14 Temmuz 2012 Cumartesi

Herkes Görevini Yapsaydı, Bunlar Yaşanır Mıydı?..

Bu soruyu, selin acısını can kayıplarıyla yaşayan Canik Belediye Başkanı Osman Genç'e sordum dün.. Samsun böylesine bir yağmur görmese de 'suyun tahliye edilemeyip, su baskınına' dönüşmesi ve can kayıplarına yol açması ihmaller zinciri olduğunu bir göstergesi.. Bu bir gerçek ve bundan kimse kaçamaz.. Kim hatalıdır, nerede hatalıdır, neleri yapmamıştır, su baskınına yol açabilecek nedenler neden giderilmemiştir... Selin yaşandığı günden bu yana Osman Genç'in içinde bulunduğu durumu tahmin etmek çok zor değildi.

Samsun'un arka bahçesini 'cazibe merkezi haline getirmiş' ama, kontrol edilemeyen su bir anda tüm yapılanları 'alıp götürmüştü'.. O nedenle dün Başkan Osman Genç'i ziyaret ettim.. Canik Kültür Merkezi'nde 'kriz masasında' çalışmalarını' sürdürürken buldum kendisini.. Morali iyiydi ama 'bazılarının daha önceden görevlerini yapmayıp, halen siyaset yapmasını 'bol bol resim çektirmesini' eleştiriyordu. Fotoğraflarda olanlar 'selden önce ne yapmışlar Canik için' diye sormadan edemiyor adeta.. Ekibi dakika dakika bölgedeki çalışmalardan haberdar ediyor.. Seferberlik Samsun'un diğer yerlerinde bitmiş ama Canik'te nokta atışı çalışmalar sürüyor.

Bir yandan selin yaralarını sarmaya çalışıyor, bir yandan sel öncesi 'cazibe merkezi olan ilçesinin' o konumunu yeniden canlandırmak için çabalıyor..  'Haksızlık yaptılar bana bazıları. Samsun'da siyaset yapanlar, hizmeti de yeterince yapsalardı, bunu yaşamayacaktık' diyor.. Eleştiri okları Büyükşehir Belediyesi'ne.. Google'den selden önce ve selden sonra uydu görüntüleri ile kendilerinin sel sonrası çektiği fotoğraf ları inceledik birlikte.. Yılanlıdere'de suyun nasıl yükseldiğini görmek mümkündü. Dün TV8'de DSP Lideri Masum Türker'in de ortaya attığı iddia Yılanlıdere kenarındaki Taş ocağı iddiasını o da dile getirdi. Orada 'dinamitlerin patlatıldığı bir taş ocağına nasıl izin verilmiş, kim vermiş inanılır gibi değil..

Genç, "Çok çalıştım, gelemeyecek yatırımları buraya getirdim" suçum bu mu diye eklerken, Büyükşehir Belediyesi'nin derelerin ıslahını yapmamasını 'selin verdiği zararda en önemli etken' olarak görüyor.. Mezbahanenin oraya yapılmış olan 130 metre uzunluğundaki üstü aralıksız olarak kapatılmış köprüye ise anlam vermek mümkün değil.  O köprünün altından selin sürüklediği odunlar, çöpler nasıl geçecek ki.. Yüzlerce fotoğrafa baktım.. Ama büyük fotoğrafa baktığında; ortaya çıkan şu.. Büyükşehir dereleri yeterince ıslah etseydi. *Suyun denize boşaltıldığı yer, yeterli genişlikte olsaydı, su tahliye edilebilseydi. *Şimdi yıkıyoruz dedikleri evleri 15 metrelik yol ve park alanı olmasına rağmen 'yıllar öncesinden' yıksalardı..

*Kuzey Yıldızı TOKİ Konutları'nda da o kapıcı dairelerinde hayatını kaybedenler, 'ne olursa olsun' o gece için tahliye edilseydi, bugün '100 yılda bir yağan yağmurun yol açtığı selde' Canik bu kadar yara almayacaktı.. Kısacası herkes görevini yapsaydı; bu acılar böylesine yaşanmayacaktı.. Peki şimdi ne olacak.. Şimdi yapılacaklar ve bölgedeki tüm çalışmalar, aslında bu selin su baskınına dönüşmesine neden olan ve ihmalleri bulunan kurumları da ortaya çıkaracak.. Nasıl? Görsel olarak; Gözümüzün önünde yaşanacak her şey..

Şimdi tüm iş makineleriyle çalışma yapanlar, dereleri harıl harıl ıslah edenler, suyun denize boşaltılması için daha doğru projelerle büyük kanalları kimler yapacaksa, dere yatağında daha önce yıkılması gereken evleri şimdi kimler yıkıyorsa, dar gelen su geçiş kanallarını kimler genişletecekse, onlar aslında bu afet öncesi bu görevleri yapması gerekipte, ancak şimdi yapan olarak, gün yüzüne çıkacak..

Başbakan dedi diye şimdi yollara konulanlar, "Vatandaşına yasal sorumluluklarını da zamanında yerine getirmeliydi". Yani bak, izle, sorumluyu bul dönemi.. İzleyelim görelim.. Ne, kimin göreviymiş.. Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturması ayrı tabi. Onu herkes merakla bekliyor..

14.07.2012
/A.YENER CABBAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder