan biçimde sömürülmesine yol açmaktadır.

Özel sağlık sektörünün, yani sermayenin bilinen özellikleri ve karakteri nedeniyle beklenen sonuçlar ortaya çıkmış ve SDP daha önceden öngörülen maddi kaynak yetersizliğine bağlı olarak tıkanmaya başlamıştır. Sistemin sürdürülebilirliği açısından ciddi endişeler ortaya çıkmıştır. Sistem maliyet sorununu çözmek için bir yandan hekimlerin emeğini ucuzlatırken, diğer yandan vatandaştan GSS priminin yanı sıra katkı ve katılım payı ve ilave ücret alarak ek vergilendirme yolunu seçmiştir.

/Cem ŞAHAN
11 Mayıs 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder