Geçtiğimiz günlerde 90.Gurur yılını birlikte
kutladığımız Cumhuriyetin, bir yönetim biçimi olmasının dışında, bizdeki farklı
bedelinin ağır oluşu elbet. Bu yüzden çok değerli... Cumhuriyet bu memlekette
ciddi bir duruştur çünkü. Bu duruşun bir ifadesi olarak benzerlerini görmeye
aşina olduğumuz etkinliklerin, kutlamaların sahip çıkma adına atılan adımlar
Bafra’da neredeyse Cumhuriyetle yaşıt. Merkezde Gazipaşa Mahallesi’nin,
köylerde ise Sürmeli ve Asar’ın başı çektiği Cumhuriyet Bayramı kutlamaları,
geleneksel bir şekilde devam ediyor.
Öyle ki takvim yapraklarına 29 Ekim’i not düşen ve
bütün programını Bafra’ya göre koordine eden Bafralılar var yurdun her yerinde…
Gelmeleri de, kalmaları da gitmeleri de şehri şenlendiriyor. Ve her gelme… Her
kalma ve her gitme bir sonrakini görebilme umudunu taşıyor. Geçmiş yıllara
kıyasla, sıcak sohbetler, ziyaretler eskiyi yad edişler, ön plandaydı bu yıl. “Nerede
o eski Bafra” iç çekişi ile başlayan uzun sohbetlerden tamamı insana dair. Yatırımlarla,
yapılan ya da yapılmayanlardan öte öznesi sadece insan. Ve anlaşılıyor ki o
eski Bafra’dan günümüzde eksik olan sadece sevgi… Nasıl ki eski yıllarda
koşulsuz şartsız seviyorsa; insanlar birbirini, şimdi aynı sıcaklığa sahip
değil ilişkiler.
Nasıl ki eskiden toplumsal beklentiler, kişisel
beklentilerin üzerindeyse, şimdi tam tersi. Kısır çelişkilerin, tartışmaların,
sırf beklentiler farklı olduğu için iyi ye de kötü diyebilme çıkarcılığının üst
seviyede olduğunu görmek için büyük ölçekli merceklere gerek yok sanırım. Bu
yalnız bir ilçenin değil, ülkenin sorunu haline geldi. “Benim olsun, diğerleri ölsün” basitliği… Paranın
araç olduğu zamanlarda yetişti eskiler. Sevdiği insanı küçücük şeylerle de olsa
mutlu etmek için araçtı para. Çocuklarına bir külah dondurma almak için
gerekiyordu. Annelerine bir demet gül almak için geçerliydi. Ama hiçbir zaman
amaç olmadı günümüzdeki gibi. Onların zamanında maddi olan her şey azdı. Ya da
hiç yoktu. Ama onun yerine sevgi çoktu. Ve hep vardı.
Evet belki eskiden olduğu gibi smokinli, papyonlu
beyler gezinemeyecek belki artık Bafra sokaklarında, Belki millet
kıraathanesindeki sıcaklığında değil günümüz kafelerinin sohbetleri, Belki bir
“Kaptan Kopuz”u yok Bafra’daki sporun. Belki gül kokan bahçelere sahip değil
artık evler… Fakat gelişen, büyüyen bir şehir artık Bafra… Gelişimin,
değişimin, kalkınmanın insana dair vasıfları olan sevgi, saygı, hoşgörü ve vefa
yok olmamalı… Demem o ki; Bafra unutmamalı…
/Birol BİRCAN
07.11.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder