6 Ağustos 2014 Çarşamba

Bir Tarihi Kentin Trajikomik Hikâyesi

Haber dün Hedef HALK’ın manşetinde ‘Tarihi Kentler Başkanına ayıp’ diye verildi. Ki; bu haber, Bir Tarihi Kent iddiasındaki şehrin trajikomik hikâyesinin bir özeti gibidir. Zamanın Başbakan’ı Tansu Çiller tarafından Büyükşehir yapılan Samsun’un sadece adı büyükşehir oldu. Samsun, sadece görüntüde statü değiştirmişti. Adı “birinci sınıf şehir” olmuştu ama kendi hala “ikinci sınıf”tı. Hatırlayanınız olacaktır, Çiller bir miting sırasında Samsun’un statü değişikliğini anlatmaya çalışırken ‘’Samsun’u Birinci Lig’e çıkaralım mı?’’ demişti. Liderlerin miting meydanlarında başına sık gelen bu dil sürçmesi durumu uzun süre alay konusu edilmişti. Zira Samsunspor adı o dönemde birinci Lig olan Türkiye Süper Lig’inde top koşturuyordu.

Adı Büyükşehir olan Samsun’da Gazi, İlkadım, Canik ve Atakum beldeleri ve bu beldelere belediyeler kurulmuştu. O zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Rahmetli Muzaffer Önder’in bu statüden dert yandığını ve bunun değişmesi gerektiğini söylediğine yakından tanıklık edenlerdenim. Neyse o yanlıştan dönüldü ve yeni ilçeler oluşturuldu. Şimdi de Bütünşehir olduk. Tam anlamıyla Büyükşehir belediyesiyiz şimdi.

Başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz’da dördüncü dönemdir Samsun’u yönetiyor. Kıdemli başkanlardan artık. Ülkedeki bütün belediye Başkanları tarafından tanınıyor çok şükür. Bizim Başkanı ülkemizdeki bütün belediye başkanları da seviyor olmalılar. Ki; Tarihi Kent özelliği olmayan Samsun’un belediye başkanını oylarıyla ve hür iradeleriyle Tarihi Kentler Birliği Başkanlığına seçtiler. Şimdi böyle dedim diye yani ‘’Tarihi Kent özelliği olmayan Samsun’’ ifademe başta Turgay Sözen ve Musa Orhan itiraz edecekler biliyorum.

Kusura bakmayın kardeşler. Ben bu iddiamı hala sürdürüyorum. Tarihi Bir kentte kale duvarları üzerine İş hanı yapılmasına izin verilmez. Bir şehir tarihi kent ise eğer, o şehirde kale duvarlarının kalıntısı üzerine bina kurulamaz. Metin Sözen Hoca’nın hışmına uğramadan önce o şehir halkı, bu garabeti yapmak isteyenleri anında derdest eder. Hani hep söylenir ya ‘’Bu şehrin sahibi yok’’ diye. Ben buna inanmam, hiçbir vakit inanmadım. Bu şehrin sahibi sensin. Aziz kardeşim, bu şehir senin ve benim. Senin tarlana ve mülküne tecavüz edilse öyle durup bekler misin? Muhakkak bir tepkin olur değil mi?

Neden o vakit senin olan bu şehrin hakları gasp edilirken, celep bekleyen uysal koyun gibisin. Bak daha önce birçok bölge müdürlüğünün akıbetini AA Bölge Müdürlüğü de yaşıyor. Sana soruyorum, “bu duruma bir tepki verdin mi aziz kardeşim?” Dün Hedef Halk’ın Manşetindeki habere de tepki vermeyeceksin bunu biliyorum. Şimdi biz sürekli Büyükşehir Belediye Başkanını eleştiriyoruz ya. Büyükşehir Belediye Başkanının Tarihi Kentler Birliği Başkanı olduğu şehirde “Müze Kart” satılmaması olayını eleştirmeye bizim hakkımız olmadığını düşünenler olabilir diye yazıyorum. Ben şehrimde her şey iyi ve güzel olsun istiyorum, Samsun’a yapılan bu ayıba sevinecek değilim. Benim şehrime ve benim şehrimin belediye başkanına bu terbiyesizliği kimse yapamaz.

Benim şehrime bunu yapan o kurum öyle inanıyorum ki, şimdi “Pardon’’ diyecek. Sehven yapılmış bir hata olduğunu ileri sürerek bu durumu ‘’Kusura bakmayın bir yanlışlık oldu’’ diyerek geçiştirecek. Biz uysal koyun olduğumuz sürece boynumuza yular takmak isteyenlerin sayısı da her keçen gün artacaktır. Unutma…. !

/ Ragıp GÖKER
06 Ağustos 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder