9 Kasım 2013 Cumartesi

Subaşı’nın Eserleri İle Ortak Payda Samsun

Bugünkü yazımızın ilk satırlarını,  gazetemiz köşe yazarlarından ve bana göre Samsun’daki Sivil Toplum Örgütleri arasında en aktif ve ses getiren bir yapıya sahip benim de üyesi bulunduğum SAM-SEV’in kurucusu olan Sayın Sadi Subaşı’nın  yazmış olduğu “TÜRKİYE VE SAMSUN” isimli 2 ciltten oluşan eserlerine ayırmak istedik. 2 ciltlik eser, Sadi Subaşı’nın gerek gazetemizdeki köşe yazıları ve gerekse kendisi ile çeşitli yayın organları tarafından söyleşilerinin derlenmesinden oluşmuş.

 Siyasi kimliğini yani partili rozetini Samsun’un menfaatleri  söz konusu olduğunda ceketinin arkasına iliştirebilen nadir insanlardan biri olarak tanıdığım Subaşı’nın gerek Samsun ve gerekse ülkenin  geçmişine  ve bugününe yönelik tespitlerinin yer aldığı eserler, Samsun’un  ve ülkenin genel sorunlarının adeta bir arşivi niteliğini taşımaktadır. Birikimlerin gelecek kuşaklara intikali anlamında çok önemli bir kaynak olduğuna inandığım bu tür eserler, gelecek nesillere kesinlikle ışık tutacaktır. Çünkü paylaşılanlar duyum veya dedikodu değil gerçek yaşanmışlıklardır. Bu eserleri vücuda getirerek özellikle Samsun’a armağan eden ağabeyim Sadi Subaşı’yı yürekten kutluyor ve devamı temennisi ile başarılar diliyorum.

Ortak paydamız Samsun’dur. Elbette herkes kendisine özgü bir dünya görüşüne ve siyasi bir kimliğe sahiptir. Bu görüş ve kimlik çerçevesinde siyasi platformlarda mücadeleler gerektiği şekilde verilir. Ancak ortak paydada yani Samsun gerçeğinde birleşmek gerekir. Bilindiği üzere Samsun özellikle gerek siyasi irade ve gerekse bürokratlar marifeti ile bir kimlik arayışına itilmiştir. Amazon, Sülün vesaire gibi faktörler ile bir marka şehir imajı yaratılma gayreti içine girilmiştir. Oysa Samsun kendiliğinden tescilli ve bu ülkenin yaratılışında mihenk taşı konumunda olan bir markaya zaten sahiptir.

Sosyal anlamda hal böyle iken, ekonomik anlamda da Sağlık Kenti ve Enerji Kenti gibi söylemlerde son yıllarda moda haline gelmiştir. Termik Santrallere davetiye çıkararak kenti ve çevresini zehir soluyan bir moda sokarsanız elbette bu tür yatırımların dezavantajı olan kanser ve benzeri hastalıkların tedavisi için kentte sağlık yatırımlarını artırmalısınız ki, Samsun’da bugün yaşanan tablonun içeriği bu şekildedir. Türkiye’nin en bereketli iki ovasına sahip Samsun, ne yazık ki bu ovaların nimetlerinden istifade etmek yerine, sadece yatırımcılarını mutlu eden projeler ile anılmaktadır.

 Üstelik bu tür yatırımları yapan firmalar ülke kanunlarını da hiçe saymak cüretini gösterebilmektedirler. Kamuoyunu ise bazı medya organlarına verdikleri reklamlara ödedikleri bol sıfırlı meblağlar ile kolayca yönlendirebilmektedirler. Kent olarak özellikle 197O’li yılların ortalarından başlayan süreçten bu yana ekonomik ve sosyal kalkınma anlamında geri plana itilmiştir. Bir milletvekilimiz ile yaptığımız sohbette, yazılarınızda  “Samsun’un kalkınmışlıkta 7. Sıralardan 37. Sıralara gerilediğini yazıyorsunuz ama Samsun’dan ilk 500’e giren firmalar olduğunu unutuyorsunuz” şeklinde bir eleştiri yöneltmiş idi.

Bu eleştiri karşısında bende kendisine “sayın vekilim bu kentte tekel sigara işletmeleri başta olmak üzere işçi çalıştırma kapasitesi 500’ün üzerinde olan 3 adet büyük işletme kapatıldı, bu tesislerden yüzlerce işçi çıkarıldı, 30 yıldan bu yana Samsun’da bırakın 500 veya 1000 işçiyi 300 kişiye istihdam sağlayan kaç adet tesis yapıldı” şeklinde bir soru yönelttim. Samsun’un gerçekleri bunlardır. Bu nedenle susan değil konuşan bir Samsun profili çizmek gerekir. Yayın organlarımızda köşe yazarları siyasi kimliğini bir yana bırakarak Samsun’un gerçeklerini hangi görüşe mensup olursa olsun dile getirmelidirler.

Bürokratlar eleştiremezler, gerçekleri dile getiremezler. Kelime dağarcıklarında “Tamam efendim, emredersiniz efendim, konu ile ivedi olarak ilgileneceğim efendim” gibi cümlelerin dışında hiçbir ifade yer alamaz. Bu nedenle Sadi Subaşı gibi, Erdem Erol gibi ve gerçekleri eyyam yapmadan köşelerine taşıyan kişilerin  yazdıklarını iyi okumak ve anlamak gerekir.

/Süleyman SALUR
09 Kasım 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder