7 Mart 2014 Cuma

Betona Tapıyoruz…

Binaya tapıyoruz... Bina yaptıkça, sorunlar çözülecek gibi hissediyoruz... Ağaçlarımızı, bahçelerimizi, derelerimizi, toprağımızı... Her şeyimizi hırsla betonlaştırıyoruz... Şöyle bir dönüp bakınca geçmişe... Kendi çocukluğumu anımsıyorum mesela... Kadifekale’de, şehrin içinde meyve bahçelerinin arasında büyüdüm… Kiraz, vişne, erik ağaçlarının arasında… Bir yanda tavuk kümesleri, diğer yanda inekler, köpekler, kediler… Bu tadı yaşayan son kuşağız biz galiba... Şimdi hangi evin bahçesinde kiraz ağacı var, soruyorum...

Her yer beton... AVM'ler, koca koca binalar... Adalet sarayları, devasa hastaneler... Sanki, binalar büyüdükçe sorunlar çözülecek sanıyoruz... Modern hastaneler nasıl ki ölümleri durdurmuyor, kansere çare olmuyorsa... Adalet Sarayları da adaleti tesisi etmiyor... Akıllı tahtalarla dolu modern okullar da; eğitimde başarıyı getirmiyor... Gündemimiz seçim... Projelere dikkat edin... İktidardan muhalefetine kadar... Her birini kitapçığında, broşüründe, tanıtımında koca koca binalar, plazalar, AVM'ler... Bir kaç aday hariç hepsi betonlaşmada yarışıyor... "Yeşil bir kent" diyenlerin sayısı çok az... Yeşil için proje üretene çok az...

Samsun'da seçimler “müteahhitler odası” genel kurulu gibi geçiyor… Birisi "ben şu binayı yapacağım" diyor, öteki "hayır ben daha büyüğünü yapacağım" diye karşı çıkıyor... Bir “anlayış” sunan yok... Çocuklar için proje üreten arıyorum ben biraz daha... Onlar için yeşil, temiz bir gelecek vaat eden... Betonlaşma heveslisi olmayan… İlerlemeyi, gelişimi, çağdaşlığı betonda değil, sağlıklı, mutlu bir gelecekte gören, projelerini bunlara endeksli hazırlayanları gözlüyorum… Söylesenize, çok fazla şey mi istiyorum?

/Miraç ÖZTÜRK
07 Mart 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder