4 Mart 2014 Salı

Kentsel Dönüşüm Rantsal Bölüşüm Oldu

Dere yataklarına inşa edilen TOKİ konutlarının Samsun’da başlayan tahribatının bir benzerinin Osmaniye’de de yaşanmasının muhtemel olduğu, 120 bine yakın devlete ait konutların da yaklaşık % 30’unun toprak kayması veya benzer tehlikeler ile karşı karşıya olduğu ifade edilmektedir. Devlet  yatırımlarının bütün yönleri ile düşünülmeden yapılması, Mimarlar Odalarının uyarılarının dikkate alınamaması, imar mevzuatlarında ranta yönelik değişiklikler yapılması ve  son yıllarda da tüm bu olumsuzluklara kentsel dönüşüm projelerinin eklenmesi ile kentlerimizdeki imar çarpıklıklarını önlemek mümkün olmamaktadır.

Kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme davetiye çıkarması bazı kabine üyeleri dahil olmak birilerinin haksız kazanç sağlanmasına zemin hazırlamıştır. Bir örnek verilecek olur ise; bilindiği üzere bir süre önce Samsun Milletvekili Suat Kılıç  Ankara Hamamönü’nde 2 adet arsayı kelepir fiyatla satın almış ve bilahare bu arsalara villa yapılmıştır. Üstelik arsayı satan görevli “Kentsel Dönüşüm  Proje Müdürü”dür.

Burada anlatmak istediğimiz bakanlık görevi de ifa etmiş bulunan bir milletvekilimizin bir şekilde adının karıştığı bir olayı gündeme getirmek değil, kentsel dönüşümle başlayan ve insanların haklarının gasp edilmesini ortaya koymaktır. Kentsel dönüşüm kapsamına alınan mahalle sakinlerine ”kentsel dönüşüm kapsamında binanız yıkılacaktır” şeklinde bir yazı geldiğinde, herkes binasını elden çıkarmayı tercih etmektedirler. Bu bölgelerde adeta satış ofisleri kurularak binalar sudan ucuz fiyatlar ile satın alınır. Yani güçsüz olan ev sahiplerinin evleri güçlü olanlar tarafından ele geçirilmektedir.

Proje ile birlikte yıkımlar başladığında Avrupa medyası “Türkiye’de tarih yok ediliyor, 19 yüzyıla ait önemli eserler yıkılarak yerlerine alışveriş merkezleri ve oteller yapılıyor” şeklinde yayınlar ile duyurmuş idi. Hatta boş binaların yağmalandığını ve pencerelerinin kablolarının sökülerek satıldığını, vatandaşların görüşlerine başvurulmadığını, belediyelerin ise tahribatlara göz yumduğunu ifade etmekte idiler. Kentsel dönüşümün rantsal bölüşümü yarattığı gerçeği ülke dışından da kolaylıkla tespit edilebilmiştir.

Bilindiği üzere kentsel dönüşümün amacı, kentsel yenilemeyi sağlama, mevcut yapı stoklarını iyileştirme ve en önemlisi ise riskli alanlarda yaşayanların sağlıklı ve konforlu konutlarda oturmalarını sağlamak idi. Başlangıçta riskli alanlarda oturanlar rezerv alanlarda inşa edilecek binalara nakledilecekti. Ancak 16 Mayıs 2012’de yürürlüğe giren kanunun uygulama yönetmeliği her 3 veya 4 ayda bir değişime uğradı.

Yönetmelik değişiklikleri ile sermaye gruplarına imkanlar sağlandı. Çünkü riskli alanlarda oturanlar için tahsis edilen rezerv alanlarda, riskli alanlarda oturmayanlara da yatırım yapmaları yolu açıldı. Şimdi sık olarak değiştirilen yönetmelikler ile rant kapılarının açılmadığı iddia edilebilir mi? Kentsel dönüşüm Kanunu ile ortaya çıkan bu tabloyu, pek çok alanda da görebilmek mümkündür. Özelleştirmeler ile yok bahasına elden çıkarılan kamu mallarının yarattığı tahribat ise ayrı bir konudur. Öyle ki, bazı işletmeler, içindeki hurda fiyatlarının tutarından daha düşük bedeller ile satılmış ve dolaysıyla milletin hakkı gasp edilmiştir.

Elimizde yaklaşık 70 milyar dolar civarında özelleştirme geliri elde edilebilecek değerlerimiz bulunmaktadır. Son 10 yıl içinde 80 yıllık birikimler elden çıkarılarak bütçe açıklarına katkıda bulunulduğu düşünüldüğünde, 70 milyar dolarlık değerlerin de yine sudan ucuz bedeller ile özelleştirilmesi sürpriz olmayacaktır.

Bunu ifade ederken devletin elbette otel, restoran, ayakkabı ve içki üretmesini onayladığımız düşünülmemelidir. Ulaşım, elektrik üretimi ve dağıtımı gibi hizmetlerde özel şirketlere yaptırılabilir. Yargı, sağlık ve eğitim gibi asli görevler üzerinde yoğunlaşması da kabul edilebilir. Ancak örneğin 1 milyar dolara sattığınız bir işletme birkaç yıl sonra 10 milyar dolarlara varan bir değere ulaşıyor ise, özelleştirme politikalarında milletin aleyhine bir şeyler yanlış yapılıyor demektir.

/Süleyman SALUR
04 Mart 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder