11 Temmuz 2012 Çarşamba

İnsaf, Müftü Bey…

Sene 1944 o zamanki tabirle Reisicumhur İsmet İnönü ve on dört bakanın imzaladığı bir kararname ile iki kitap yasaklanmış. Bunlardan birisi Süleyman Dede adlı bir kişinin yazdığı “Tam Mevlid-i Şerif” diğeri de Burdurlu Abidin Kara Arslan’a ait İzmir Kültür Basımevi’nde bastırarak yayımladığı “54 Farzlı Büyük ve Tam Namaz Hocası” adlı kitaplar.  Bu konu siyaseten söz dalaşı konusu olduğundan içeriğine çok girmek istemiyorum. Ancak o dönem yasaklanan bu iki kitaba baktığımızda içlerinin İslamla alakalı olmayan saçma sapan hurafelerle dolu olduğunu görüyoruz.
                  
Birkaç örnek vereyim; “54 Farzlı Büyük ve Tam Namaz Hocası” kitabında;

“Don ve şalvarı ayakta giymek, ışığı üfleyerek söndürmek, alimlerin önüne geçip yürümek, ayakta çiş etmek, eşik üstünde oturmak, soğan sarımsak kabuğu yakmak, aç iken soğan yemek, kürdan ile diş karıştırmak yoksulluk sebebidir… Uzun kollu giysi giymek, imansız ölme nedenidir. Erkeklerin ipeksi giysi giymeleri, bıyıklarını kesmeleri, elbisenin eteğinin uzun olması, sihirbazlık dinen sakıncalı işlerdir.”

Diğer kitap Süleyman Dede’nin (Süleyman Çelebi değil)  “Tam Mevlid-i Şerif” kitabı.  Bunda da

“Sarımsaklı yemeği Çinli hiç sevmezdi fakat ev sahibini de hiç kırmak istemezdi”, “Bu iş Mustafa’ya doğrusu oldu merak, acaba 30 lira neden eksik bu tabak” gibi ifadeler bulunuyor.
                  
Yasaklanan kitaplar dinen yanlış bilgilerle dolu. İşte üzerinde söz dalaşı yapılan ve yasaklandığına dair belgesi ortaya çıktığı söylenen kitaplar bunlar. Peki, aylar öncesinde konuşulan bu konuya nereden geldim, şimdi ona gelelim.

Samsun İl Müftüsü dokuz gün önce İmam Hatip Lisesi mezunlarının ve öğrencilerinin katıldığı bir toplantıda konuşuyor. Müftü Beyin çocuklara hitaben yaptığı konuşmasının bizi ilgilendiren bölümünü aynen aktarıyorum:

"… Nerelerden nerelere geldik. 1940'lı yıllarda Kur'an'ın bile yasak olduğu dönemlerde hocalarımız dağlarda, mağaralarda Kur'an'ı öğreterek bize miras bırakmışlardı. Bugünlere kolay gelinmedi… "

Şimdiye kadar Kur’an’ın yasaklandığını hiç duymamıştım. Böyle bir iddiayı akademisyen kimliği olan Samsun İl Müftüsü ortaya atıyorsa dikkate almak ve araştırmak gerektiğini düşündüm. İlahiyatçı tanıdıklarımla görüştüm. Görüştüğüm kişiler kesin bir dille hiçbir dönemde Kur’an’ın yasaklanmadığını söylediler. Müftü Bey 1940’lı yıllara vurgu yaptığı için bir de oraya bakayım dedim ve yazının başında sizlere aktardığım belgelere ve bilgilere ulaşabildim.

Yasaklanan o dönem iki zatın yayınladığı kitaplar, Kur’an değil. Ama Müftü Beye sorsanız bu ülkede Kur’an yasaklanmış. Dağlarda, mağaralarda Kur’an öğretilmiş…  El insaf… Ben Kur’an denince bir tek şey anlarım. Sanırım herkes için de bu geçerlidir. Altı yaşında Kur’an’ı hatmetmiş Müftü Bey bunu bilmiyor mu?  Yoksa İmam Hatipli çocuklarımıza gaz vereyim derken, kendi de mi gaza geliyor? İmam böyle yaparsa, cemaat ne yapar, bir düşünmek gerek…

/Dr. Murat ERKAN
11.07.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder